Asker firarisine hüzünlü veda

Tunceli'deki Hozat 51'inci Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı'nda vatani görevini yaparken firar eden 21 yaşındaki Mahir Zorbey Demirkaya, önceki gün hakkındaki 'tehdit ve şantaj' suçlaması nedeniyle ifade vermek üzere karakola gitti.

Burada yapılan incelemede, asker kaçağı ve hakkında tutuklama kararı olduğu belirlenen Demirkaya, Aydın Adliyesi'ne sevk edildi. Nöbetçi mahkemece tutuklanan Demirkaya, cezaevine götürülüldüğü sırada kaçarken, kendisini takip eden polis memuru M.S.'nin açtığı ateş sonucu başından vurularak ağır yaralandı. Aydın Devlet Hastanesi'nde tedaviye alınan Demirkaya ölürken, polis memuru M.S., tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ

TABUT TÜRK BAYRAĞI'NA SARILDI

Bekar olan Demirkaya için bugün Aydın Bey Camisi'nde öğlen namazının ardından askeri cenaze töreni düzenlendi. Demirkaya'nın Türk Bayrağı'na sarılı tabutu, askerlerin omuzlarında taşınıp musalla taşına konuldu. Törene, Demirkaya'nın ailesinin yanı sıra Aydın Emniyet Müdürü Ahmet Turan Temel, Garnizon Komutanı Tuğgeneral İbrahim Aydın, çok sayıda polis memuru ile askerler katıldı.

ANNENİN GÖZYAŞLARI

Cami avlusunda sinir krizi geçirip, kendisine sarıldıktan sonra kaçmaya başlayan ve ardından vurulan oğlunun tabutuna kapanıp ağlayan anne Şükran Yükselen Canbazoğlu, "Hadi kalk annem gidelim. Paşam benim. Geri verin çocuğumu. O daha fidandı. Neden hırsızları, katilleri, teröristleri vurmuyorsunuz? Onu ciğerimden kopardılar. İlahi adalete sığınıyorum. Neden elimi bırakıp gittin" diye haykırdı.

VURAN POLİSE BEDDUA

Olay sırasında Demirkaya'nın yanında bulunan kardeşi Gürkan Demirkaya ise, "O polis gelsin beni de vursun. Ona polis diyemeyeceğim, o bir katil. Benim ağabeyim şehit. Şehitler ölmez, vatan bölünmez. Sonuna kadar bu işin takipçisi olacağım" dedi.

Demirkaya'nın amcası Cengizhan Demirkaya da, yeğeninin küçük yaşta çocuğu alıkoyma gibi bir suçu bulunmadığını, sevgilisiyle de rızasıyla ilişki yaşadıklarını, yaşının küçük olması ve babasının şikayeti nedeniyle soruşturma açıldığını, polisin dört el ateş ederek kasten cinayet işlediğini ileri sürdü. Cengizhan Demirkaya, olay yerinde inceleme yaptığını, düşme sonucu ateş edilmesinin mümkün olmadığını, polisin serbest bırakılmasına itirazda bulunacaklarını söyledi.

Cenazeye katılan Demirkaya'nın kız arkadaşı ise, gözyaşları içinde, birbirlerini sevdiklerini kendisine bir taciz ve şiddeti bulunmadığını, şikayetçi olmadığını söylerken, "Allah'ım güç ver bana. Ben nasıl yaşayacağım. Benim canım gitti" diye bağırdı.

EMNİYET MÜDÜRÜ: SİLAH KULLANMASINI GEREKTİREN BİR OLAY YOK

Aileye taziyede bulunan Aydın Emniyet Müdürü Ahmet Turan Temel ise teşkilat olarak çok üzüntülü olduklarını vurgulayarak şunları söyledi:
"İstemediğimiz bir olay maalesef meydana geldi. Olay adli makamlara intikal etti. Savcımız tüm delilleri toplamıştır. Mahkeme neticesinde polis memurunun serbest kalması yargılanmayacak anlamına gelmiyor. Sabah görüştüğümüz nöbetçi savcımız, polis memurunun serbest bırakılmasına karşılık mahkemeye itiraz ettiğini ve değerlendirildiğini söyledi. Değerlendirme devam ediyor. Tabii silah kullanılmasını gerektiren bir olay yok. Arkadaşımızın orada ciddi idari hatası gözüküyor. Silah kullanma yetkisi mevzuatla bellidir. Belki havaya ateş açabilirdi, ancak şahsın üzerine doğrultarak, ağır cezalık bir suç yok ortada. Ne kadar tutuklansa da üzerine doğrultarak ateş edilmemesi gerekiyordu. Vahim bir olay, üzgünüz. Aile adına da çok üzgünüz. Onlar da konunun farkındalar. Yanlış anlaşılmasın diye İçişleri Bakanlığı'ndan müfettiş talep ettik. En kısa sürede gelecektir. Hem idari hem hukuki yönden olay soruşturuluyor. Örtbas edilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Şahitler var, kameralar var, mahkemede şu anda. Arkadaşımıza görevden el çektirdik. Kolunda bir kırığı var, kovalama esnasında düşmesi neticesi bir kırık var. Nasıl olduğu konusunda, ateş ederken veya etmezken bu konuda yorum yapmam doğru olmaz."

Cenaze namazında Aydın Emniyet Müdürü Ahmet Turan Temel ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral İbrahim Aydın ön safta yer tuttu. Anne Şükran Yüksel Canbazoğlu da tabutun yanından bir an olsun ayrılmadı. Cenaze namazının ardından Demirkaya, Kemer Mezarlığı'nda toprağa verildi.