Atalay'dan HSYK bildirisine tepki
Abone olBaşbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Kanal 24 televizyon kanalında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Atalay, yolsuzluk kılıfı içinde hükümete karşı, adeta
bir darbe olduğunu herkesin anladığını söyledi.
HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici'nin yazılı açıklaması ile ilgili
değerlendirmesi sorulan Atalay, "HSYK'nın bugünkü
açıklaması, doğrusu bizim geleneğimizde, teamülümüzde ve yüksek
yargı geleneğinde de olmayan bir şey" ifadesini
kullandı.
HSYK Kanunu ile ilgili değişiklik teklifine değinen Atalay, 17
Aralık operasyonu ve sonrasında yaşanan süreci anlattı.
HSYK'nın, Adli Kolluk Yönetmeliğindeki değişikliğin iptali
istemiyle Danıştay'da açılan dava sırasında da "korsan bir toplantı
yaparak, yönetmeliğin yasaya aykırı olduğuna" ilişkin görüş
belirttiğini hatırlatan Atalay, Danıştay'ın ilgili dairesinin de
bunun üzerine Hükümet ve idareden savunma almadan yönetmelik
değişikliğinin yürütmesini durdurduğunu söyledi.
"Korsan toplantının yapıldığı gün, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın
görevine yeni başladığını" kaydeden Atalay, "Kendi bakanlarını,
başkanlarını uğurlama gereği de duymuyorlar, yeni gelene bir
hoşgeldin deme gereğini de duymuyorlar. Hoşgeldini böyle diyorlar.
Onlardan bilgisiz, halbuki başkanın bir bilgisi olur toplantıdan,
üyeleri toplantıya çağırıyorlar. Üyelerin aslında bir kısmı, o
toplantıda alınan, yönetmelikle ilgili görüşe karşı çıkıyor ve
itiraz şerhi koyuyor. Ama onlara önceden ne için toplanıldığı
bildirilmediği için toplanıyorlar" diye konuştu.
ANAYASA'YA AYKIRILIK DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU
DEĞİL
Bunun ardından HSYK'nın tartışmaya açıldığını belirten Atalay,
"Toplum bunu tartışır oldu. Böyle bir şey olamaz yargıda.
İnsanların güvendiği, en çok güvenmesi gereken ve oraya güvenin
bittiği zaman umudun bittiği yargıdır. Bunun üzerine HSYK ile
ilgili bir değişiklik gündeme geldi" dedi.
Bu konuyla ilgili olarak muhalefet partilerine de teklif
götürdüklerini ve çağrıda bulunduklarını, ancak buna itirazda
bulunulduğunu anımsatan Atalay, Adalet Bakanı, bakanlık
bürokratları, Anayasa Komisyonu Başkanı, Adalet Komisyonu Başkanı,
AK Parti'nin hukukçu genel başkan yardımcıları ile dışarıdan bazı
öğretim üyelerinin de görüşü alınarak HSYK Kanunu ile ilgili
değişiklik teklifinin hazırlandığını anlattı.
Atalay, "Burada Anayasa'ya aykırılık diye bir şey söz konusu değil.
En çok o boyutu dikkate alındı. Anayasa'da HSYK ile ilgili maddenin
kanuna bıraktığı hususlar sadece burada düzenleniyor. Dolayısıyla
burada biz o manada bir sorun görmüyoruz ve bu konuda çok
dikkatliyiz. Tabii ama hukukta bir yerindelik değerlendirmesi ve
keyfiliklar başlarsa bunun sonu gelmez. İnşallah o yönde bir şey
gelmez" ifadesini kullandı.
YARGIYA KİMSE HESAP YAPMIYOR
Erklerin hepsini demokraside milletin denetlemesi gerektiğini
vurgulayan Atalay, olup bitenlerle ilgili olarak yasama ve
yürütmeden milletin hesap sorduğunu söyledi.
Parti olarak her ay iki defa kamuoyu yoklaması yaptırarak,
yürütülen çalışmalara milletin ne dediğinin öğrenilmeye
çalışıldığını dile getiren Atalay, "Kendimizi daima millet
denetiminde hissediyoruz. 2,5 ay sonra seçime gideceğiz. Millet
bize karnemizi verecek. Ama yargıya kimse hesap sormuyor. Yargı
millet tarafından seçilmiyor ve hiç milletin onu denetlemesi de söz
konusu değil" dedi.
Demokratik ülkelerde yargının ya millete ya da parlamentoya
seçtirildiğini, bazı yerlerde hükümet veya cumhurbaşkanı tarafından
belirlendiğini aktaran Atalay, "Yargının objektif olmadığı, adaleti
tesis etmek için uğraşmadığı, yan tuttuğu bir yerde o ülke iflah
olmaz. Yani 'adalet mülkün temelidir' sözü boşa değildir. Adalet
olmazsa mülkte zulüm vardır. Adaletin olmadığı yer, adaletin
karşılığı, zulümdür, haksızlıktır. Bütün bunları düşünmek lazım"
ifadesini kullandı.
Türkiye'de parlamentonun, mevcut Anayasa'yı mutlaka değiştirmesi ve
milletin denetleyeceği bir yargının olması gerektiğini belirten
Atalay, "Yürütme de yasama da yargı da millete hesap verir hale
geldiğinde herşey düzene girer" diye konuştu.
Bir kuruluşun yaptığı çalışmaya değinen Atalay, "Araştırma var
bugün basında. Güvenilir, iyi bir araştırma kuruluşu bir araştırma
yapmış. Milletin yüzde 69'u son olup bitenlerin hükümete karşı bir
komplo olduğu kanaatini taşıyor. Millet çok şeyi seziyor. Milletin
değerlendirmesi olsa millet bunları çok iyi görecek. Yeterki biz
millete daha fazla imkan tanıyalım. Milli iradeyi daha öne
çıkaralım ve milletin değerlendirmelerini siyasetin de yargının da
hepsinin önüne alalım" değerlendirmesinde bulundu.
BU BİR DARBEDİR
17 Aralık'ta gerçekleştirilen İstanbul merkezli operasyonla ilgili,
"Rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun üzerini kapatmak için mi hükümet
harekete geçti, yoksa rüşvet yolsuzluk operasyonu gerekçesiyle bir
hükümet operasyonuyla mı karşı karşıya olduğunu düşünüyorsunuz?"
şeklindeki soruya karşılık Atalay, "Biz rüşvet, yolsuzluk
kavramlarının zerresine karşıyız" cevabını verdi.
Atalay, bakanların kendilerinin, yolsuzlukları açığa çıkarıp
yargıya teslim ettiğini belirterek, "Belli ki seçim öncesi veya
ihtiyaç duydukları zaman kullanmak üzere bunlar buzluklara
konulmuş. İzmir'deki olayda öyle" dedi.
"(Bir gün ihtiyaç olur, hükümete karşı kullanacağımız gün gelir, o
zaman kullanalım) diye bunlar bekletilmiş" ifadesini kullanan
Atalay, sonrasında belli bir grubun, polis ve yargının içindeki
kesimle bunu planladıklarını söyledi. Atalay, şöyle konuştu:
"Ama bizim oradaki kararımız şu. Tamam, yani genede bu şekilde de
olsa, ortaya bir şey çıktıysa, biz bunun sonuna kadar gideceğiz.
Orada Başbakanımız biliyorsunuz, tutuklamaları bekledi. Kararları
bekledi. Çünkü bakanları hemen ilk anda ne olduğunu bilmeden, daha
yargıda gelişme değerlendirme olmadan, hemen bakanların
değiştirilmesi o da uygun olmaz."
Atalay, ancak bunun yolsuzluk kılıfı içinde hükümete karşı, adeta
bir darbe olduğunu herkesin anladığını söyledi. Kendiside darbe
nitelemesinde bulunan Atalay, şunları söyledi:
"Bu ülkede 11 yıldır olup bitenleri herkes görüyor. Hele bu
çalışmaların içinde olanlar. Türkiye'de her şey rahatladı. Her
çalışma, özgürlükler arttı, ülkemiz zenginleşti. Hamdolsun her
vatandaşımızın hayat standardında yükselme oldu. Bugün Türkiye daha
yaşanılır bir ülke ve özellikle her düşünce sahibinin, her
cemaatin, her grubun, her sivil toplumun, her kesimin çok rahat
ettiği ve çalışmalarını geliştirdiği, genişlediği, büyüdüğü bir
dönemdir. Biz bunu çok önemli gördük. Çünkü uzun yıllar, on
yıllarca cefalar çekmiş, sıkıntılar çekmiş... Daha şu 28 Şubat'ı
düşünün. Hepimiz neler çektik. Bu hükümet bütün bunları önlemiş.
Bütün bu zulümleri önlemiş ve ondan sonra zulüm görenlerin bütün
haklarını iade etmiş bir hükümet. O günlerde nice şeyler çekenler
şimdi bugün HSYK'da olduğu gibi falan çıkıp açıklamalar yapıyorlar.
Tabi üzülüyoruz ama bunlar belirleyici değildir. Daha kalıcı
şeyler, milletin vicdanındaki kalıcı şeyler çok önemli ve
milletimiz çok iyi değerlendirir."
"Büyük çalkalanmalar beklemiyoruz" diyen Atalay, şu değerlendirmede
bulundu:
"Bütün bunların içinde çalkalanmalar, dalgalanmalar olsa bile
doğruyu takip etmek çok önemlidir. Ülkenin geleceği için doğruları
yapmak çok önemlidir. Biz bundan şaşmayacağız. Bu konularda
izlediğimiz siyaset kararlı, yanlış gördüğümüzün yanlışlıklarını
ortaya koyacağız. Yaptığımız her şeyi hukukun içinde yapacağız,
katiyen hukukun dışına çıkma diye bir şey olmaz. İlkeli bir
politika izliyoruz. Başından beri böyle. Pek çok şeyimiz
eleştirildi, karşı çıkanlar oldu ama sonunda vatandaşlarımız da
bizim niyetimizi anladı ve bize desteklerini daha da arttırdılar.
Siyaset biraz bazen risk almaktır, cesarettir, dik duruştur.
Konjonktürel, güne göre eğilip bükülerek siyaset olmaz. İyi şeyleri
doğru şeyleri yapamazsınız. Genel Başkanımızın şahsında biz hepimiz
doğrusu ilkeli olmayı çok önemli görüyoruz."