Atatürk, Hitler'in elçisini kovmuş
Abone olCornelius Bischoff, Hitler'in esmeye başladığı yıllarda Atatürk'ün "zalimin zulmüne" nasıl karşı koyduğunu anlattı.
Almanya'nın Lübeck kentinde 19 Mayıs Türkiye Halk Kültür ve
Gençlik Merkezi (TÜRGEM) ve Verdi Sendikası tarafından düzenlenen
“Ayyıldız Altında Kurtuluş" başlıklı konferansta Cornelius
Bischoff'un ilginç açıklamalarına sahne oldu.
Tarihi belediye sarayındaki konferansı Türgem Başkanı Remzi Uysal
ve dönemin SPD milletvekili dedesi Nazi toplama kampı Buchenwald'da
öldürülen Verdi Bölge Başkanı, Ernst Heilmann yönettiler. Heilmann,
Nazi döneminde Alman muhaliflere Türkiye gibi cesaretle kucak açan
çok az ülke olduğunu söyleyerek, “Türkiye hayat kurtarıcı bir
ülkeydi. Bugün Türkiye AB'ye dahil olmalı mı, olmamalı mı
tartışmalarını yürütülenlerin tarihe bir göz atmasını diliyorum"
dedi.
Hitler'in aptallığına gülüyordu
Babası sosyal demokrat ve sendikacı olduğu için 1939'da Türkiye'ye
sığındıklarını söyleyen ve kendisi Türkiye'de liseyi bitiren,
“Bizden önce Hitler'in ilk Başbakan olduğu 1933'de Türkiye'ye
sığınan çok sayıda bilim adamı vardı. Bazıları bizzat Atatürk ile
tanışma imkanı bile bulmuşlardı. Onlar daha sonra lisede,
üniversitede hocalarımızdı. Hep Atatürk'ün Hitler'in aptallığına
güldüğünü anlatırlardı. Atatürk, akıl almaz ırki ve siyasi
sebeplerden dünyaca ünlü bilim adımlarını Almanya'dan kovan
Hitler'in aptallığına gülermiş. Atatürk, hatta Türkiye'nin bu bilim
adamlarını ülkeye almamasını talep eden Hitler'in bir elçisini kapı
dışarı etmiş.
Nazi devleti Türkiye'nin Alman muhaliflere sığınma hakkı vermemesi
için baskı kurmaya çalıştı ama ne Atatürk ne de İnönü buna boyun
eğdi. Hatta Türkiye'ye muhalif bilim adamlarına kapılarını açmaması
ve aldıkları kovması için Almanya'dan Nazi yanlısı bilim adamları
gönderme ve maaşlarını ve tüm masraflarını Alman devletinin ödemesi
bile teklif edildi. Atatürk Türkiye'si bu ahlaksız teklifi tabii ki
reddederek büyüklüğünü gösterdi" dedi.
"Pasaportlarımızı almaya cesaret edemediler"
Bischoff, muhalif Almanların kaçtığı diğer ülkelerde Alman
Büyükelçiliklerini ve Başkonsolosluklarının muhaliflerin
pasaportunu uzatmadığını ve hatta ellerinden aldığını söyleyerek,
“Türkiye'de,, Türk devletinin tepkisinden çekinerek buna cesaret
edemediler. Biz muhaliflerin pasaportları devamlı geçerli kaldı,
süresi dolanlar hiç sorun çıkartılmadan uzatıldı" dedi.
1933-45 arası başta Almanya olmak üzere Avrupa kapkaranlık bir
devreden geçerken, Türkiye'nin yeni kurulan Cumhuriyet'in
coşkusuyla aydınlık, dinamizm dolu olduğunu söyleyen Bischoff,
“İnönü hem Almanya, hem de İngiltere'nin yoğun baskısına rağmen
Türkiye'yi savaşın dışında tutmayı başardı. Ben ve ailem gibi bir
çok Alman muhalifin Türkiye minnet borcu var. Türk yazarlarının
kitaplarını Almanca'ya çevirerek bu borcunu ödemeye çalışıyorum"
diye konuştu.
Sayısız çeviri ödülü sahibi olan Cornelius Bischoff, Yaşar Kemal
ile Türkiye'deki okul döneminde başlayan dostluğunun hala sürdüğünü
ve Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk ile de çeviri işleri dışında
da yakın arkadaşlığını bulunduğunu söyledi.
Konferansta ayrıca edebiyat araştırmacısı Doç. Dr. Wolfgang Beutin
Nazi döneminde Türkiye'ye sığınan ve en önemli eserlerini yazan dil
bilimcileri Leo Spitzer ve Erich Auerbach'ın Türkiye'deki yaşamı ve
eserleri hakkında detaylı bilgi verdi.