Aşkı için Diyarbakır’a yerleşmiş
Abone olDiyarbakır’da 2 Nolu Verem Savaş Dispanseri’nde başhekimlik yapan Rus gelin Olga Atan, aşkı için ülkesini terk ederek Diyarbakır’a yerleştiğ...
Diyarbakır’da 2 Nolu Verem Savaş Dispanseri’nde başhekimlik
yapan Rus gelin Olga Atan, aşkı için ülkesini terk ederek
Diyarbakır’a yerleştiğini söyledi.
Rusya’nın Belgorod kentinde doğup büyüyen Olga Atan, Rusya’da tıp
fakültesinde okuduğu sırada Eczacılık Fakültesi’nde okuyan
Diyarbakırlı eşi Jehat ile hayatını birleştirdiğini anlattı. 2003
yılında dünya evine giren ve 2 kız çocuğu olan Atan, eşinin
isteğiyle Diyarbakır’a yerleştiğini ve dil bilmediğinden bir süre
kimselerle iletişim kuramadığını söyledi. Atan, "Diyarbakır’a ilk
geldiğimde ne Kürtçe ne de Türkçe biliyordum. Zamanla kitap
okuyarak, televizyon izleyerek ve Rusça bilen eşimin de yardımıyla
Türkçe konuşmayı öğrendim. Kültürel anlamda bazen kendime orada
yapabilir miyim diye düşünüyordum. Diyarbakır kültürü hakkında
fazla bilgim yoktu. Yani bazen problemler yaşanıyordu, bu konudan
bihaber olduğum için rahat bir şekilde geldim. Yabancı uyrukluydum
ve Rusya’daki üniversiteden aldığım diploma Türkiye’de geçersizdi.
Türkiye’de vatandaş olduktan sonra denklik sınavına girdim ve
pratisyen olmaya hak kazandım. Daha önce sağlık ocağında, kadın
doğum hastanesinde de çalıştım. Üç yıldan beri 2 Nolu Verem Savaş
Dispanseri’nde doktor olarak çalışıyorum. Şuan tek doktorum ve
başhekimim. Burada hastalara daha iyi fayda sağlamak için ikinci
bir doktorun verilmesini arzu ediyorum. Diyarbakır’daki hastalar
çok bilinçsiz ve verem bulaşıcı bir hastalık. Hastaların bilinçsiz
olması onların eğitim eksikliğinden kaynaklı" dedi.
"ÇEVRE KİRLİLİĞİNDEN UTANIYORUM"
Diyarbakır’ı çok beğendiğini dile getiren Rus gelin Atan,
Diyarbakır’ın tarih açısından çok eski bir yapıya sahip olduğunu,
bu yüzden Diyarbakırlılar tarafından tarihi yapıların korunması
gerektiğini belirtti. Rusya’dan gelen arkadaşlarının ve ailesinin
Diyarbakır’ı gezmelerinin ardından çok beğendiğini anlatan Olga
Atan, çevre kirliliğinden dolayı utandığını söyledi. Diyarbakır’a
gelen tüm dostlarının hep aynı dertten yakındığını belirten Atan,
"İnsanların evlerine göstermiş olduğu özeni ve hijyeni çevresi için
de göstermesi gerekir. Kadınlar sürekli çamaşır suyu ile evin
içerisinde temizlik yapıyor, tüm pisliğini sokağa atıyor. Bu hiçbir
yerde olan bir şey değil. Arkadaşlarım kirlilikten söz edince ben
utanıyorum’’ diye konuştu.
"DİYARBAKIR HALKI ÇOK SICAK VE MERAKLI"
Diyarbakır halkının aşırı meraklı ve sıcakkanlı olduğunu belirten
Atan, kendisine özel hayatıyla ve din değiştirmeyle ilgili
yöneltilen sorulardan çok rahatsız olduğunu söyledi. Yetiştiği
kültür dolayısıyla Rusya’da görmediği, alakasız kaldıkları birçok
şeyi Diyarbakır’da gördüğünü anlatan Atan, bireysel Rus yaşamının
Diyarbakır’da tüm geniş aileyi kapsadığını ve çocukların hayatına
müdahil olduğunu söyledi. Herkesin kendisine özgü bir hayat tarzına
sahip olması gerektiğini aktaran Atan, "Yörenin kendi gelenek ve
göreneklerine sahip çıkması çok güzel. İnsanlar aşırı
misafirperver, bu durum benim ve Rusya’daki ailemin çok hoşuna
gidiyor. Biz Ruslar çok soğuk insanlarız, bu yüzden her şeyden uzak
ve bireysel bir yaşantıya sahibiz. Diyarbakır halkı da çok sıcak ve
çok meraklı. Onların çok meraklı olmaları, özel hayatımla ilgili
çok sayıda soru sormaları beni rahatsız ediyor’’ ifadelerini
kullandı.
"SADECE BİR HASTAM KENDİSİNİ TEDAVİ ETMEMİ İSTEMEDİ"
Diyarbakır’da 11 yıllık doktorluk hayatında sadece bir erkek hasta
tarafından muayene edilme isteğinin reddedildiğini söyleyen Atan,
farklı bir görünüme sahip olması ve aksanla konuşmasının hastaları
tarafından çok ilgi topladığını kaydetti. Son zamanlarda Türkiye’de
artan çocuk istismar haberlerinden dolayı çocukları adına kaygı
duyduğunu kaydeden Atan, ülkede kadına yönelik yapılan şiddetin de
çok fazla olmasının kendisinde rahatsızlık uyandırdığını, ancak
eşinin kendisine çok değer verdiğini sözlerine ekledi.
(İHA)