Askerle ilgili tehlikeli yazı
Abone olCumhuriyet Gazetesi'nden Mustafa Balbay'ın kaleme aldığı 'Genç Subaylar' yazısının bir benzerini bugün Star Ankara Temsilcisi Hayrullah Mahmud ele aldı.
Mahmud, Star'da bugün kaleme aldığı yazısında, AK Parti'nin
önemli ismi Cüneyd Zapsu ile yaptığı bir görüşmeden yola çıkarak,
AK Parti-Asker ilişkilerini sorguluyor. Mahmud, ağzını aradığı
Zapsu'nun, "Asker'le aramız çok iyi" sözlerine rağmen, gerginlik
olduğu iddiasında ısrar ediyor. Mahmud, çok tepki göreceğe benzeyen
yazısında gerginliği şu sözlerle anlatıyor: "Hadisenin Zapsu’nun
sandığı gibi olmadığını, MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç’ın
emekliye ayrıldığı, görevi Şükrü Sarıışık’a devrettiği o tören
sırasında bir kez daha gözlemleme imkanım oldu!.. Törene katılan
komutanlar, Genelkurmay Başkanı ile Başbakan’ın yan yana geldiği
dakikalarda, teamüllere aykırı bir şekilde, kokteyl alanını çoktan
terk etmişlerdi!.. İşte o gün, Özkök ve Erdoğan arasında medyaya
yansıyan ‘Şiir gibi’ yakıştırmasının az bile kaldığını... Hatta bir
ömür boyu sürecek ‘Şarkı gibi’ olduğunu da görme imkanım oldu!.. Bu
muhabbetin, bugün de aynen devam ettiğini görüyorum... Yalnız şu
hususun altını çizmeliyim: Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ile
asker arkadaşları arasındaki makas gittikçe açılıyor!.. Şapka ile
gövde arasındaki mesafe artıyor! Mahmud, şok edici iddialarını şu
sözlerle destekliyor: "Özkök, bu ayrışmayı perdelemek için, yeni
bir dönemin kapılarını aralamak zorunda kalmıştı... Bu yeni dönemin
adı; ‘Kişisel görüş açıklama’ dönemiydi... Çünkü ‘Kaynayan kazan
kapak tutmuyor’du!.. Özkök, biriken buharı kapağı aralık tutarak
boşaltabileceğini düşünmüştü!.. Ama işler hiç de beklenildiği gibi
gelişmiyordu!.. TSK’da başlayan bu yeni dönem başka yeni açılımları
da getirmek zorunda kaldı!.. Ardından ‘Kişisel dava açma’ süreci
başladı!.. Aralarında 4 kuvvet komutanının da bulunduğu 312
general, Vakit Gazetesi aleyhine 624 milyarlık manevi tazminat
davası açtığı dönemde, bir komutan yine suskun kalmayı tercih
etmişti!.. O komutan yine Özkök’ten başkası değildi!.. Komutanlar,
‘’Onbaşı bile olamayacakların general olduğu ülke’’ başlıklı
yazıda, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu öne sürerken,
Özkök hiçbir şey olmamış gibi davranmayı tercih etmişti?! Kimi
‘onbaşı bile olamayacakları iddia edilen askerler’, Özkök’ün bu
tavrını nasıl değerlendirdiğimi sorduklarındaysa, onlara espriyle
karışık şunu söylüyordum: ‘Özkök, demokrat bir asker olduğunu
açıklamıştı. Bence ortaya koyduğu bu tavır da demokratik bir tavır.
Sizlerin dava açma hakkınıza müdahale etmiyor. Kendisi de bu
süreçte dava açmama hakkını kullanıyor. Demek ki, Cumhurbaşkanlığı
seçimleri gündeme geldiğinde o kesimin kendisine destek vereceğine
inanıyor. O kesimle ilişkilerini sıcak tutmaya çalışıyor!’ Kaynayan
kazan Ve... Ve son krizin ise AK Partili Kutlu'nun, 'Mareşal
kıyafetli Atatürk resmi beni kışladaymışım gibi rahatsız ediyor'
çıktığını iddia ediyor Mahmud.. Makas bununla iyice açıldı diyen
mahmud, yazısını şöyle tamamlıyor: "Son makas açılımı... AKP’li
milletvekili Hüsrev Kutlu’nun Atatürk’ün Meclis’teki Mareşal
üniformalı resminden ve asker sesinden rahatsız olduğunu
söylemesiyle tırmanan gerginlik sırasında yaşandı!.. TSK’yla
ilgili, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök tarafından
‘Genelkurmay Başkanı, Genelkurmay II. Başkanı ve Genelkurmay Genel
Sekreteri açıklama yapabilir’ diye görev tanımlaması yapılmış
olmasına rağmen... Bu defa TSK’nın rahatsızlığını, Kara Kuvvetleri
Komutanı Aytaç Yalman seslendirdi... Özkök, TSK’nın hassasiyetini
dillendirmekte yine geç kalmıştı!.. Daha doğrusu kaynayan kazanın
kapağı fırlatmasına mek parmak mesafe kala buharın dışarı çıkmasını
Yalman Paşa sağlamıştı!.. Bakalım önümüzdeki günlerde yaşanacak
gerginliklerde, kapağı kaldıracak kadar ‘vakit’ ya da ‘zaman’
olacak mı?! Sözlerinin Erdoğan’a, bestesinin Özkök’e ait olduğu
anlaşılan şarkıda yer alan prosodi hataları, demokrasi bir kazaya
uğramadan giderilebilecek mi?!