Atatürk'ün boşanma gerekçesi
Abone olAtatürk ve eşi Latife Hanım'la ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı. Romanya'daki arşivler, Ata hakkındaki dedikoduları gün ışığına çıkardı. İşte o dönem yaşananların tümü:
‘Mustafa Kemal Paşa ile Latife Hanım arasında sıkça tartışma
yaşanıyordu. Mustafa Kemal, Latife Hanım’dan 5 Ağustos 1925’te
ayrıldı. Ondan, evi terk edip İzmir’de ailesinin yanına gitmesini
istedi.’
ROMANYA’nın Bükreş kentindeki devlet arşivine giren Hürriyet,
Türkiye’yi ilgilendiren tarihi belgeleri buldu. Kral sarayından
alınıp, devlet arşivine getirilen bu dosyalar arasında, 1925-27
yılları arasında İstanbul ve Ankara’da görev yapan Romanya
temsilcisi V. Anastasiu’nun, istihbarat elemanlarından toplayıp
ülkesinin Dışişleri Bakanlığı’na yolladığı çok önemli kriptolar ve
belgeler bulunuyor. Hürriyet 80 yıldır gizli tutulan bu belgelere,
Romanya-Türkiye Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Tamer Atalay’ın
girişimleri sonucu, Rumen yetkililerin devlet arşivinin kapılarını
açmalarıyla ulaştı. Belgeler, Türk asıllı tarihçi Mustafa Mehmet’in
büyük katkıları ile ortaya çıktı. Atatürk ile Latife Hanım
arasındaki tartışmaların belgeleri V. Anastasiu’nun 27 Ağustos 1925
tarih ve 44292 sayılı raporuyla Romanya devlet arşivine şöyle
girmiş:
ATA’NIN EVLİLİĞİ
‘Ankara’daki istihbarat elemanımızdan gelen rapora göre, Mustafa
Kemal Paşa ile Latife Hanım arasında son günlerde sıkça tartışmalar
yaşanıyordu. Ancak Türk basınında bu olaylar gösterilemiyordu.
Mustafa Kemal, Latife Hanım’dan 5 Ağustos 1925 tarihinde ayrıldı.
Atatürk, ayrıldıktan sonra Latife Hanım’dan evi terk edip, derhal
İzmir’de ailesinin yanına gitmesini istedi. Çiftler arasında
karşılıklı atışmalar yaşanırken, Latife Hanım, Mustafa Kemal
Paşa’nın geç saatlere kadar milletvekili ve bakan arkadaşları ile
ülke sorunlarını tartışıp, kendisine fazla zaman ayıramadığından
yakınıyordu. Mustafa Kemal Paşa ise Latife Hanım’ı, siyasi işlere
sıkça müdahale etmek ve aile yakınlarını torpille işe sokmakla
suçluyordu. Atatürk, Latife Hanım’ı İzmir’e gönderirken, çantasına
50 bin lira harçlık koymuştu.’
Yine Romanya’nın İstanbul temsilcisi V. Anastasiu, 27 Ağustos 1926
tarihinde 44295 sayılı dosya ile gönderdiği belgelerinde Türkiye’de
basın özgürlüğünün kısıtlandığını, hükümete karşı yazı yazan
gazetelerin kapatıldığını ve gazetecilerin Anadolu’nun çeşitli
şehirlerine ve köylerine sürüldüğünü şöyle yazdı:
SANSÜR VE SÜRGÜN
‘Hüseyin Cahit, Çorum’un bir köyüne sürgün edildi. Onun çalıştığı
gazetenin müdürü de tutuklandı. Bazı yazarlar yazdıkları
makalelerle Kürt isyanının başlamasına neden oldu. Ankara’da
yayınlanan Hakimiyet-i Milliye Gazetesi, Ankara hükümetini aşırı
derecede methetti. Türk gazetecileri diğer ülkelerdeki siyasi ve
iktisadi olaylarla yakından ilgileniyor. Hükümetin gazeteciler
üzerine uyguladığı bu baskı ile gazeteciler makale yazma cesareti
bulamıyorlar. Çünkü Ankara hükümeti diğer ülkelerdeki ekonomik ve
politik gelişmelerin Türk basınında yer almasından hoşlanmıyor.
Sonuç olarak basına özgürlük tanınmıyor ve aşırı sansür
uygulanıyor.’
Bugüne göre 1.2 trilyon lira
5 Ekim 1925’te İstanbul darphanesinde ilk Cumhuriyet altını
basıldı. 5 lira değerindeki ilk altın Mustafa Kemal Paşa’ya
gönderildi. Latife Hanım 50 bin lirası ile o tarihte 10 bin tane
Cumhuriyet altını alabilirdi. Bugün 10 bin tane Cumhuriyet altını
almak için ödenmesi gereken para ise 1 milyon 240 bin YTL, yani 1.2
trilyon Türk Lirası gerekiyor.
O tarihlerdeki rakamlara ilişkin bazı örnekler vermek gerekirse,
1924 yılında kurulan İş Bankası’nın sermayesi 1 milyon liraydı.
Bunun 250 bin lirasını Atatürk vermişti. 1925 yılında kuruluş
çalışmalarına başlanan şeker fabrikalarının sermayesi ise 500 bin
liraydı.
Fransız Elçi’yi neden kabul etmedi
ROMANYA’nın İstanbul’daki elçisi Filality, 4 Ocak 1926 tarihinde
Fransa elçisi Sarraut ile İstanbul’da bir saatlik görüşme yapmıştı.
İki elçinin görüşmelerinde Milletler Cemiyeti’nde alınan bir
kararla ilgili olarak İngilizlerin, Türklere karşı tarihi hata
işlediklerine değinildi. Rumen elçi Filality, bu görüşmelere
raporunda şöyle değindi:
‘Fransız elçi bana İngilizlerin, Türklere düşmanca tutumları ve
davranışlarının bu insanların gururlarını inciterek eski düşmanları
Ruslara yakınlaşmaya mecbur ettiğini, böylece yalnız Türklerin
değil, Asya’da yaşayan 30 milyon Müslümanın da mağdur edildiğini
söyledi.
Fransız elçi, Ankara hükümet yetkililerinin kendisini muhatap
almadığını, iki aylık bir süre içinde İsmet Paşa ile bir kez
görüşebildiğini söyleyerek Mustafa Kemal ile hiç görüşme
yapamadığından yakındı. Aynı zamanda Türkiye’nin Asya politikası
ile yakından ilgilendiğini belirtip, bu konunun önemini anlattı.
Türkiye’nin Asya politikasının gelecekte bütün Avrupa’yı yakından
ilgilendireceğini, büyük sorunlar yaratabileceğini izah etti.
Fransız elçi çok da iddialı konuşarak, Türkiye’nin Asya
politikasının gelecekte Avrupa’yı karıştıracağını söyleyip, bu
konuda bir eser yazacağından da söz etti.’
Haber : Celal Demirbilek
Kaynak : www.hurriyetim.com.tr