Atatürkçülük diktatörlerin elinde

Abone ol

'Atatürkçülük, ne yazık ki, astığı astık kestiği kestik diktatörlerin ideolojisi haline geldi' diyen Yeni Şafak yazarı Ahmet Kekeç, çok tartışılacak bir yazı yazdı...

Matbuat, şimdi, Kemalizmin, ya da bir başka ifadesiyle Atatürkçülüğün AB'yle bağdaşıp bağdaşmadığını tartışıyor. Ortak sonuç şu: Pek bağdaşmıyor. Hatta, liberal bilinen kimileri ''Tüh, Atatürk yüzünden bizi AB'ye almayacaklar'' diye telaş göstermeye bile başladılar. Sanki müzakere tarihi önündeki tek engel Atatürk'müş gibi. Belirtmekte yarar var: Bu satırların yazarı, Kemalizmle Atatürkçülüğün farklı şeyler olduğunu düşünmektedir. Bunu müteaddit defa dile getirmiştir. Farklıdır, çünkü Kemalizm, halkı biat eden, pasif, edilgen varlıklar olarak görmektedir ve sapına kadar dogmacıdır; Atatürkçülük ise, dogmalara karşı ''aklı'' ve ''bilimi'' öncelemektedir. Fakat, ikisini cem eden bir algı ortaklığı var; Kemalizm derken de, Atatürkçülük derken de, aslında (bilerek ya da bilmeyerek), aynı şeyden sözetmiş oluyorsunuz; dünyaya kapalı, baskıcı, otoriteryen, otarşist... Tabii, Atatürk'ün bunda bir kabahati yok. Bu algı ortaklığını oluşturanlar, kendilerine ''Atatürkçü'' diyenler. Çünkü, Türkiye'de, bütün askeri darbeler, Atatürkçülük adına yapıldı. Mustafa Kemal darbe ideolojisinin kuramcısı, ''Nutuk'' da bu ideolojinin kutsal kitabı haline getirildi. İçeridekiler böyle de, dışarıdakiler çok mu farklı? Düşünebiliyor musunuz, Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov bile ''Atatürkçü'' olduğunu söylüyor. ''Benim yolum Atatürk'ün yoludur'' buyurmuş, ''Atatürk'ü sevenler benim dostumdur, sevmeyenler düşmanım...'' Kırgız Askar Akayev de ''Atatürk'ün yolunda...'' Türkmenbaşı ha keza! Merhum Haydar Aliyev'in Atatürk'ü ne kadar sevdiğini hatırlatmaya gerek yok. Küçük Aliyev de sık sık Atatürk'e atıf yapıyor. Ortak özellikleri otoriter ve diktatör olmaları... Özbek Kerimov, Türkmen Şapar, Kırgız Akayev ve bize en yakın olması gereken Azerbaycanlı Aliyev ülkelerinde adeta terör estiriyor... Muhalefet yok. Hukuk yok. Parlamentonun, adı var kendi yok. Kurulu düzeni eleştirenler, ''Madem bağımsızlığımızı kazandık, o halde Rusya'nın peyki gibi davranmayalım'' diyenler sorgusuz sualsiz darağacına gönderiliyor. Cezaevleri, kerameti kendinden menkul diktötöre kafa tutan muhaliflerle dolu. Diktatörü kutsamayanlara ekmek yok. Ve yolsuzluklar... Kerimov, Özbekistan'daki ticari işletmelerin neredeyse tek sahibi. Servetinin hesabı bilinmiyor. Şapar Murat'ın İsviçre bankalarında yatan dolarlarıyla Türkmenistan yeniden inşa edilir. Askar Akayev ise ''para'' ve ''gayrimenkul'' zengini. Türk halkına karşı (nedense) biraz mesafeliler. Rusya'yla işbirliği yapmayı her zaman Türkiye'ye tercih ediyorlar. KGB terbiyesi bunu gerektiriyor. (Çünkü KGB kökenli hepsi... Soğuk savaş bitince, seçimsiz intihabsız gelip birer cumhuriyetin başına kuruluverdiler.) Bugüne kadar aralarında gerçekten Türkiye dostu, gerçekten Atatürkçü bir tek kişi çıktı; Ebulfez Elçibey... Onu da KGB ve Aliyev ortak tertibiyle alaşağı ettiler. Dosttu, ama rahmetli biraz saf bir adamcağızdı; Nahcıvan'ı Türkiye topraklarına katmaktan, İran Azerbaycan'ını ilhak etmekten sözediyordu. Bu adamlar Atatürkçü... Atatürkçülük, ne yazık ki, (Ankara'nın da katkılarıyla) katı, ceberrut, astığı astık kestiği kestik diktatörlerin ideolojisi haline geldi. Bizim öncelikle bu ideolojiyle ödeşmemiz, Atatürk'ü de bu adamların elinden kurtarmamız gerekiyor. AB sonranın işi... AHMET KEKEÇ / YENİ ŞAFAK

Günün Önemli Haberleri