Efendim malumunuz olan bir ünlümüz yeni programına eski eşini
çağırmış. Kendileri bana göre reyting denilen saçmalığın
ülkemizdeki nadide isimlerinden olunca yaptığı her şey çok makbule
geçiyor.
Yapacak bir şey yok makbule geçecekleri yapanların kıtlığına, en
çok da yapamayanların çokluğuna aittir bu ayıp.
Anlayana…
Neyse sonuca bakarım diyorsanız; başarılı mı başarılı.
Mesela bakın programında eski eşine espri ile karışık “odun,”
deyince; adam kalkıp ne kadar esnek olduğunu hem ona hem cümle
âleme gösterdi.
Hem öyle bir gösterdi ki ünlümüz de imrenip o bir şey mi
dercesine aynısını yapıverdi.
Hayır, eminim ki onlar böyle ayaklarını tutup kaba etlerine
değdirdikçe reyting denilen şey tavana vurup durmuştur.
O derece iyi vurdular yani.
Hem öyle güzel karşılıklı kaba ete ayak
değdirmece yaptılar ki medyamız altın bulmuş gibi hangimiz
daha çok ve görkemli manşete taşırız yarışmasına giriştiler.
Birinci kim bilmem ama bildiğim bu ünlülerimiz sayesinde ayağın
kaba ete değdirilmesi hareketi bundan sonra spor dünyamızın
olmazsa olmazı olacaktır.
Kaba ete değdirdin mi tamamsın vesselam…
Bendeniz de televizyonda karşılıklı ayak tepişmesini seyredince
benim kaba etimin onlarınkinden neyi eksik diye düşünmeden
edemedim.
Ama için için bir korku da sarmadı değil.
Yaş elli küsur ama dizlerim kendilerini yüzeli küsur yaşında
sandıkları için bir dizin başına ne gelirse hepsini birden yaşamaya
karar verdiler.
Bu yüzden de merhaba dediğim ne kadar doktor varsa hepiciği
dizlerimi ellerine verip, az biraz kesip doğramak için bana
yapmadık numara bırakmadılar ama benim içimdeki darbeli güven
duygusunu geçemediler.
O yüzden de merdiven çıkarken yandan çarklı, inerken arkadan
çekişli motor gibiyim.
Hayal gücünüz yetmez, görmeniz lazım…
Dizlerim yüreğimden beter yani.
Hal böyle olunca asrın hareketini yapmak cesaret istiyor.
Yerse tabi. Ama yedi…
Sen kalk ayağını tut kaba etine değdir.
Hem de ilk seferde, hem de hiç zorlanmadan, hemi de kolay mı
kolay...
Hayır, sonra inanın kendimden şüphelendim. Bendeniz
beceriksizlikte nam salmış birisi olarak; bu hareketi yaparken
normal olarak kafamı falan kırmayı bekliyordum. Ama yok hiçbir şey
olmadı. Ayağımı tuttum sanki yatakta sağdan sola dönüyormuş gibi
kaba etime değdirdim ve bir şey olmadı.
Ki yatakta sağdan sola dönüşlerimin bir kısmında beni yerden
topladıkları vakidir.
Neyse efendim asrın hareketini başıma hiçbir felaket gelmeden
öyle kolay yapmak bir hoşuma gitti, bir hoşuma gitti anlatamam. O
yüzden de evde neredeyse yapmadığım oda kalmadı.
“Eş,” denilen evin yöneticisi beni tutup içeri çekiştirmese
asrın hareketini balkonda hoplayarak yapma becerimden dolayı bu tür
haberleri bulmada yer kürede tek geçtiğim medyamız tarafından
keşfedilmem işten bile değildi.
Düşünsenize ben meşhur olmuşum ve malum ünlümüz ile karşılıklı
asrın hareketini yapıyoruz.
Onun her şeyi ben daha iyi yaparım egosuna; özellikle olası
dekolteli kıyafetinin hakkını verdirmek için yapmadığım numara
kalmazdı.
Ayak kaba ete, ayak yumuşak ete olmadı ayak göbeğe değdirme
hareketini bile bulurdum. Sırf olayı, en çok da ünlümüzü canlı
canlı izlemek için…
Tabii o çekimden sonra benim diyen doktor beni çözüp eski halime
getirmek için ne isterdi bilemem.
Gene evin yöneticisine borçlu çıktık gibi…
Ama değerdi be…
Mustafa Sadık İNCEDEMİR
Diğer yazı ve şiirlerimi takip etmek isteyenler için Facebook
sayfam;
Eklemek isteyenler için Twitter adresim;
Instagram adresim;
BİR AVUÇ SEVDA ADLI KİTABIMIN TRT TANITIMI