Bugün 19 Mayıs “Atatürk’ü Anma”,
“Gençlik” ve “Spor” Bayramı.
Herkesinki kupkutlu olsun.
Mutu bir bayram geçirmenizi diliyorum.
Ama bundan önce söylemek istediğim bir şeyler var.
“Atatürk, gençlik ve spor” olmak üzere 3 temel
ayağın üzerine oturtulan bu milli bayramı kutlarken, muhtemelen
içerisinde bu unsurların hiç birini bütünüyle bulamayacaksınız
bugün.
Ayrıca stres de etmeyeceksiniz “Neredeler
acaba?” diye.
Çünkü alışmak, sorgulamadan yaşamanın
atasıdır.
Bu bayramı kutlarken yokluklarına alıştığınız için, fark
etmeyeceksiniz bile onları.
Eğer “Ne alaka? Ne diyorsun sen?” diye itiraz
ediyorsanız, bir izah etmek isterim durumu.
***
Hem binlerce yıl öncesindeki ilkel dinlerde hem de ondan sonraki
yüzyıllarda,
özellikle Anadolu’da İslam’ın yayılmasıyla birlikte dini
bayramların kutlanmasını ve ritüellerini oldukça benimseyen - bilen
bir toplum olduğumuz gerçeği var.
Fakat ne yazık ki söz konusu siyasi bayramlar olunca aynı
tecrübeye haiz değiliz.
Çünkü yüzyıllarca monarşik, baskıcı rejimler altında yaşayan
Anadolu halklarının özgürlük, bağımsızlık v.b gibi mücadeleleri
olmadı. Bir günü sevinçle bayram edebilecek kadar güce ve iktidara
hiç ulaşamadılar.
Dahası büyük askeri ve siyasi zaferler de,
halka değil padişahlara mal edildi.
Hal böyle olunca, ahali sadece “Kralım sen çok
yaşa!” ayinlerini bilen ve bunlara katılan güruhlardan
oluştu.
***
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından ilan edilen milli
bayramlar da sözü itibariyle anlamlı olsa da, özü
itibariyle tepeden inmeciydi.
Kutlamalar, zamanın ruhuna uygun olarak baskıcı rejimlerin
kutlama biçimlerine benziyordu.
Yapılan şenlikler zoraki ve şekilci idi.
Görüntüyü önemsiyor ama “ruhu ve idraki
“unutuyordu.
***
İşte "siyasi bayram" kültürünü bilmeme ve
içselleştirememe sorunundan ötürü,
biz hala ne 1 Mayıs’ı 1 Mayıs gibi,
ne de artık siyasallaşmış olan Newruz’u ve milli bayramları
manasına yakışır biçimde kutlayabiliyoruz.
Bu konuda on yıllardır hep bi’ ayar bozukluğumuz var.
Çünkü ayıp değil, kutlamasını bilmiyoruz.
Mesela büyük ihtimalle bugün,
1- Atatürk’ü anlamayı, düşünsel dünyasını
incelemeyi, onun bıraktığı Türkiye'yi iyisiyle kötüsüyle özgürce
tartışmayı bulamayacaksınız hiçbir yerde.
Mesela büyük ihtimalle,
2- Yurt dışındaki gurbetçiler ve Türk
vatandaşlığına geçirilen sporcularla spor branşlarını takviye eden,
kurumsallaşamayan, alt yapılarına önem vermeyen, Fair-Play
felsefesini öğretemeyen spor federasyonlarının olduğu bir ülkede
sporu tartışamayacaksınız bugün.
Yada elde edilen başarıları adam akıllı kutlayamayacaksınız.
Mesela büyük ihtimale,
3- Değişimin hızlıca yaşandığı şu teknoloji
çağında, o meşhur tabirle “geleceğin aydınlık
yüzleri” olan gençleri kimse anlamaya çalışamayacak
bugün.
Onları geçmiş ve günümüzle, sporla, bilimle, konserlerle,
festivallerle buluşturan olmayacak.
***
Bundan dolayı,
Kendi adıma kısık sesle de olsa seslenmek istiyorum buradan,
Gençlik ve Spor bakanlığı, Üniversiteler, Dil Tarih Kurumu, MEB,
STK’lar ve medya neredeler diye?
Yani madem tatil ilan ediyorsunuz,
Bari gün israfı olmasın.
Yaşadığımız bayramsa eğer, bayram gibi olsun.