Astsubaylar Başbuğ'a kırgın!
Abone olGenelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ göreve geldiğinde verdiği sözü unuttu.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, göreve
geldiği ilk günlerde astsubayların şartlarında iyileştirme
yapılacağı sözü vermişti. Başbuğ'un emekli olmasına sayılı
günler kala astsubay camiasında büyük bir umut yaratan bu sözler
yerine getirilmedi.
Şimdiye kadar köşesinde astsubaylar ve uzman eratla ilgili sıkıntı
ve dertleri kaleme alan Habertürk yazarı Umur Talu'dan ilginç bir
yazı daha geldi.
Talu, emekli astsubayların Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'a
hitaben yazılan mektupları köşesinde yayınladı:
Aslında Genelkurmay Başkanı'nın borcu; çünkü göreve gelmeden hemen
önce "o askerler" önünde söz vermişti.
Sonra bir, iki küçük adım, birkaç büyük de söz attı. Medya
"Astsubay devrimi" diye manşet attı Ama hem
"Cumhuriyet" Genelkurmay'ı, hem
"Adalet" hükümeti, hem "Milli
Hâkimiyet" Meclis'i "devrim"in üstüne yattı.
"Devrim"in kaderi bu değil mi? Önce kendi
çocuklarını yer, denir ya, esasta en öne e kendi adını yer. Belki
de asıl devrim, önce insanın kendisinin değişmesidir! 3 MEKTUP
Borcum aşağıdaki "açık mektup"u yayınlamak. Önceki ilk mektup bana.
İkinci, 100 bine yakın muvazzaf, kim bilir kaç katı emekli,
"camia"ya. Sonuncu, "emekli astsubaylar"dan Genelkurmay
Başkanı'na.
BAŞBUĞ DA FARK YARATAMADI
Emekli astsubaylar Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un fark
yaratamadan görevi sona erdireceğine inanıyor. Talu'yu okumaya
devam edelim:
Bir "Umur Bey; bir dönem daha kapanıyor, Genelkurmay Başkanı'nın
sözünü tutması mü mkün görünmüyor. Kimi zırhlı Audi ile avu ndu,
kimi trilyonluk Fenerbahçe Orduevi'ndeki lojmanla avunacak.
Sizler sayesinde sorgulamayı, haksızlık karşısında sessiz kalmanın
haksızlık kadar suç olduğunu öğrenen arkadaşlarımız bu açık mektubu
kendilerine gönderdi.
Elbet bir şey değişmeyecek, ama bizim değiştiğimizi anlayacaklar."
İKİ "Ülkeye ve ordumuza sadakatimizi, terimiz, kanımız,
canımızla ispat ettik. Ama önyargılarla, sosyal, ekonomik
haksızlıklara uğratıldık.
İmtiyaz değil; adalet, eşitlik ve insan om runa saygı talep
ettik.
Subayları NATO subaylarının bir gömlek üst ine çıkarmak için gayret
gösteren TSK, bizden NATO orduları astsubayları statüsünü esirgedi.
Sayın Genelkurmay Başkanımız sancak öninde sözler verdi. Hakkımız
teslim edilmedi." üç "Sayın Genelkurmay Başkanım; Yıllardır şerefle
taşıdığınız üniformanızı çıkarıp aramıza katılmanıza az kaldı.
Şimdiden hay ırlı, uğurlu olsun. Bu satırlar dilekçe değil; bir
mektup, bir erken kutlama.
Sosyal, ekonomik haksızlıkların önlenmesi içir , kol kırılır yen
içinde diye beklerken, kanadırr ız da kırıldı. Başkaları gibi
imtiyaz değil, ada let, eşitlik ve insan onuruna saygıdan başka şey
beklemiyorduk. En acısı, haklarımızı önce kurumumuz engelledi.
Önceki Genelkurmay Başkanımız göreve geldiliğinde,
emekli astsubaylar umutlanmıştık.
İYİ ÇOCUK VAR İYİ ÇOCUK VAR
Bir astsubay arkadaşımız için 'Tanırım, iyi
çocuktur' deyince bizi fark ettiğini düşünmüştük.
Sadece bir cümlelik, kişisel ilgiymiş! Süresini dol durdu, zırhlı
Audi'sine binip gitti! Sizi tanıyan arkadaşlarımız, Silahlı
Kuvvetler'in tümünü kucaklayacak demokrat, adi kişiliğiniz olduğunu
söylüyordu. Balıkesir (As subay okulu) konuşmanız bizi
umutlandırdı.
30 Ağustos Resepsiyonu'na astsubay davet etmeniz büyük lütuf
sayıldı! Bir gazete "Astsubay Devrimi" diye manşet
attı.
Bir de şapka sakındırakları siyahtı, sarı oldu! TBMM'de
astsubaylara 1 'inci derece 4'ü ncü kademenin akşam verilip sabah
alır ması da döneminize rastlar. Gerçeği bilr lemiz mümkün değil
ama Genelkurmay bas kısıyla geri alındığı söylendi. Tarih not
düşmüştür, gün gelir öğreniriz.
Artık sizden bir şey beklemiyoruz. Sizden son ra gelenden de. Bir
bakıma da iyi oldu.
Bel ki bu toplum kurtarıcı beklemekten vaz geçer. Tek kurtarıcının
kendi toplumsal din amizmi olduğunun bilincine varır.
Görev süreniz dolarken vicdan muhasebesi yap mış olmalısınız. Bir
astsubayın hayatınızı kur tardığından bahsetmiştiniz. Astsubaylarla
ilgili muhasebeniz oldu mu?
Toplasanız karargâhınızı, astsubaylara sorsanız, 'Gidiyorum,
hakkınızı helal ediyor mu sunuz?' diye...
Bir köylü vatandaşın sözü vardır: Garibin yer de kalmaz ahı...
Devirir sultanı, şahı! Güle güle Paşam."