Atatürkçülere böyle ders verdi

Abone ol

Atatürk Kurumu'nun başına atanmasıyla tepkileri üstüne çeken Mümtazer Türköne, Atatürkçülüğün her zaman ünvan elde etmenin bir yöntemi olarak kulanıldığını söyledi ve ekledi:Ben Atatürk'e değil, Atatürkçülüğe inanmıyorum

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu üyeliğine atanan Mümtaz'er Türköne, o andan itibaren eleştirilerin odak noktasındaki isim oldu.

Türköne, kendisine yöneltilen eleştirilere, Habertürk gazetesine vermiş olduğu röportajla yanıt verdi.

Türköne, Atatürkçülüğün her zaman ünvan elde etmenin bir yöntemi olarak kulanıldığını söyledi ve ekledi: Ben Atatürk'e değil, Atatürkçülüğe inanmıyorum

İşte yeni bir tartışmayı başlatacak olan o ropörtaj...

SÜRPRİZ OLMADI

Sürpriz mi? Galiba başka bir şey. Sadece insanın neyle karşılaştığını bilmemesi galiba. İtiraf edeyim; bu kurulun ne iş yaptığını, teklif edilen görevin ne olduğunu tam olarak bilmiyordum. Bu kurulun Anayasa'da yer alan bir anayasal kurum olduğunu biliyordum tabii. Ama ne iş yaptığını bilmiyordum.

GÖREVE TALİP OLMADIM

Bizim devlet terbiyemizde bir göreve talip olmak yoktur. Görevler verilir. Bir ay önce önerildi. Ben de kabul ettim.

"İT ÜRÜR KERVAN YÜRÜR"

Tabirimi mazur görün: "İt ürür, kervan yürür." Bu görev bir arpalık değil ki. Gerçi milletvekilliği de öyle. Bu kurula yönetim kurulu üyesi olmanın, sorumluluk üstlenmek dışında hiçbir avantajı yok. Merak edenler yönetim kurulu üyelerinin bu işten ne kadar gelir elde ettiklerini araştırsınlar. Sekreter yok. Araba yok. Şoför yok. Hatta oda bile yok.

TEPKİLERE KIZIYORUM

İtiraf edeyim; tepkilere kızıyorum. Ama aynı zamanda anlıyorum. Bu Atatürkçülük müthiş bir sermaye. Sınıf atlamanın, itibar kazanmanın, emek vermeden unvan elde etmenin en kestirme yolu. "Biz Atatürkçüler" diye söze başlayınca adamın başka hiçbir vasfa ihtiyacı kalmıyor. Ben onları rahatsız ettim. Çünkü maskelerini indirdim.

ATATÜRKÇÜLÜK DOGMA MI?

Allah aşkına yazdıklarını okuyun. Saçınızı başınızı yolarsınız. Yüz çeşit Atatürkçülük var. "Neden bu kadar çeşidi var?" diye sormak bile tekerlerine çomak sokmak olmuyor mu? Durumun özü şu: "Atatürkçülük" diye verimsiz, faydasız bir meslek üretildi. Bir kere bu tahammülsüzlük niye? Bu eleştiriye neden bu kadar tahammülsüz oluyorlar? Atatürkçülük eleştirilemez mi? Eleştirilemeyen şeyin adı "dogma" değil mi? Atatürk'e dayanıp dogma üretmek Atatürk'ün mirasına ihanet değil mi? Eleştirilmekten neden bu kadar rahatsız oluyorlar?

"BEN ATATÜRK'E DEĞİL ATATÜRKÇÜLÜĞE İNANMIYORUM" -

Sizin Atatürk'ünüz nasıl bir tarihsel figür? Çok başarılı. Çok kalıcı. Çok etkileyici. Bir kere tartışmasız büyük bir siyasi deha. Bir strateji dehası. Machiavelli'nin tarif ettiği hükümdar gibi: Tilki kadar kurnaz. Aslan kadar güçlü. Ben en çok zamanlama konusunda içgüdüsel bir yeteneği olduğunu düşünüyorum.

"ATAMA SAYESİNDE ELEŞTİRİLERİMİN MENZİLİ ARTTI" 

Atatürk'ü bir değer görüp, Kemalizm'i bağnazlık olarak nitelemeniz tutarsızlık değil mi? Kemalizm, CHP'nin altı okudur. Ne olduğu bellidir. Bir parti programıdır. Bir parti kendisini bu altı okla ifade edebilir. Ama Atatürkçülük çok farklı bir şey. 1960 darbesinden sonra icat edildi. Darbenin, askeri vesayetin gerekçesi olarak ilan edildi. Darbeciler meşruiyet problemini çözmek için, gasp ettikleri iktidara dayanak bulmak için Atatürk'e sığındılar. Darbeyi yapıyorlar. Sonra da "Bu haltı nasıl savunuruz?" telaşına düşüyorlar. Atatürk'e sığınıyorlar. Atatürkçülük darbecilerin ideolojisidir. Darbe ideolojisidir.

ATATÜRK'LE DİĞERLERİNİ ÖTEKİLEŞTİRDİLER

Demokrasiyi içselleştirmiş, her şeyi halkın iradesine, tercihine bağlamış bir Atatürkçülük türü hiç aklınıza geliyor mu? Sandıktan çıkan bir iktidara Atatürk adına karşı çıkıyorsanız ve buna da "Atatürkçülük" diyorsanız, demokrasiyle işiniz olamaz. 27 Mayıs'ta halkın oyuyla gelmiş iktidarı devirip başbakanı asıyorsunuz. Sonra da Atatürkçülüğü icat ediyorsunuz. Neden? Ellerinde silahlar Atatürk büstlerinin, heykellerinin arkasına sığındılar. Atatürk'ü istismar ettiler. Atatürk kimsenin malı değil. Türkiye'nin ortak paydası. Bayrak gibi, vatan gibi ortak değeri. Kimse Atatürk'ü sahiplenip ülkenin geri kalanı için ötekileştirmesin.

AHMET HAKAN'IN ELEŞTİRİSİ

Çok sert bir eleştiri değil. Sadece yanlış bir eleştiri. Ben bir yere kurulmadım. Benim bir bilim adamı olarak, bir aydın olarak eleştirilerimi daha etkili yapabileceğim bir irtifa kazandığımı söylemek daha doğru. Evet atandım. Ve size söylediklerime bakın. Resmi ideolojiyi eleştirmeye devam ediyor muyum, etmiyor muyum? Söylediklerimde bir değişiklik var mı? Beni memnun eden tek şey, bu atama sayesinde eleştirilerimin menzilinin artması. Atatürkçüler de eğer fikirlerine güveniyorlarsa, benden istifade edebilirler.

İSTEYEN ATATÜRK'Ü RAKI İÇEREK YAD ETSİN

Türkiye'nin ortak değeri olarak Atatürk'ü herkesin kendi meşrebince sevmesine, yad etmesine neden hoşça bakmayalım? Akşamcısı Atatürk'ü beyaz leblebi ve keçi peyniriyle rakısını yudumlayarak, arabesk dinleyerek yad etsin. Alevi'si ayin-i cemde niyaza dahil etsin. Öbürü mevlit okutsun, dua etsin. Sadece Anıtkabir'e gidip çaput bağlama işine sıcak bakamam.

"ATATÜRK BARIŞ ÖDÜLÜ KEMAL BURKAY'A"

Kurumunuzun bir görevi de "Atatürk Uluslararası Barış Ödülü"ne değer kişiyi seçmek. Siz önümüzdeki dönem bu ödüle yerli ve yabancı şahsiyetler olarak kimi layık görürdünüz?

Şimdi siz sorduğunuz için ilk aklıma gelenleri söylüyorum. Türkiye için Kemal Burkay. Uluslararası alanda ise Tunus'ta Gannuşi olabilir.

Günün Önemli Haberleri