Ardahan'ın Karagöl Mahallesi'nde inşaat alanındaki kazıda bulunan, vücudu ile kıyafetlerinin büyük bölümünün çürümediği anlaşılan ve 1877-1878 Rus işgali dönemi sonrası hayatını kaybettiği düşünülen işgalci Rus subayın kimliğinin belirlenmesi amacıyla başlatılan çalışmalar sürüyor. Kars Müzesine götürülerek muhafaza altına alınan cesedin Rus tarihinde "Kafkasya'nın fatihi" olarak tanınan Rus Tümgeneral Vasiliy Geyman'a ait olabileceği ancak bunun kimlik tespit çalışmalarının sonucunda netleşeceği belirtildi. Ardahan Üniversitesi (ARÜ) İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Levent Küçük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, mezarın ortaya çıkmasının ardından yurt içi ve yurt dışından akademisyenlerle görüştüğünü belirtti. Rusya Bilimler Akademisinden Türkolog Dmitriy Vasilyev'in kendisine bir mail attığını ve haberlerde gördüğü kişinin Rus ordusunun Kafkas harekatında görevli komutanı Vasiliy Gayman olduğu ve onun Rus arşivindeki hayatını anlatan bilgileri kendileriyle paylaştığını anlatan Küçük, "Ruslar, Nisan 1877'deki Kafkas harekatında Ardahan'a girmişler. Bir yıl sonra 13 Nisan 1878'de burada mezarı olduğu değerlendirilen Vasiliy Gayman'ın burada öldüğü ve hatta kişinin ölme sebebine ise Sarıkamış'ta veya Kars'ta Rus ordusunda meydana gelen tifüs veya veba salgınının neden olduğu bilgisi de paylaşılmış." diye konuştu. Küçük, mezar ve içinden çıkan subay cesedi üzerinde yaptıkları incelemeler ile araştırmaları sonucu farklı bilgiler elde ettiklerini anlattı. Küçük, cesedin büyük bir kısmı ile elbiselerinin çürümemesine de değinerek, "Cesedin bozulmamış, üzerinde saç ve sakalın muhafaza edilmiş olması hem mezarın yapılış tarzı hem de havayla temas etmemiş omasıyla alakalı. Bu, 130-140 yıl önceki bir savaş. Ateş tuğladan örülmüş kubbe tarzında örülmüş bir mezar örneği." diye konuştu. Tabutun mezardan çıkarılmasında görevli Kars Müzesi personelinden bazı bilgiler elde ettiğini belirten Küçük, şu değerlendirmede bulundu: "Tabutu mezardan alan arkadaşlar, sağlamlığı konusunda herhangi bir tereddüt yaşamadıklarını ancak yarım saat sonra tahtanın havayla teması sonrası simsiyah olup küllendiğini görmüşler. Bu, hava ile temassızlığın cesedin korunmasını uzun süre sağladığını söyleyebileceğimiz bir unsur. Tabii ona ilaçlama yapılma ihtimalini de söyleyebiliriz ama cesedin tabutun içindeki durumuna bakılırsa sanki öyle bir işleme tabi tutulmamış. Ortodokslar aile mezarlıklarını genellikle böyle inşa ediyorlarmış. Cesedin hava alması ateş tuğlalarla engellenmiş. Bu da tabuttaki cesedin uzun süre korunmasını sağlamış."