Asker gazeteciler savaşı bekliyor
Abone olKuveyt'te eğitim gören gazeteciler, ABD'nin Irak'a yönelik operasyonunun başlatacağı zamanı bekliyor.
ABD, Irak savaşı sırasında kendi gazetecilerini cepheye götürmek
için çaba sarf ediyor. Kuveyt'te eğitime alınan ve sayılarının 662
olarak belirlendiği asker gazetecilerin çoğu Amerikalılardan
oluşuyor. Kuveyt'teki Amerikan askerlerinin kampında sayıları 662
olarak verilen muhabirler, fotoğrafçılar ve kameramanlar, şu
sıralar orduya "katılım" eğitimi görüyor. Bu çalışma Amerikan
ordusunun gazetecileri kapsayan en büyük denemesi olarak
nitelendiriliyor. Gazetecilerin çoğu ise ABD'den. Askeri çevrelerde
"katılım" olarak adlandırılan süreçten geçirilen gazeteciler, önce
Kuveyt kent merkezindeki bir otelde Amerikan askerleri tarafından
"yoklama" ediliyor. Savaş başlarsa haber ve görüntülerini kara,
deniz, hava ve deniz piyade birliklerine katılarak toplayacaklar.
Katılanlar arasında Fox TV için çalışan emekli yarbay Oliver North
ve başka eski askerler, savaşlarda muhabirlik yapanlar ile
ülkelerinin dışına hiç çıkmayanlar, silahın patladığını veya çölü
görmeyenler de bulunuyor. Bir Japon televizyonu için çalışan Ruth
Sparkes, "Burada epey kafaları karışık insan var" diyor. Sayı
artıyor Haber ekipleri atandıkları birliklere çağrılmayı beklerken,
zaman zaman da askeri yığınağın olduğu yerlere götürülerek savaşın
kokusu hissettiriliyor. Savaş yaklaştıkça askeri kargo uçaklarıyla
getirilen gazetecilerin sayısı da artıyor. Yoklama sırasında
kamufle üniformalı Amerikan yedek askerler, gaz maskeleri için önce
gazetecilerin kafa ölçülerini alıyor. Şu sıralar 300 bin Amerikan
askeri, Körfez bölgesinde ya da buraya gelmek üzere. ABD yönetimi,
1991'deki Körfez ve Afganistan savaşının ardından basından gelen
tepkiler üzerine gazetecileri cepheye götürme yöntemini yürürlüğe
koydu. Asker gibi giyinecekler Bush yönetimi, Afganistan savaşından
görüntü izleyemeyen Amerikan halkına bu sefer savaşın tüm
cephelerinden ilk elden görüntü ulaştırarak destek toplama
niyetinde. Medya gruplarını organize eden Yarbay Franklin
Childress, bunun bir deneme olduğunu ve uygun olup olmadığını
görmek istediklerini söylüyor. Güvenlikten taviz vermeden
başarmaları halinde bunun tarihi bir imkan olacağını da savunan
Childress, "Onlara savaşın iyisi, kötüsü ve çirkinini izlemeleri
için izin veriyoruz" diyor. "Katılan" gazeteciler, başka bir
deyimle asker gazetecilere, cephede korunmaları için çelik yelek,
kurşun geçirmez miğfer, kumdan koruyan gözlük ve Şarbon ile başka
kimyasallara karşı ilaçlar da dağıtılıyor. Gazetecilerin kendileri
de Kuveyt City'deki alışveriş yerlerinden yeşil ve haki renklerde
sprey boyalar alarak miğferlerine çöl rengi veriyor. Sözleşme
uyarısı Operasyonu izlemek için katılan gazetecilere ise temel
kuralları içeren bir belge imzalatılıyor. Gazetecilerin haber
yapmamaları gerekenler arasında askerlerin özel yaşamı, kurtarma
operasyonları ve ölen askerlerin isimleri bulunuyor. Ayrıca ölen
askerlerin yüzlerinin görüntülenmesi de yasak. Ancak askerlerle
birlikte hareket etmek gazeteciler için de özel riskler,
beraberinde getiriyor. Çünkü Cenevre Sözleşmesi'ne göre askerlerden
net biçimde ayırt edilemeyenlerin öldürülmesi sürpriz olmayacak.
Kaygılı olan gazetecileri ise askerler teselli ediyor. "Nashville
Tennessean" gazetesi fotoğrafçısı John Partipilo, bağlı bulunduğu
birlikteki askerlerin kendilerine "Korkmayın be sizi koruyacağız"
dediğini aktarıyor. Askerlere bağlı Gazetecilerin savaş anında
çatışma bölgesine ne kadar yakın olabileceklerine ise birliğin
komutanı karar verecek. 20 yıldır savaş cephelerini görüntüleyen
"Time" dergisinin ödül alan fotoğrafçısı James Nachtwey ise
"Esneklik ve hareketlilik olursa etkili izleme şansımız olacağını
sanıyorum" diyor. Savaşın önlenmesi için başkentler arasındaki
diplomatik temasları hiçe sayan Nachtwey için savaş başlamış bile.
Şimdi kendisini cephede katılacağı 101. Hava Bölüğü'ndeki görevine
hazırlıyor. Kaynak : DHA