Askeri başsavcıdan örnek gerekçe
Abone olEmekli Oramiral İlhami Erdil, eşi Füsun Erdil ve kızı Deniz Erdil'in yargılandığı sanıklar, davaya basın yasağı istedi. Askeri Başsavcı Saim Öztürk şu gerekçe ile isteği red
Emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İlhami Erdil, eşi
Füsun Erdil ve kızı Deniz Erdil'in ''görevi kötüye kullanma ve
görevi suiistimal'' suçlarından yargılanmalarına Genelkurmay
Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nde başlandı.
Albaş Turgay Çağlar'ın başkanlık ettiği heyette, yargılanan kişinin
emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı olması nedeniyle Eğitim Doktrin
(EDOK) Komutanı Orgeneral İsmail Koçman ve Askeri Tarih ve
Stratejik Etüt (ATESE) Başkanı Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş da
yer aldı.
İlhami Erdil, Füsun Erdil ve Deniz Erdil ile sanık avukatlarının
katıldığı duruşmanın başlangıcında basın mensuplarının görüntü
almasına izin verildi.
Kimlik tespitlerinin ardından askeri başsavcı Saim Öztürk, Kuzey
Deniz Saha Komutanlığı'na boya alımı, Oramiral Erdil'in kendisine
tahsisli cep telefonlarının kullanımı, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı
konutunun mutfak masraflarına ilişkin usulsüzlüklerin anlatıldığı
iddianameyi özetledi.
Başsavcı Öztürk, iddianamede olayla ilgili yayın yasağı konulması
taleplerinin de yer aldığını, ancak konunun medyaya yansıması
nedeniyle bu talebin önemi kalmadığını belirtti.
Bu sırada söz alan Erdil'in avukatı Dinçer Eskiyerli bir kısım
medya organlarının soruşturmayla ilgili olarak seviyesiz yayın
yaptığını, müvekkillerinin kişilik haklarını ihlal edici nitelikte
olduğunu belirterek, duruşmaların gizli yapılmasını ve yayın yasağı
konulmasını talep etti.
Emekli Oramiral Erdil, basın özgürlüğüne son derece saygılı
olduğunu, ancak konunun kamuoyuna yansıtılış şeklinin kendisinin ve
ailesinin haklarını zedelediğini söyledi.
Erdil, ''Beni en çok rencide eden ve son derece üzen olay bazı
basın organları vasıtasıyla şahsımda silahlı kuvvetlere karşı adeta
yıpratma kampanyası başlatılmasıdır. Bunu asla kabul edemem''
dedi.
Adaletin tecelli edeceğine şüphesi olmadığını kaydeden Erdil,
duruşmaların sakin ortamda yapılması ve yargılamanın medyadan
etkilenmemesi için yayın yasağı konulmasını istediğini
belirtti.
Füsun ve Deniz Erdil de yayın yasağı konulmasını istediklerini
söylediler.
Talebe ilişkin mütalaası sorulan askeri başsavcı Öztürk,
davanın açılmasının ardından olayın detaylı bir biçimde basına
yansıdığını ifade ederek, sanıkların savunması aşamasına
geçildiğinde duruşmaların kapalı yapılmasının yargılanan kişilerin
aleyhine olacağını ifade etti. Sanıklar ve avukatların taleplerinin
reddine karar verilmesini isteyen Öztürk, ''Bu aşamadan sonra yayın
yasağı getirilmesi ve duruşmaların gizli yapılması karşısında
silahlı kuvvetlerin olayları örtbas etmesi inancı doğacağı endişesi
taşıyoruz. Artık herşeyin şeffaf cereyan etmesinde kamu yararı
vardır'' diye konuştu.
Mahkeme heyeti duruşmaya verdiği aranın ardından kararı açıkladı.
Heyet, Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nin Kurulmasına Dair Kanun'a
göre söz konusu dava üzerinde milli güvenliğin ve genel ahlakın
korunmasını gerektirecek durum olmadığı ve basının yasalara aykırı
yayın yapması halinde gerekli kovuşturmanın adli makamlarca
yapılacağı gerekçesiyle gizli duruşma ve yayın yasağı taleplerini
oybirliğiyle reddetti.
Daha sonra, iddianamede belirtilen suçlamalara karşı sanıkların
savunmasına geçildi.
SÖZ ESKİ KOMUTANIN
Emekli Oramiral İlhami Erdil, ''İhalelerde Şirin Özden ile
ilgilenilmesi için telefon etmiş olabilirim. Ancak ihaleyi alması
için asla emir vermedim'' dedi.
Emekli Oramiral Erdil, şahsına tahsis edilen cep telefonunun emir
subay yardımcısı Yüzbaşı Yalçın Kayatunç tarafından aşırı derecede
kullanılması ve kurumun zarara uğratıldığı iddialarını reddetti.
Cep telefonlarının kimler tarafından kullanılacağını karargah
komutanlığının belirlediğini ifade eden Erdil, bu yönde kendisine
herhangi bir rapor gelmediğini, cep telefonunun da maksat dışı
kullanıldığını bilmediğini söyledi.
Yüzbaşı Kayatunç'un İstanbul'da mevzuata aykırı şekilde
görevlendirilerek kontrolsüz bırakıldığı ve görevini kötüye
kullandığı iddiaları karşısında da Erdil, emir subay yardımcısının
kendi resmi işlerinin yanında kızı ve eşinin de işlerini takip
etmek için zaman zaman İstanbul'a gittiğini, ancak başıboş
bırakılmadığını savundu.
Erdil, Kayatunç herhangi bir suç işlemişse bunun kendisini
bağlamayacağını ifade etti.
İlhami Erdil, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı konutunun mutfak
harcamalarının faturasız yapıldığı, kendi özel mutfak harcamalarını
kuruma ödettiği suçlamalarını kabul etmedi.
Erdil, kendisinden önceki kuvvet komutanları dönemlerinde yapılan
teamülleri devam ettirdiğini, misafirlerini konutta ağırladığını
söyledi. Özel harcamalarını kendisinin ödediğini kaydeden Erdil,
harcamalarda aşırılık ölçüsünün ne anlama geldiğini de bilmediğini
ifade etti.
Başsavcı Öztürk'ün sorusu üzerine, özel harcamalarının tutarlarını
emir subayı ya da astsubayına ödediğini anlatan Erdil, şöyle devam
etti:
''Böyle bir durumla karşılaşacağımı bilsem içtiğim her suyun,
yediğim her yoğurdun, kullandığım her tuvalet kağıdının listesini
tutardım. Özel davetlilerim oldukça kısıtlıdır. Ayda bir
komutanlarla yemek yerdik. Ayrıca yurtdışından gelen aynı konumdaki
davetlilerimi de konutta misafir ediyordum. Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı konutu ile iftihar ediyorum. Birçok ülkede olmayan
böyle bir konutu niçin yabancılara göstermeyeyim? ABD'li müttefik
Deniz Kuvvetleri Bölge Komutanı geldiğinde de evimde ağırladım. Bu
tür samimi ortamların doğması sayesinde o dönemde Yunanistan ile
oluşan sıkıntılı dönemi atlattık.'' Kuzey Deniz Saha
Komutanlığı'nın ihalelerinde, kızının gizli ortağı olduğu ileri
sürülen Şirin Melek Özden'in ihale alması için emir verdiği
iddiaları karşısında ise Erdil, şunları söyledi:
''İhtiyaçların tespiti, temini, kullanımı mevzuata göre yapılır.
Alımların benim istediğim şekilde yapılmasını tersane
komutanlığının emir telakki etmesi söz konusu olamaz. Şirin'in
adını Tersane Komutanı Tuğamiral Metin Poyrazlar'a ilgilenmeleri
için vermiş olabilirim. Ancak, ihaleyi alması için asla emir
vermedim. Ayrıca, tersane komutanı 30 Ağustos 2001'de emekli
olmuştur. Şirin Hanım daha sonra da ihale almıştır. Bir çıkar söz
konusu olsa bu kişiyi emekli etmezdim.'' .
Erdil hakkındaki iddialar
1999-2001 yılları arasında kuvvet komutanlığı yapan emekli Oramiral
İlhami Erdil'in haksız mal edindiği ve görevini kötüye kullandığı
iddia ediliyor.
İddianameye göre, İlhami Erdil 1999 yılında İstanbul Etiler
Alkent'te biri kızı, diğeri de kendi adına iki lüks daire aldı.
Erdil, soruşturma sırasında 1 milyon 250 bin dolar değerindeki bu
dairelerin bedelini nasıl temin ettiğini açıklayamadı.
Askeri savcıdan Erdil hakkında dava
Askeri savcı, Erdil hakkında haksız mal edinme suçundan kamu davası
açmıştı. Alkent'teki iki daireye de tedbir konulmuştu.
Erdil hakkındaki diğer suçlamalar
İlhami Erdil hakkında, kızına usulsüz ihale verilmesini sağlamak,
mutfak masraflarını askeri bütçeden karşılatmak, kendine tahsis
edilen telefonu emir subayına kullandırmak gibi suçlamalarda
bulunuluyor.
Soruşturma emri Özkök'ten
İlhami Erdil hakkındaki soruşturma emrinin, bizzat Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök tarafından verildiği ifade
edilmişti.