Atalay'dan Gandi'ye 'köstebek' davası
Abone olCHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün Köstebek olduğunu iddia ettiği Beşir Atalay, yargı yolunun açık olduğunu söyledi ve ekledi;
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Deniz
Feneri'yle ilgili polis baskını öncesi haber veren köstebeğin
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay olduğunu iddia etmesi sonrası
tartışma alevlendi.
Kılıçdaroğlu'na yanıt veren Atalay, "Hiçbir davayla ilgili
yönlendirmem olmadı, külliyen yalan" dedi.
Yürüyen soruşturma ile AK Parti arasında irtibat kurulmak
istendiğini belirten Beşir Atalay, Kılıçdaroğlu'nun, Deniz Feneri
savcılarının değişikliğini de siyasi gerekçelere bağlama çabasında
olduğunu belirtti.
Beşir Atalay, 'Kendi onuruna düşkün olmayan başkalarının
onuruyla kolay oynar' ibaresinde bulundu ve yargı yolunun
açık olduğunu söyledi.
NTV'nin sorularını yanıtlayan Atalay'ın açıklamaları özetle
şöyle:
"Kendi onuruna düşkün olmayanlar başkalarının onuruyla
kolay oynarlar. Zerre kadar insani tavır yok. Gizli olan soruşturma
dosyalarıyla suçlamak anamuhalefet liderine yakışmıyor. Bunların
hepsi kurgu iftira. Bu bir acizliktir. Dünkü konuşmasında töhmet
altında bırakan çok şey var. Hukuk yolunu kullanacağız, dava
açacağız. Türkiye böyle bir anamuhalefet liderine layık
değil.
BAKANLIKTAN TELEFON EDİLMESİ NORMAL
Burada ele aldığı ve bizlerle ilgili ileri sürdüğü konulara da ben
açıklamalar getirmek istiyorum. Bir telefon konuşması ileri
sürüyor. İçişleri Bakanlığı öyle bir bakanlık ki, yerel
yönetimlerle birlikte çalışır. İçişleri Bakanı'nın ofisinden bir
belediye başkanına telefon edilmesi çok normal bir şey. Bu hele
hele benim ilimse. Benim çok uzun süredir tanıdığım birine telefon
edilmesi çok normal bir şey. Konuşmada ne olduğunu sayın genel
başkana sormak lazım. Bir şey varsa zaten davada çıkacak. Benimle
ilgili bir şey şahsımla ilgili bir şey yok. Bunu büyük bir şey
bulmuş gibi yapması çok üzücü. Koruma müdürüm iki sene önce ne
konuştuğunu hatırlamıyor bile. Benim şahsımla ilgili hiçbir şey
yok.
ŞİRKETİ GAZETE ÇIKARMAK İÇİN KURDUK
İkincisi benim 1999'da bir şirket kurmam. Nehir Medya A.Ş'de 2000
Ocak ayında istifa ederek ayrıldım. 1 TL'lik hisse bedelimi de
devretmişim. Bir gazete çıkarma niyetiyle. O zaman emekliydim.
Böyle bir şirket kurmuştuk ama gazete çıkmadı, bizler de
ayrıldık.
O KİTAP BENDEN ÖNCE BASILDI
Üçüncüsü bir kitap 10 bin adet basılmıştır diyor. Dernek
yöneticileri ve kamu görevlileri için temel kaynak. Bir kitap
hazırlanmış bunu İçişleri Bakanlığı'ndaki uzmanlar hazırlamış.
Promosyonla basılmış ve derneklere dağıtılmış. Bu 2006'da benim
bakanlığımdan önce. Bu üçünü bir genel başkan çıkıyor gündeme
getiriyor. Bu bir acizlik. Bilmiyor mu bunun 2006'da basıldığını?
Yürüyen soruşturmayla ilgili AK Parti'nin hükümetin irtibatını
nasıl kurarım. Savcılar burada görevden alındı. HSYK şikayet
üzerine değişiklik yaptı. Bunu siyasi gerekçelere bağlama çabası
var. Anamuhalefet partisinin genel başkanının açıklamasının
temelinde bu gerekçeler var.
NİYE ÜÇ YILDIR SONUÇLANMIYOR?
Niye üç savcı bu soruşturmayı sonuçlandırmıyorlar diye sormak
lazım. En küçük bir engelleme olmamıştır. Ne talep edildiyse o
destek kendilerine verildi. Savcılar Almanya'ya gitmek istemişler,
Almanya makamlarının izin çıktığı ertesi gün gönderilmişler. Üç
yıldır niye bir iddianameye dönüştürülmedi. Bunun cevabının
bulunması lazım. Hükümetin bu soruşturmayı engellemesi gibi bir şey
söz konusu değil.
YARGIDAN KİM NE YAPACAKSA YAPMALI
Dünkü tabloyu bütün hukuk çevreleri ibretle seyretsin. Elinde daha
gizli soruşturma safhasında benimle ilgili olmayan şeyleri getirip
dosyayı bizzat gösteriyorsa toplumda adalet duygusuyla ilgili sorun
var demektir. Veremeyeceğimiz bir hesap yoktur. Kendisi daha
partisinin hesabını verememiştir. Kendisiyle ilgili SSK Genel
Müdürü'yken ayyuka çıkmış şeyler var. Biz her adımımızın hesabını
veririz. Rastgele birileri tarafından onuruyla oynanması, iftirayla
suçlanmasının yargı çevrelerince de iyi değerlendirilmesini çok
önemli görüyorum. Kim ne yapacaksa yapması lazım.
ELİNDE NE VARSA AÇIKLASIN
Kılıçdaroğlu'yla görüşmem olmadı, söz konusu da değil.
Elinde ne varsa açıklasın. Bü tür şeylerde İçişleri Bakanı'nın
bilgisi olmaz. Bunları iller yapar, olması da gerekmiyor. Avukatlar
inceliyor, dava açma zamanı konusunda kararı
verecekler"
KARAYILAN'IN YAKALANDIĞINA GÖRE BENDE BİLGİ YOK
Murat Karayılan iddialarını yorumlayan Atalay, "Bir gazetede iddialar çıktı. Yakalanma vesaire konusunda şu anda bir yakın bilgi içinde değilim. Yakalandığı ile ilgili bir bilgi bende yok" dedi.
GEREKTİĞİNDE KARA HAREKATI OLUR
Terörle mücadelede ön plana güvenlikle ilgili konuların geçtiğini
belirten Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siirt'teki bayanların, Batman'da anne karnında ölen
çocuk... Bunlar unutulmaz. Operasyonlar sürecek, gerektiğinde kara
harekatı da olur. Güvenlikle ilgili tedbirlerimiz hiçbir ara
verilmeden devam edecek. Bu konuların nihai çözümü için uygun bir
zamandır diyoruz. Seçim sonrası güçlü bir iktidar ve iyi bir
atmosfer var. Her şey rahat konuşuluyor. Gerekirse her tür görüşme
yapılır. Şu anda çok yönlü bakışımızı sürdürüyoruz. Bir ekibimiz
var, bu konu üzerinde çalışan. Kurumların hepsinin eşgüdüm içinde
çalıştığı bir dönemi yaşıyoruz. Öbür boyutlar ihmal edilmedi.
Sadece operasyon ve güvenlik süreci devam ediyor gibi algılanmasın.
Öbür boyutlar üzerinde çalışıyoruz."
ÖCALAN'A EV HAPSİ GÜNDEMDE YOK
Atalay, Öcalan'a ev hapsinin gündemde olmadığını söyledi.Kuzey
Irak'ın terör üssü olmaktan çıkacağını belirten Atalay,
"Operasyonlarda daha nitelikli istihbarat var. Mahmur Kampı
orada bir üs. Orası üzerinde de bütünlük içinde
çalışılıyor" diye konuştu.
İŞTE ATALAY'IN AÇIKLAMALARI