Aşkın'ın dosyasında CHP'nin adı var!
Abone olVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Yücel Aşkın'ın 'çete kurmak'la suçlandığı savcılık iddianamesinde CHP Van İl Başkanlığı'nın da adı geçiyor. İşte çarpıcı ayrıntılar.
Rektör Yücel Aşkın'ın "çete kurmak"la suçlandığı savcılık
iddianamesinde, CHP Van İl Başkanlığı'nın da adı geçiyor!.. Mahkeme
dosyalarında, CHP'nin, Rektör Aşkın'a verdiği "işe alınacak
kişilerin isim listesi"nin de bulunduğu ifade ediliyor.
Deniz Baykal'ın; hakkında "yüz kızartıcı suç", "çetecilik"
suçlamaları bulunan rektörü bir grup "yandaş" gazeteciyle birlikte
ziyaretinin ardından, Vakit'in sorularını cevaplandırırken,
"Aşkın'la ilgili bir iddianame var, azıcık hukuk nosyonu olan
kaldırır atar, iddianamenin tutar tarafı yok" şeklinde ifadeler
kullanması, hukukçular tarafından tepkiyle karşılandı. Hukukçular,
bu sözlerin Anamuhalefet Lideri'nin yargıyı hiçe saydığının delili
olduğunu söylediler. Mahkeme dosyalarında, CHP İl Başkanlığı'nın,
Van YYÜ Rektörü'ne, işe alınacak kişilerin isim listesini verdiğine
ilişkin kayıtların olduğunu hatırlatan hukukçular, "CHP ve lideri
panikte. Bu dava kendilerini de ilgilendirdiği için bir an önce
tahliye kararının çıkması için bastırıyorlar" dediler.
Vakit'e değerlendirmelerde bulunan avukat Hüsnü Tuna, davanın
CHP'yle bağlantısına dikkat çekti: "Deniz Baykal yargıya baskı
türünden açıklamalarını sürdürmeye devam ediyor. Duruşma öncesi
Yücel Aşkın'ı ziyaret etmek suretiyle bir yönüyle Aşkın'a destek
veriyor. Önümüzdeki Çarşamba günü duruşma var. Bu duruşmaya kadar
ki sürede yargıyı baskı altında tutmak istiyor. Daha doğrusu heyeti
baskı altına alma faaliyetlerini sürdüreceklerini bu açıklamaları
ile ortaya koyuyor. Yücel Aşkın'ı tahliye ettirene kadar mahkeme
üzerinde baskı kuracaklar. Baykal'ın tavrı Çarşamba gününe kadar
mahkeme üzerinde baskı oluşturarak, Yücel Aşkın'ın tahliyesini
sağlamaya yönelik bir girişim. Aynı zamanda bu mahkemenin sonucuna
da etki etmeyi amaçlayan bir girişim. Mahkeme kayıtları arasında,
Van CHP İl Başkanlığı'nın işe alınmasını istediği birçok kişi için,
Rektörlüğe isim verdiği belirtiliyor. Dolayısıyla bu dava bir
yönüyle CHP ile de ilgili. CHP'nin iktidarı kadrolaşmayla suçladığı
bu dönemde üniversitelerde CHP'nin kadrolaşmasına yönelik
vesikaları da içeriyor bu dosya. O açıdan bu dosyanın bir şekilde
kapanmasını sağlamak için en başta Baykal ve CHP'liler tüm
gayretlerini Yücel Aşkın'ın tahliyesi yolunda sarf edecekler."
MAHKEMEYE BASKI
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Kamalak ise, Baykal'ın tavrını
şu şekilde değerlendirdi:
"Türkiye Cumhuriyeti devleti, beğenseniz de beğenmeseniz de bir
hukuk devletidir. Anayasası'nda kuvvetler ayrılığı ilkesi
benimsenmiştir ve bunların birbiri alanına girmemesi anayasal
güvence altına alınmıştır. Anayasa'nın 138. maddesine göre hakimler
kararlarını kanuna, hukuka ve vicdanlarına göre verirler. Yücel
Aşkın hakkındaki mahkeme devam ediyor. Dosya, hakim önüne
gelmiştir. Şu veya bu şekilde mahkemeyi etkileyecek bir beyan
sorumluluk ilkesi ve Anayasa'nın ruhuna ters düşer. Bu durumda
yargıya güvenen, hukuka saygılı, Anayasa'ya güvenen herkes mahkeme
kararını beklemelidir. Aksi taktirde yargının saygınlığı da hukuka
olan güven zedelenir. Hatırlatırım; Sayın Şevket Kazan kendi özel
arabasıyla sessiz sedasız, Bekir Yıldız'ı ziyarete gitmişti.
Kendisi o dönemde hem Adalet Bakanı'ydı, hem de Partisi'nin Halkla
İlişkiler Başkanı'ydı. Bu sessiz sedasız ziyaretle ilgili nasıl bir
hava oluşturulduğunu biliyoruz. Bir de Van'a bakın. Aylardır;
rektörler, siyasi ekipler Van'a gidip geliyor. Türlü açıklamalar
yapılıyor. Bunlar elbette yargıyı etkileyecektir.
Mehmet Âkif'in dizeleriyle söylemek gerekirse, 'Beşerin adli masal,
hak güçlünündür yalnız / Dövülen mahkemeden kovulur, çünkü
cılız..'
HÜKÜM ÖNCESİ KONUŞAMAZ!..
"Yargı önündeki herhangi bir dosya için bir siyasi parti genel
başkanının böyle bir beyanatta bulunması bir yana, taraf avukatları
bile duruşma öncesi iddianameye ilişkin konuşamaz" diyen Avukat
Yakup Erikel de sözlerini şöyle sürdürdü:
"Baykal hangi sıfatla bu ziyareti gerçekleştirdi, bilemiyorum.
İster avukat sıfatı, isterse siyasi parti başkanı sıfatıyla
yapılmış olsun bu açıklamalar hukuku etkilemek anlamını taşır.
İddianameyi ancak iddianame heyeti geri gönderebilir, ya da
yetersiz bulabilir. Taraf avukatları bile ancak duruşma salonunda
savunma yaparken delilleri ortaya koyabilirler. İddianame hakim
savcı ve duruşma heyeti arasında olur. Bunun dışında herhangi
birisinin beyanda bulunma yetkisi yoktur. Ancak hüküm verildikten
sonra konuşulabilir. Baykal'ın açıklamaları hukukun yerine
getirilmesinin olumsuz etkiler. Hatırlayacaksınız, Şevket Kazan 28
Şubat döneminde Adalet Bakanı olduğu halde Bekir Yıldız'ı ziyaret
etmişti. Bu yargıyı etkilemeye yönelik olarak değerlendirilmiş ve
Refah Partisi'nin kapatılmasında da önemli bir rol oynamıştır.
Baykal'ın bir tutuklu hakkında düzenlenen iddianame ile ilgili
konuşması son derece yanlıştır."