Askerden spikere tırnak kontrolü
Abone ol30 yıl TRT İstanbul Radyosu’nda görev yapan spiker Altan Varol, darbe dönemi yayıncılığını anlattı. Varol, o dönemde askerlerin tırnak kontrolü yaptıklarını söyledi.
“1980’deki darbeden sonra saatlerce yayın odasından çıkamadık.
Kapı altından peş peşe gönderilen haber metinlerini okuduk.” 30 yıl
TRT İstanbul Radyosu’nda görev yapan spiker Altan Varol, darbe
dönemi yayıncılığını anlattı. Haberlerin sıkı denetimden
geçirildiğini ve saatlerce bülten okuduklarını ifade eden Varol,
bunu yaparken de hata yapılmaması yönünde kendilerine talimat
verildiğini söylüyor. Ancak, metinleri önceden görme imkanları
olmadığı için sık sık hata yaptıklarını belirtiyor. Varol, “Kaç
metin okuyacağımızı, programın ne zaman biteceğini tahmin
edemiyorduk.” diyor. Askerî yönetimlerin hüküm sürdüğü dönemlerde
subayların her sabah tırnak kontrolü yaptıklarını, geç kalanları
saptadıklarını anlatan Varol, bu uygulamanın sivil yönetimlerde de
zaman zaman uygulandığını hatırlatıyor. Altan Varol, Albay Talat
Aydemir’in 22 Şubat’taki darbe girişimiyle ilgili de ilginç bir
bilgi veriyor. O günü radyoda spiker olarak çalışan Müberra
Yetkin’den dinlemiş. Yetkin, askerlerin verdiği darbe metnini dili
tutulduğu için okuyamamış. Aydemir, 22 Şubat 1962 tarihinde
başarısız bir darbe girişiminde bulunmuş; ancak affedilmişti. 21
Mayıs 1963 tarihinde ikinci darbe girişiminde bulununca 5 Temmuz
1964’te idam edildi. 1965 yılında TRT İstanbul Radyosu’nun açtığı
ilk spikerlik sınavını kazanarak radyoda çalışmaya başlayan ve
1994’te başspiker olarak emekliye ayrılan Altan Varol, 1971
Muhtırası’na ve 1980 darbesine tanıklık etti. Bankacı bir baba ile
ev hanımı bir annenin tek çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelen
63 yaşındaki Varol, Galatasaray Lisesi’nden mezun olunca 1965
yılında amcasının tavsiyesiyle TRT’nin açtığı araştırmacı, metin
yazarı ve spiker yarışmasına katılmış. O dönem spikerlik
sınavlarının çok zorlu geçtiğini anlatan Varol, “Yarım gün zeka
testi, sonra bir buçuk gün genel kültür sınavı yapılıyordu.
Bunlardan başarılı olursanız mülakata geçilirdi. Ve sonra uzun
süren ses denemeleri...” Dört sınavda da başarılı olan Varol
araştırmacı, metin yazarı, programcı ve spiker olarak TRT’de işe
başlamış. Özel radyoların yayın hayatına girmesiyle TRT’nin de
rekabet için yayın ilkelerini değiştirdiğini hatırlatan Varol,
emekli olduktan sonra 6 yıl boyunca radyo ve televizyonu takip
etmediğini anlatıyor. Son zamanlarda sunuculuğun hafif bir iş gibi
gösterilmesine sinirlendiğini dile getiren Varol, spiker olabilmek
için iyi bir görünümün önemli olduğunu, ama dünya güzeli bir kadın
olunması, ya da yakışıklı bir erkek olunması gerekmediğini
düşünüyor: “İyi görünüm derken, giyimi, davranışları, zekası,
kültürü, görgü kurallarına uygun hareket etmek gibi özellikleri
kastediyorum.” Altan Varol, spikerlik yarışmasını kazanamayan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ise şöyle değerlendiriyor:
“Hitabeti çok iyi ancak sesi spikerlik için yeterli değil.” 1971 ve
1980 darbeleri olduğunda radyoda spikerlik yapan Varol, o günleri
unutamıyor. Emekli radyocu, 80 darbesi olduğunda Manisa Kırkağaç’a
izci eğitmeni olarak göreve gitmiş. Sabaha karşı 4 sularında
yapılan darbeyi radyodan ilk duyanlardan biri o olmuş. İstiklal
Marşı’nın okunduğunu duyunca olağanüstü bir durum olduğunu anlamış.
İhtilal metni okunduğunda darbeyi öğrenmiş. İzci eğitimine devam
edip etmeyeceği konusunda kafasında soru işaretleri olduğunu
söyleyen Varol, 12 Eylül sabahı Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı
aramış. Telefondaki tok sesli albay, “Şu an ülkedeki bütün
faaliyetler izcilik hariç durduruldu. Size her türlü yardımı
yapacağız, eğitiminize devam edebilirsiniz.” demiş. Emekli radyocu,
16 Eylül’de İstanbul’a döndüğünde ilk canlı yayınını yapmak
istediğini belirtince radyonun sivil müdürü tarafından engellenmek
istenmiş. Radyo müdürü, Varol’a “Darbeden bu yana bütün yayınlar
sıkı denetimden geçiriliyor. Sen istersen bant yayın hazırla.”
teklifinde bulunmuş. Varol ise bu teklifi kabul etmeyeceğini,
“Öğlen Üzeri” isimli programında TRT’nin ilkelerine aykırı hiçbir
söz bulunmadığını ve hiç uyarı almadığını anlatmış. Varol, devamını
şöyle anlatıyor: “Daha sonra albayın odasına gittim. Beni nezaketle
ayakta karşıladı. Ona yarın canlı yayınım olduğunu bir isteklerinin
olup olmadığını sordum. Programımı severek dinlediğini ifade
ederek, ‘Yarın burada farklı bir hava içinde dinleyeceğim
programınızı dedi.’ Ertesi gün yayından çıktığımda beni kapıda
karşıladı ve çok keyif aldığını söyledi.” Askeri yönetimlerin
olduğu dönemlerde subayların her sabah tırnak kontrolü
yaptıklarını, geç kalanları saptadıklarını anlatan Varol, bu
uygulamanın sivil yönetimlerde de zaman zaman uygulandığını
hatırlatıyor. Metni kim rastgelirse o okuyordu Darbe metinlerini
radyo spikeri Mesut Mertcan’ın okumasının tamamen tesadüf olduğunu
dile getiren spiker, o dönem radyoda tok sesli birkaç spikerin
çalıştığını ve kime rastgelirse ihtilal metnini onun okuduğunu
söylüyor. Darbe dönemleriyle ilgili anlatılanların abartıldığını
düşünen Varol, askerden gördüğü saygıyı çoğu sivil yöneticiden
görmediğini, uygulamalardaki bazı katı kuralların ise askerin
disiplinli oluşundan kaynaklandığını dile getiriyor. Uzun yıllar
izci eğitmenliği yapan ve 70 bin çocuk yetiştiren Varol, 63
yaşında. Halen Galatasaray ve İstanbul Üniversitesi ile Galatasaray
Lisesi’nde diksiyon, Türkçe, Radyo ve TV’de sunuculuk dersleri
veriyor. Dilek Hayırlı/Zaman