Asker operasyona hazır!
Abone olGenelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt sınırötesinin yapılacağını söyledi
Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, gazetelerin Ankara
temsilcileriyle yaptığı toplantıda sınır ötesi harekât, ABD
temasları ve Dağlıca olayı ile ilgili görüşlerini açıkladı.
Org. Büyükanıt'ın gündemdeki konulara ilişkin görüşleri ve
gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar şöyle:
Org. Büyükanıt, hükümete sınır ötesi harekât yetkisi veren
tezkerenin 19 Ekim 2007 günü Resmi Gazete'de yayımlandığını
belirttikten sonra şu bilgiyi verdi:
'Operasyona hazırız'
"24 Ekim 2007 günü Başbakanlık bize bir yazı yazarak tezkere
kapsamındaki operasyonla ilgili görüşlerimizi sordu. Biz de
görüşlerimizi 1 Kasım 2007 günü Başbakanlığa bildirdik.
Tekliflerimizi Başbakanlığa iletmiş olduk. Başbakanlık ve Dışişleri
bu teklifler üzerinde çalışıyor. Bu bir hükümet direktifine
dönüşecek ve bize gelecek. Zaten normal planlama usulü de budur. Şu
anda yetki hükümette. Değerlendirilecek. Eğer harekâtın gerekli
olduğuna inanırlarsa 'şu operasyonlar yapılır' denilecek.
Zaten biz asker olarak her türlü olasılığa karşı önceden planlama
yaparız. Bir çatışma çıktıktan sonra planlama olmaz. Askeri
birliklerimiz bir görev verildikten sonra kısa süreli bir ikazı
müteakip son hazırlıkları yaparak operasyonu gerçekleştirebilecek
durumdadır. Geldiğimiz nokta bu. Şimdi hükümetten gelecek direktifi
bekliyoruz. O direktife göre, gereğini yapacağız. Bu süreçte bir
gecikme yok."
'Birazcık operasyon olmaz'
Org. Büyükanıt, gazetecilerin "Kapsamlı bir operasyon mu olacak,
yoksa nokta operasyonları mı" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"Sırf operasyon yapmak için operasyon yapılmaz. Askeri gerekçeleri
ve hedefi olur. Birazcık operasyon yapalım diye operasyon yapılmaz.
Nokta veya nokta değil diye bir şey söylenemez. Bizim kafamızdaki
şey, bunun ciddi bir hedefi olduğudur." Org. Büyükanıt, muhtemel
operasyonun çapı ve sınırı konusundaki bir soruya da şu karşılığı
verdi:
"Önce hükümet direktifini görmemiz lazım. O direktifte bazı
sınırlamalar olur. O sınırlamalara bakacağız."
'İcazet alınmaz'
Org. Büyükanıt, bu konuda "niye ABD'ye sormuyorsunuz" şeklindeki
yaklaşımlara karşı da şunu söyledi:
"İcazet alınması gibi bir yaklaşım çok yakışızsızdır. Böyle bir
durum söz konusu olamaz. ABD'ye soruldu mu, diye soruyorlar. Biz
kimseden icazet almayız. Bizim icazet alacağımız yer bellidir. O da
kanunlarımız ve Atatürk'ün yol göstericiliğidir."
'ABD düşüncemi açıklamam'
Org. Büyükanıt,
"ABD'nin tutumunu güvenilir, inandırıcı ve samimi buluyor musunuz"
sorusuna şu yanıtı verdi:
"Bulunduğum konumda düşüncelerim var ama açıkça ifade etmeyi uygun
görmem. Biz düşman kazanmaya değil, dost kazanmaya çalışacağız.
Toplumda negatif duygu ve düşünceler var." "Bu negatif düşünceler
var mı" sorusu üzerine de Org. Büyükanıt "Bilemiyorum" karşılığını
verdi.
'Turşu kurmayacağız'
Genelkurmay Başkanı Org.
Büyükanıt, Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı Bush'la yaptığı
görüşmelere ilişkin olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu tür üst düzey görüşmelerin politik, diplomatik ve askeri yönü
vardır. Ben askeri yönüne, Erdoğan-Bush'un basın toplantısına
bakıyorum. Başkan Bush'un konuşması tamamen istihbarat üzerine
kurulmuştu. Tabii istihbarat önemli. İstihbarat olursa gider orayı,
o noktayı tahrip edersin.
Operasyon yapılmayacaksa istihbaratı ne yapalım? Turşu kurmuyoruz.
Operasyon yapılmayacaksa onun geçerliliği kaybolur."
'ABD ile çatışmamak için'
Org. Büyükanıt,
Genelkurmay İkinci başkanları ve ABD'nin Irak'taki komutanı Petraus
arasındaki mekanizmaya ilişkin olarak da şu bilgiyi verdi:
"Üçlü mekanizma kavramı bize oyalamayı hatırlatıyor. O nedenle ben
o kavramı kullanmıyorum. Çünkü aynı şey değil. Buna 'üçlü sistem'
diyorum. İşte komutanlar arasında kırmızı telefon hattı olacağı da
söylendi. Bu, operasyonel bir sistemdir. Sınır ötesi harekât
olduğunda biz orada uçaklarımızı uçuracağız diyelim. ABD uçakları
da var. Başka devriye gezenler var. Bu bakımdan birbirimizle
çatışmamamız için, istemeden bir çatışma olmaması için koordine
edilmesi gerekiyor. Kurulan üçlü sistem bu." (Org. Büyükanıt, bu
konuda Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Ergin Saygun'a da söz verdi.
Org. Saygun, söz konusu sistemin Edip Başer-Ralston arasındaki
sistem gibi olmadığını söyledi.).
'Dağlıca'da Köstebek yok'
Org. Büyükanıt, PKK
tarafından kaçırılan 8 asker arasında köstebek olduğu ve PKK'ya
bilgi verildiğine ilişkin iddialara şu karşılığı verdi:
"Bana ulaşan böyle bir bilgi yok. Mehmetçiklerin yaşadıkları veya
bulundukları yer itibarıyla onlara şüphe ile bakmak, son derece
tehlikeli ve yanlış olur. Biz, etnik kökene bakmayız. O güvene
sahibiz. Böyle bir yaklaşım bizi rahatsız eder. Öyle bir şey olsa,
tekrar Türkiye'ye teslim ederler miydi? Etnik kökenleri ne olursa
olsun Türkiye'ye vatandaşlık bağı ile bağlı herkes bizim
kardeşimizdir."
'Taburda soruşturma sürüyor'
Org. Büyükanıt,
12 şehit verilen Dağlıca'daki terörist saldırı konusunda şunları
anlattı:
"Dağlıca olayında şu anda neredeyiz, ne yapılacak? Şu anda
kaçırılan erlerle ilgili olarak idari soruşturma yapılıyor. Bu 8
erle sınırlı değil. Dağlıca Taburu'ndaki herkesle görüşülüyor.
Askerlikte 'faaliyet sonu incelemesi' yapılır. Şu anda o kapsamda
inceleme yapıyoruz. İdari soruşturma sonrasında ortaya bir resim
çıkacak. Bu 8 erin hemen suçlu ilan edilmesi yanlış olur. Bir
kusurları varsa, tabii ki o kusura göre sorumlu kişi veya kişiler
hakkında işlem yapılır.
Bazı yayın organlarında bu çocuklar için esir kavramı kullanılıyor.
Bundan büyük hata olamaz. Cenevre Sözleşmesi'ne göre ancak 'savaş
esiri' olur ve savaşan iki devlet varsa kullanılabilir. Terör
örgütü kendini bu anlamda taraf yapmaya çalışıyor."
'Asteğmen yaralıyken çatıştı'
"Dağlıca olayı
21.10.2007 günü gece yarısı oldu. Üç koldan saldırılıyor. Çatışma
aralıklarla 36 saat sürdü. 12 personeli kaybettik. 8 personelle de
irtibatımız kesildi. Sonra bunların terör örgütünün elinde olduğu
ortaya çıktı. Birlik Dağlıca'daki normal piyade taburudur. Taburun
ilerisinde hududa yakın yerde taburun emniyetini sağlayan unsur ile
yine o unsurdan daha ileride emniyet sağlayan ufak bir gruba
saldırı yapıldı. Zayiat emniyet grubundadır.
Küçük grubun başında bir asteğmen vardı. Yaralanmasına rağmen
çatışmayı sürdürdü. Ve zayiat vermedi. O asteğmene üstün cesaret ve
feragat madalyası verilmesini önerdim. Nasıl bir coğrafyada
mücadele ettiğimizi sizler biliyorsunuz. Oraya gitmeyenlere
Dağlıca'yı tarif etmek olanaksızdır. Örnek, Gabar Dağı 40 km.
genişlikte, 30 km. derinlikte, 1200 kilometrekare yüzölçümü olan
bir coğrafyadır.
Bunun içinde 100 tane terörist arıyorsunuz. Kumluğun içinde toplu
iğne aramak gibi bir şeydir. O zor araziye rağmen tabii ki bunu
yapacağız. Bizim görevimiz budur. Bir İngiliz sözü vardır.
Başarısızlığın 40 bin tane nedeni olabilir, ama mazereti
olamaz."
'Basın Şahin'i doğru yorumladı'
Org. Büyükanıt, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in
"Kurtulduklarına pek sevinemedim" şeklindeki açıklamasının
sorulması üzerine, "Benim yorumlamam doğru olmaz. Basın sanıyorum
doğru yorumladı" dedi.
'Halkın tepkisi mükemmel'
Org. Büyükanıt, şehit aileleri başta olmak üzere, halkın tepkisinin
mükemmel olduğunu belirtti ve şöyle dedi:
"Son olaylara bakınca halkımızın duyguları, düşünceleri mükemmel.
Halkımız metin ve milletine bağlı. Şehit ailelerini metanetli
görmek beni derinden etkiliyor. Ben, şehit annelerinin ellerini
öperim, yaşları benden küçük olsa da. Babaların da gözlerinden
öperim.
Haymana'da bir şehit annesinin elini öpmüştüm. Sonra o köye
gazeteciler gitmiş ve şehit annesinin benim onun elini öptüğümde ne
hissetiğini sormuşlar. Şehit annesi ise 'Ben o zaman kendimde
değildim. Eğer kendimde olsam ben O'nun elini öperdim' demiş. İşte
bizim milletimiz böyle büyük bir millettir.
Türkiye güçlü bir ülkedir. Tehdit olmak başkadır, o tehditi yaşama
geçirmek başkadır. Kimsenin gücü Türkiye'yi bölmeye yetmez. PKK'nın
gücü Türkiye'nin gücüne yetmez. Şimdi kendimizi Atatürk'ün yerine
koyun. 15 Mayıs 1919'da daha Samsun'a çıkmadan, o koşullarda
Samsun'a çıkma kararı alır mıydınız? Para yok, pul yok, ordu
yok.
Ülke işgal altında. 17 yıldır savaşan bir ülke, okuma oranı
erkeklerde yüzde 10, kadınlarda yüzde 1. Bu durumda gider miydiniz?
Ama Atatürk'ün sezisi bu kararı aldırmış. Şimdi koşullarımız daha
mı kötü? Kimse Türkiye'ye hayalindekileri dayatamaz."
'DTP'nin adını anmak istemiyorum'
Org. Büyükanıt, gazetecilerin DTP kongresiyle ilgili soru sormaları
üzerine de şu yanıtı verdi:
"O siyasi partinin adını ağzıma almak istemiyorum. Bunların yaptığı
gerçekten kabul edilemez. Bazıları terör örgütü olayını çok uluslu
hale getirmeye çalışıyor. Perde açıldığında başka bir şeyle
karşılaşabilirsiniz. Yaptıkları kabul edilemez.
Böyle devam ederse toplumda bir kutuplaşma ve çatışma ortamı ortaya
çıkabilir. Herkesin bu konuda sorumluluğu var. Buna uygun
davranmaklazım. Biz hep halkı ve teröristleri birbirinden ayırdık.
Diyarbakır, Türkiye'de en çok sevildiğim yerlerden biridir."
Kaynak : MİLLİYET