Aspirin 40'ından sonra gerekli değil
Abone olKoroner kalp hastalığı olmayanlarda koruyucu maksatlı olarak aspirin kullanımının yararı bulunmuyor. Aksine özellikle de 40'ından sonra zararı olabiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Kalp Damar Hastalıklarını Önleme
Projesi Türkiye Koordinatörü Doç. Dr. Görenek, koroner kalp
hastalığı olmayanlarda koruyucu maksatlı olarak aspirin
kullanımının yararı bulunmadığını hatta zararı olabileceğini
söyledi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji
Anabilim Dalı Öğretim Üyesi de olan Doç. Dr. Görenek, AA muhabirine
yaptığı açıklamada, aspirinin, koroner kalp hastalıklarının
tedavisinde en etkin ilaçların başında geldiğini belirterek,
koroner arter hastalarında düşük doz (günlük 75-325 miligram)
aspirin kullanımının bugün için kalp-damar hastalıkların
tedavisinde en ucuz ve etkin bir yöntem olduğunu kaydetti. Kalp
krizi geçiren hastanın aspirin kullandığı takdirde yeni bir olayın
gelişme olasılığının yüzde 25 oranında azaldığını ifade eden Doç.
Dr. Görenek, şöyle konuştu: ''Düşük doz aspirin kullanımıyla bu
hastalarda kalp krizinin yenileme olasılığı yüzde 31, ölüm
olasılığı ise yüzde 12 dolaylarına düşmektedir. Yani aspirin
koroner kalp hastalarında hem yaşam kalitesini olumlu etkilemekte
hem de ömrü uzatmaktadır. Aspirinin yararlı etkileri sadece kalp
damarları ile ilişkili değildir. Düşük doz aspirin kullanımı ile
belli hasta gruplarında inme riskinin de azaldığı yönünde ciddi
çalışmalar mevcuttur. Bu sebeple DSÖ, kalp-damar hastalarına, kalp
krizi geçirmişlere ve kullanmalarında bir engel yoksa düşük doz
aspirin kullanmalarını ısrarla tavsiye etmektedir.'' -''ASPİRİNİN
EN ÖNEMLİ YAN ETKİSİ KANAMADIR''- Doç. Dr. Görenek, kanıta dayalı
tıpta koroner kalp hastalarında aspirin kullanımının klasikleşmiş,
kendini kanıtlamış etkin bir tedavi seçeneği olarak yıllardır
yerini aldığını belirterek, bu kadar yararlı olan aspirinin kalp
hastaları tarafından günlük 500 miligram gibi yüksek dozlarda
alınmasının genel olarak önerilmediğini bildirdi. Yüksek doz
aspirinin mide ve bağırsak kanaması gibi istenmeyen durumlara neden
olabileceğini anlatan Doç. Dr. Görenek, şöyle devam etti:
''Aspirinin en önemli yan etkisi kanamadır. Bu sebeple özellikle
mide, barsak ya da kanama rahatsızlıkları olanlarda istenmeyen
durumlara sebep olabilmektedir.Son zamanlarda aspirin ile ilgili
tartışmalar (acaba 40 yaşın üzerindeki herkese kalp hastalığı olsun
ya da olmasın aspirin verilir mi?) sorusu üzerine yoğunlaşmaktadır.
Bilimsel çalışmalar göstermektedir ki, bilinen koroner kalp
hastalığı olmayanlarda koruyucu maksatlı olarak bu ilacın
kullanımının yararı yoktur, hatta zararı olabilir. Gereksiz ve
kontrolsüz kullanıldığında mide kanamalarına, nadiren beyin
kanamalarına ve bazı kanserlere sebep olabilmektedir. Bu nedenle 40
yaşın üzerindeki herkese (kalp hastalığı olsun ya da olmasın
aspirin verelim) düşüncesi doğru değildir.'' -''ASPİRİN
KULLANIMINDA HEKİME DANIŞILMALI''- Doç. Dr. Görenek, bilinen kalp
damar hastalığı olmasa da kişide fazla sayıda risk faktörleri
olması durumunda aspirinin düşük doz kullanımının tavsiye
edildiğine dikkat çekerek, şunları kaydetti: ''Kişi 40 yaşın
üzerinde ve ailesinde erken yaşta kalpten ölümler varsa, şekeri,
hipertansiyonu, tansiyonu mevcutsa ve sigara kullanıyorsa, yani
kalp krizine aday bir gruptaysa, kanıtlanmış kalp hastalığı olmasa
da aspirin kullanabilir. Ancak kanama, ülser gibi kullanıma engel
durumunun olmaması ve mutlaka hekime danışılarak başlanması şart.
Bunun dışında sigara, şeker hastalığı, ailede kalp hastalığı,
tansiyon, erken menopoz gibi ciddi risk faktörleri olmayanlarda
sadece yaş 40'ın üzerinde olduğu için kalp krizinden korunmak
maksadıyla aspirin kullanımına gerek yoktur.''