Asker ne demek istedi?
Abone olGenelkurmay sadece savcıyı suçlamadı. Eleştirilerden dolaylı olarak hükümet de nasibini aldı.
Genelkurmay Başkanlığı, Şemdinli iddianamesini bir hafta
inceledikten sonra dün sabah çok sert ifadeler taşıyan bir açıklama
yaptı. İddianamede çete kurmakla suçlanan Kara Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve bölgede görev yapan komutanlar
hakkında soruşturma açılmasına gerek görmeyen Genelkurmay’ın
bildirisinde isim verilmeden bazı bakan ve AKP milletvekilleri ile
polis şefleri suçlandı. Ankara kulislerinde özellikle bildirinin
’1-e’ maddesindeki ’belli bir görüşün temsilcileri’ ifadesine
dikkat çekildi. Askerin kimleri suçladığının da, bildirinin 5’inci
maddesinde kayda geçirildiği yorumu yapıldı. Basın açıklamasının
tam metni ve saklı şifreleri şöyle:
BASIN AÇIKLAMASI
Kamuoyunda Şemdinli İddianamesi olarak bilinen konuda Van
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 2 adet dosya 13 Mart
2006 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı’na ulaştırılmıştır.
Genelkurmay Başkanlığı’nın 8 Mart 2006 tarihinde yaptığı teknik
açıklamada belirtilen yasal mevzuat çerçevesinde anılan 2 dosyadaki
iddia, ihbar, şikáyet ve değerlendirmeler incelenmiş ve aşağıdaki
sonuçlara varılmıştır.
BÜYÜKANIT’IN SÖZLERİNİN SADECE BİR BÖLÜMÜ ALINDI
a. Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs olduğu iddia edilen ve
kamuoyu tarafından çok iyi bilinen ifadenin, hüküm kurmak amacıyla
kasıtlı olarak sadece bir bölümünün dikkate alındığı görülmüştür.
İfadenin tamamı dikkate alındığında hükmün öngördüğü kastın
olmadığı açıkça anlaşılmaktadır.
Şifresi: Yaşar Büyükanıt, bir resepsiyonda "Ali Kaya’yı tanırım,
iyi çocuktur" dedi. Savcı bu sözleri yargıyı etkileme girişimi
olarak kabul etti. Ancak Büyükanıt, Hürriyet Ankara Temsilcisi Nur
Batur’a, bu ifadesini izah etti: "Sözlerimin hepsi yayınlanmadığı
için yanlış izlenim doğdu. Hiçbir komutan yargıya gittikten sonra
suçlu bulunmuş bir kişiyi savunmaz, savunamaz da." Genelkurmay
yargıyı etkileme iddiasını geçerli bulmuyor.
ALTINDAĞ’IN İFADESİYLE KOMUTAN ADI KARIŞMAMALI
b. İddianamede yer alan ve Cumhuriyet Savcısı tarafından çete kurma
fiili olarak bahsedilen bir diğer suçlama ile ilgili olarak
halihazırda askeri yargıda devam etmekte olan bir hazırlık
soruşturması olmasına rağmen, aynı konuda ve aynı şahıs tarafından
verilen yeni ifadelere itibar edilerek, hiçbir maddi delil ve
bulguya dayanmaksızın bir yüksek rütbeli komutan adının da aynı
suçlamalara yeni bir olay gibi dahil edilmesi, hukukun etik
kurallarının dışına çıkıldığını göstermiştir.
Şifresi: ’Aynı şahıs’ ifadesiyle Diyarbakır Söz Gazetesi sahibi ve
işadamı Mehmet Ali Altındağ kastediliyor. Altındağ’ın Şemdinli
Komisyonu’nda verdiği ifadeye dayanılarak Büyükanıt’ın iddianameye
konulması eleştiriliyor.
İMZASIZ VE SAHTE ADRESLİ İHBAR MEKTUPLARI
c. Dosyada yer alan ihbar mektubunda imzası dahi olmayan ve vermiş
olduğu adresin sahte olduğunu mülki makamların resmi yazısı ile
teyid ettirmiş olduğumuz bir şahsın hiçbir somut delile dayanmayan
hayali iddiaları üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bazı
mensupları hakkında görevi kötüye kullanma, rüşvet ve kaçakçılık
gibi çok ağır suçlamalar yapılarak vahim bir hukuki hata
işlenmiştir.
Şifresi: İddianamede, İ. K. Ören ve Rıfat Koruhan imzalı ihbar
mektuplarına yer veriliyor. Asker imzaları, adresleri sahte
mektuplara neden itibar edildiğini soruyor.
VAN SAVCISI GENELKURMAY’IN YETKİ ALANINA GİRDİ
ç. Jandarmanın mülki görevleri kapsamında olduğu yasalarda açık bir
şekilde ifade edilmiş olmasına rağmen önleyici kolluk faaliyeti
için istihbarat temini amacıyla yapılan bir görevlendirme işlemi,
bölgede mülki görevi ve sorumluluğu olmayan ancak valinin kuvvet
talebi sonrası kolluk kuvvetlerini harekát komutası/kontrolüne alan
personel ile de böyle bir talep olmadığı halde irtibatlandırılmış
ve bu personel gerçekle ilgisi olmayan suçlamalara maruz
bırakıldı.
d. İddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı, kendisine ulaşan
iddia, ihbar ve şikáyetlerden Genelkurmay Başkanlığı’nın yetkisine
girenleri, soruşturma yapmaksızın ve hiçbir hüküm sergileyici ifade
kullanmadan, olduğu gibi yetkili makam olan Genelkurmay
Başkanlığı’na göndermesi gerekirken, yasal yetkilerini aşarak
kendisine göre suç tanımı yapmış ve bunu olmaması gereken bir
şekilde iddianamesine yansıtmıştır.
SAVCI CAHİL VE TECRÜBESİZ DEĞİL TELKİN ALTINDA
e. İddianamede yer alan usul ve maddi hatalar ile noksanlar dikkate
alındığında, bir Cumhuriyet savcısının bu derece hukuk bilgisinden
yoksun veya tecrübesiz olamayacağı, bu bariz hataları yapması için
belli bir görüşün temsilcilerinin kamuoyuna da yansımış etki ve
telkinleri altında kalmış olabileceği değerlendirilmektedir.
Şifresi: Asker ’belli bir görüşün temsilcileri’ ifadesiyle yaygın
bir cemaat ile bölücü örgüt sempatizanlarını kastediyor.
İddianamedeki bazı tespitlerin bu gruplar tarafından kullanıldığına
dikkat çekiliyor.
TSK CİDDİ RAHATSIZ SORUŞTURMAYA GEREK YOK
f. Muhteva olarak bu iddianamenin sözkonusu bölümlerinin maksadını
aşan, hukuki olmaktan çok siyasi içerikli, bazı mensuplarını hedef
alarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmaya ve terörle
mücadeledeki azim ve iradesini zayıflatmaya yönelik olduğu
kanaatine varılmıştır.
Yapılan detaylı inceleme ve ulaşılan sonuçlar ışığında, Genelkurmay
Başkanlığı’na intikal ettirilen dosyalar kapsamındaki
soruşturulması Genelkurmay Başkanı’nın yetkisine giren personel
için, daha önce askeri yargıya intikal ettirimiş olanlar hariç,
soruşturma açılmasına gerek olmadığına karar verilmiştir.
Yüce Türk milletince çok yakından bilindiği üzere Türk Silahlı
Kuvvetleri hukukun üstünlüğüne ve yargının bağımsızlığına yürekten
inanan bir kurumdur. İçinden çıkan münferit hukuk dışı davranışları
olan personeli hakkında, eğer ciddi ve tutarlı iddialar varsa,
kimsenin yönlendirmesine ve telkinine ihtiyaç duymadan gerekli
işlemi hiç tereddütsüz yapmaktadır. Hal böyle iken bu şekilde
mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun ve maksatlı bir belgenin
hazırlanmış olması, hem kamu vicdanını, hem de Türk Silahlı
Kuvvetleri’ni ciddi şekilde rahatsız etmiştir.
MAKAM, STATÜ VE KONUMLARI FARK ETMEZ CEZASINI VERİN
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yapılan bu haksız ve maksatlı suçlamalar
karşısında öncelikle Anayasal sorumluluğu olanların tavır almaları,
bu saldırıyı bütün yönleriyle ortaya çıkarmaları ve arkasındaki
çarpık zihniyetin temsilcilerini makam, statü ve konumları ne
olursa olsun kamuoyuna açıklamaları ve haklarında işlem yapmaları
gerekmektedir. Bu çerçevede, iddianameyi hazırlamış olan Cumhuriyet
Savcısı hakkında ilgili makamlar nezdinde gerekli girişim
tarafımızdan yapılmıştır. TSK kendisine karşı düzenlenen bu
girişimlerin tümüyle farkındadır ve yasal yollardan sonuna kadar da
takipçisi olacaktır.
Şifresi: Bildirinin en kritik bölümü bu paragraf. Çünkü asker
’makam’ sözcüğüyle bakanları kastediyor. Adalet Bakanı’ndan savcı
hakkında soruşturma talep ediyor, Van’da etkili bir isim olan Milli
Eğitim Bakanı hakkında imada bulunuyor. ’Statü’ şifresiyle
dokunulmazlık zırhı bulunan milletvekilleri anlatılıyor. AKP’li
Şemdinli Komisyonu Başkanı ile "Savcı bizim yapamadığımızı yaptı"
diyen AKP’li milletvekillerinden duyulan rahatsızlık vurgulanıyor.
’Konum’ şifresiyle Emniyet İstihbarat birimi hedef alınıyor. Bu
birimin Başbakanlığa sunduğu gizli bilgi notuyla iddianame
arasındaki benzerliklere işaret ediliyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri milletinden aldığı güçle, vatanın birlik ve
bütünlüğü için bütün mensuplarıyla, gerektiğinde canlarını da seve
seve vererek kutsal görevini yapmaya devam edecektir. Bu mücadele
azminin kırılamayacağını ve ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın bu
kutsal kurumun içine nifak sokulamayacağını yüce ulusumuza teyiden
ifade etmek isteriz.