Asker Iraka sert çıktı
Abone olGenelkurmay, Irak konusunda ilk kez bu kadar açık ve net konuştu: "Şartlar anlaşmalarla belirlenmiştir"
Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanı Korgeneral Bekir
Kalyoncu, terör örgütüne yönelik yürütülen operasyonlara ilişkin
olarak yaşanan "sınır ihlali" tartışmalarını, "Bu şartlar,
Türkiye'nin taraf olduğu anlaşmalarda belirtilmiştir. O anlaşmalara
bakarsanız, o şartların olgunlaşmasını beklemek durumundayız. O
şartlar, Birleşmiş Milletler'de taraf olduğumuz anlaşmalarda
yazıyor" sözleriyle değerlendirdi.
Genelkurmay Başkanlığı, son dönemdeki gelişmelere ilişkin
Genelkurmay
Karargahı'nda bir bilgilendirme toplantısı düzenledi.
Toplantıda,
Genelkurmay Harekat Başkanlığı'na bağlı şube müdürleri, 2. ve 3.
Ordu
Komutanlıkları'na yapılan takviyeler, Afganistan, Suriye
sınırındaki mayınların temizlenmesi ve Irak'a yönelik eğitim
faaliyetlerine ilişkin bilgi verdi. Genelkurmay Harekat Başkanı
Korgeneral Bekir Kalyoncu ile Genelkurmay Başkanlığı Genel
Sekreteri Tümgeneral Sabri Demirezen'in de katıldığı toplantıda,
şube müdürlerinin konularına ilişkin brifinginin ardından Harekat
Başkanı Korgeneral Kalyoncu, gazetecilerin sorularını
cevapladı.
Güneydoğu bölgesinde yürütülen iç güvenlik harekatı
hatırlatılarak,
"Sınır ihlali söz konusu mu?" sorusuna Korgeneral Kalyoncu,
Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ün daha önce yapmış olduğu, "Eğer
şartlar
doğarsa, her egemen ülke gibi Türkiye de haklarını kullanır. Bu
haklar
Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nde de vardır" açıklamasını
hatırlatarak
cevap verdi. "Sınır ihlali yapılıp yapılmadığına cevap verecek
seviye
burası değil" diyen Korgeneral Kalyoncu, "Bu şartlar nedir? Bu
şartlar
oluştu mu?" sorusuna ise, "Bu şartlar, Türkiye'nin taraf olduğu
anlaşmalarda belirtilmiştir. O anlaşmalara bakarsanız, o şartların
olgunlaşmasını beklemek durumundayız. O şartlar, Birleşmiş
Milletler'de taraf olduğumuz anlaşmalarda yazıyor" karşılığını
verdi.
Kuzey Irak'taki Türk unsurlarının hukuki statüsüne ilişkin
yaşanan
tartışmalara yönelik bir soru üzerine Korgeneral Kalyoncu, şunları
kaydetti:
"Kuzey Irak'ta Türk askerinin mevcudiyeti gizli bir olay değil.
TSK,
bir kısım unsurlarıyla Kuzey Irak'tadır. Bu Kuzey Irak'taki
unsurlarımızın oradaki mevcudiyeti malumları olduğu üzere, daha
önce otorite boşluğu nedeniyle terör örgütünün o bölgeyi
kullanmasına bir takım kısıtlamalar getirmek amacıyladır. Ve terör
örgütü bu bölgede kaldığı sürece birliklerimizin faaliyetlerini
sona erdirmeyi düşünmüyoruz. Aslında, Kuzey Irak'taki birliklerimiz
K.Irak'taki Irak'ın diğer bölgelerine göre nispeten istikrarlı gibi
görünen ortama da katkı sağlamaktadır. Çünkü terör örgütleri nerede
ne şekilde beslenirse beslensinler günü geldiği zaman bulundukları
bölgeye de zarar verirler. Sanıyoruz, Irak'taki yetkililer de bunun
farkındadır, şimdiye kadar bu birliklerle ilgili çok büyük
problemlerle karşılaşmadık. Ümit ediyoruz gelecekte de problemlerle
karşılaşmayız."
Güneydoğu'daki birliklerin takviyesine ilişkin verilen brifingde,
her yıl iç güvenlik harekatına yönelik bölgedeki birliklere takviye
yapıldığı ve yapılan takviyelerin gerekli ve normal tarihte olup,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en doğal hakkı olduğunu belirtildi.
Türkiye'nin kendi coğrafyasında yaptığı takviyelerin hiçbir ülkeyi
ilgilendirmediği vurgulanan brifingde, "Bu takviye birlikleri, daha
önce belirlendiği üzere, özellikle sınırlarımızdan geçmeye çalışan
teröristlere karşı gerekli tedbirleri almak maksadıyla, Irak ve
İran
sınırımız dahil, ihtiyaç olan bölgelerin takviyesi amacıyla
konuşlanmıştır" denildi.
Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu, Suriye
sınırındaki mayınlar temizlendikten sonra TSK'nın mevcut düzende
sınırları korumaya devam edeceğini belirterek, ''Biz sınırlarımızı
sadece insan gücüyle korumuyoruz. Teknolojinin bütün imkanlarından
istifadeyle, gece ve gündüz gözetleme imkan kabiliyetleriyle bütün
hudutlarımızın güvenliğini sağlamaya çalışıyoruz'' dedi.
Genelkurmay Başkanlığı'ndaki basın bilgilendirme toplantısının
''Suriye Sınırındaki Mayın Temizleme Faaliyetleri'' ile ilgili
bölümünde, 911 kilometre uzunluğundaki Türkiye-Suriye sınırında,
1956-1959 yıllarında yasadışı sınır geçişlerini önlemek için 510
kilometre uzunluğunda, 200 kilometrekarelik bir alana 600 bin
civarında mayın döşendiği belirtildi.
Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesi çalışmalarının,
bölgeyi tarıma kazandırmak ve Ottova Sözleşmesi'nin şartlarını
yerine getirmek amacıyla 29 Mayıs 2001 tarihli MGK Toplantısı
kararının 11 Haziran 2001 tarihli Bakanlar Kurulu tarafından kabul
edilmesiyle
başladığı anımsatıldı.
Milli Savunma Bakanlığı ile koordineli olarak yürütülen bu
çalışmalarda, ilk olarak mayınlı sahaların TSK'nın mevcut imkan ve
kabiliyetleriyle temizlenmesinin ele alındığı, ancak, ''elde
bulunan teçhizatın askeri harekat esnasında karşılaşılan mayınlı
sahalarda kısa sürede ve dar kapsamlı olarak personel ve araç
geçişine imkan verecek şekilde olması, Suriye sınırında olduğu gibi
geniş mayınlı sahaları temizlemeye yönelik olmaması, temizlemenin
çok uzun süre alacak olması, mayınların tamamının eldeki teçhizatla
temizlenmesinin mümkün olmaması ve tarıma açılacak bölgede risk
kabul etmenin mümkün olmaması'' nedeniyle bu seçeneğin uygun
olmadığına karar verildiği belirtildi.
Tehdit dikkate alındığında yapılan takviyelerin miktarının
yeterli seviyede olduğunu ifade edilen brifingde, Irak sınırının
dağlık ve sarp arazi yapısı nedeniyle teröristlerin geçişlerine
kolaylılık sağladığı kaydedildi. Irak tarafından kontrolü
sağlayacak, Irak hükümetine bağlı herhangi bir unsurun olmayışının
da terör faaliyetlerini kolaylaştırdığına işaret edilen brifingde,
şöyle devam edildi:
"Türkiye, sınırların kendi tarafında gerekli önlemleri almıştır.
Sınırların tek taraflı kontrolü çok güçtür. Teröristler, gerek
arazi, gerek Irak tarafındaki kontrolsüzlük nedeniyle Irak'ın
kuzeyinden ülkemize sızarak, güvenlik güçlerine ve halkımıza
silahlı eylemler yapmaktadırlar. TSK, bölünmez bütünlüğümüze karşı,
silahlı olarak tehdit oluşturan tüm unsurlar bertaraf edilinceye
kadar, operasyonlarına ve mücadelesine bugüne kadar olduğu gibi
bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edecektir. Bu çerçevede
sınırlarımızın güvenliği de her hal ve şartta sağlanacaktır. TSK,
terörle mücadele kapsamında icra ettiği tüm faaliyetlerini
kanunlarla belirlenmiş yetki
ve sorumluluklar çerçevesinde yürütmektedir."