Askeri ateşeler karargaha çağrıldı

Abone ol

Ankara'daki elçiliklerin askeri ataşeleri Genelkurmay'a çağrılarak Türkiye'nin PKK konusundaki görüş ve beklentileri anlatıldı. İşte haberin ayrıntıları;

Genelkurmay Başkanlığı, Ankara'daki yabancı büyükelçiliklerin askeri ataşelerine "terör brifingi" verdi. ABD'nin Kuzey Irak'taki PKK varlığına karşı hiçbir önlem almadığı açıklanan Genelkurmay karargâhındaki brifingde, Türkiye'nin terörle mücadele ve PKK konusundaki görüş ve beklentileri şöyle aktarıldı:

Son bilanço

Şu anda Türkiye içinde 1850, çoğunluğu Kuzey Irak'ta olmak üzere sınır dışında 3500 PKK/KONGRA-GEL militanı bulunmaktadır. PKK'nın "sözde ateşkesi" sona erdirerek 1 Haziran 2004'ten bu yana sürdürdüğü silahlı saldırılar, 1007 kişinin ölümüne ya da yaralanmasına neden oldu. Dolayısıyla, "sözde ateşkesler" nedeniyle bu örgüte sempatiyle bakan ülkelerin onu savunacak hiçbir gerekçesi kalmamıştır.
Çoğunluğu Avrupa'daki 30 ülkede cephe teşkilatı, örgütün silahlı unsurlarını finans ve lojistik olarak desteklemektedir.
Aktif biçimde uyuşturucu ticaretinde yer alan PKK, bu yolla 600 milyon dolarlık gelir elde etmektedir. Yurtdışındaki Türklerden de zorla para toplamaktadır.

ABD'ye açık eleştiri

PKK'nın Kuzey Irak'tan çıkarılması yönünde Ocak 2003'ten beri ilgili hükümetler ve askeri makamlarla yaptığımız görüşmelere rağmen hiçbir gelişme kaydedilememiştir.
Yeni Irak hükümeti egemenliğini ispatlayarak, topraklarının teröristlere barınak olmasına müsaade etmemelidir. ABD'nin de Kuzey Irak'tan Türkiye'ye sızmaları engelleme sorumluluğunu yerine getirerek, terörle mücadelede samimiyetini göstermesi gerekir.
PKK, 11 Eylül sonrası uluslararası tepki göreceği endişesiyle adını önce KADEK, sonra KONGRA-GEL olarak değiştirdi. PKK'yı terörist kabul eden bazı ülkelerin, KONGRA-GEL'e aynı muameleyi gösterme konusundaki tereddütleri, bu ülkelerin örgüte destek verdiği anlamına gelir.

Uluslararası işbirliği şart

Terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin, askeri mücadeleden çok daha etkili olacağının vurgulandığı brifingde, "Terörün dini, ulusu, bölgesi, ideolojisi yoktur ve hepimizi eşit tehdit eden uluslararası bir sorundur" denildi. Beklentiler de şöyle sıralandı:

BM'nin terörle mücadele sözleşmeleri ve özellikle de terörün finansmanı yönündeki kararı tüm üye ülkelerce kabul edilerek onaylanmalıdır.
Sivil toplum, dini otoriteler de terörü kınamalıdır.
Terörle mücadeleyi ihlal eden ve teröristleri barındıran ülkelere yaptırım uygulanmalıdır.

Batı'nın iki yüzü


Türkiye'de adam öldürdükleri kesinleşen birçok kişi, Avrupa'da serbestçe yaşamakta, iade talepleri reddedilmektedir. Bazı ülkelerin teröristlere bu kadar destek sağlamasını anlamak mümkün değildir.
Geçmişte terörle haklı mücadelesinde Türkiye'yi insan hakları ihlalleri gerekçesiyle her fırsatta eleştiren bazı ülkeler, kendilerini terör tehdidi altında hissedince "özgürlüklerin sınırlanabileceği" yönünde sert açıklamalar yapmakta ve özgürlükleri kısıtlayan önlemler almaktadır. Türkiye'dekinden çok daha sert bu önlemler gerçekten insan hakkı ihlali olarak değerlendirilebilir

Haber: Utku Çakırözer - Ankara

Günün Önemli Haberleri