Asker sanıklar: Şükrediyoruz
Abone olZirve Yayınevi davasında yargılanan asker sanıklar, “Özel yetkili mahkemeden kurtulduğumuz için şükrediyoruz. Davaya ilişkin istediğimiz hiç...
Zirve Yayınevi davasında yargılanan asker sanıklar, “Özel
yetkili mahkemeden kurtulduğumuz için şükrediyoruz. Davaya ilişkin
istediğimiz hiçbir belge talebimiz yerine getirilmemişti” dedi.
Zirve Yayınevi davasının 94. duruşmasında söz alan tutuklu sanık
Astsubay Abdullah Atılgan, “Çok sayıda hukuksuzluklar yapıldı.
Bağımsız bir mahkeme tarafından yargılanmadık. Davanın esasıyla
ilgili olarak talep ettiğimiz tüm delil ve belgeler reddedildi.
Benim davada yargılanan Murat Göktürk dışında hiç kimse ile
tanışıklığım ve irtibatım yoktur. Gizli tanık İlker Çınar’ın bütün
yalanlarını çürüten tüm belgeleri mahkemeye sunmama rağmen savcılık
bunlardan bir tanesinden bile mütalaasından bahsetmemiştir. Duruşma
savcısı Zafer Hazar 2 yıl boyunca talep ettiğimiz belgelere ve
tahliye talebimizin reddedilmesi talebinde bulunmanın dışında
hiçbir şey yapmamıştır. Hazırlanan sayfalı mütalaaya, mütalaa
demiyorum, kağıt parçası. Birde İlker Çınar’ın bin 500 sayfalık
ifadesi var. İlker Çınar ifadesini 17 Şubat’ta mahkemeye sunmuş.
Bizim mütalaa ise 24 Şubat’ta verildi. Mütalaanın büyük bir kısmı
İlker Çınar’ın ifadeleriyle örtüşüyor. Mütalaa ve İlker Çınar’ın
ifadesi aynı merkez tarafından hazırlanmıştır sayın savcı sadece
mührü basmıştır. Bununla ilgili belge ve delillerimi esas
hakkındaki savunmamda tek tek anlatacağım. Ben 3 soru ile bu
mütalaanın sayın savcı tarafından hazırlanmadığını ortaya koyarım.
Ben telefon HTS kayıtlarını istememe rağmen bir şekilde verilmedi
ve başkasına ait HTS kayıtları 2 kez bana gönderildi. Bunu
istemedeki sebep, iddia edilen yer ve saate orada bulunup
bulunmadığımı göstermek içindir. Çünkü iddianamede iddia edilen
tarih ve yerlerde ben farklı yerlerde bulunuyorum” ifadelerini
kaydetti.
“ŞÜKÜRLER OLSUN O MAHKEMEDEN KURTULDUK”
Sanık Atılgan, şöyle devam etti: “Eğer 17 Aralık darbesi başarılı
olsaydı İlker Çınar’ın teslim etmediği Ek-C adlı belgeye
istedikleri isimleri yazarak suçlayacaklardı. Şu anda bizim
soruşturmamızda ve kovuşturmamızda görev alan emniyet ve yargı
mensupları 17 Aralık darbe girişimi sonrasında paralel yapı
nedeniyle ya görevden alınmış, ya da görev yerleri
değiştirilmiştir. Özel Yetkili Mahkemeleri kapatan kanunu
çıkartanlardan Allah razı olsun. Yoksa bizim hükmümüz verilmişti ve
sadece hukuki prosedür bekleniyordu. Malatya Özel Yetkili 4. Ağır
Ceza Mahkemesi’nden kurtulduğuma şükrediyorum” dedi.
Mahkemede söz alan tutuklu sanık Uzman Çavuş Mehmet Çolak ise
haklarındaki delillerin tamamen düzmece olduğunu ve kendilerini
ispatlamak için bulundukları tüm tanık taleplerinin ise sürekli
reddedildiğini söyledi. Çolak, “2008 yılından itibaren Malatya İl
Jandarma Komutanlığı’nın operasyon yaptığı bütün kişiler burada
tanık olarak dinletilmiştir. Bunlar arasında 29 yıl 6 ay hapis
cezası verilmiş kişi de var. Savcı burada 9 gün ifade veren İlker
Çınar’a tek bir soru sormamıştır. Ama sanık tarafının getirmiş
olduğu ve İlker Çınar’ın ifadelerini çürüten 2 tanığa soru
sormuştur. 2 yıl boyunca duruşma savcısı gelen hiçbir tanığa soru
sormamıştı” dedi.
Tutuklu sanık Astsubay Murat Göktürk ise, “Normal bir mahkemede
yargılanmaya başladığım için Allah’a şükrediyorum. Şimdiye kadar
yapılan yargılamada hiçbir talebimiz yerine getirilmedi, tanık ve
belge taleplerimiz sürekli reddedildi. Mahkemeye kendi
imkanlarımızla elde ettiğimiz belgeleri getirip sunduk. HTS
kayıtlarının orijinal hallerini istememize rağmen bize verilmedi.
Daha önce bana isnat edilen mektubu reddederek çürütmeme rağmen
savcı tekrar mütalaasında yer vererek ‘el yazısı mektubu Murat
Göktürk yazmıştır’ diyor. Ancak bu dosyadaki mektup el yazısı
değil, bilgisayar çıktısı bir mektuptur. Bu bilgisayar çıktısı
mektubu savcı benim yazdığımı nereden biliyor. Bize soruşturma
yapanlar, 17 Aralık darbe girişimi sonrasında görevlerinden
alındılar. Bana silahlı terör örgütü demeselerdi de, çekip
vursalardı” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti duruşmaya ara verdi.
(İHA)