21 Mart 1973 yılında ölen ünlü ozanımız Aşık Veysel'in ölümünün üzerinden 40 yıl geçmesine rağmen sevenleri onu yine de unutmadı. Aşık Veysel, o çok sevdiği Anadolu'nun bir parçası. Yunusların, Karacaoğlanların Pir Sultanların adlarıyla birlikta anılıyor adı. Sevdalarıyla, coşkularıyla, özlemleriyle, kederleriyle, hüzünleriyle yüzyıllar boyu adı anlıcak bu topraklarda. Sevda ile umut, dünyanın tadı diyor Aşık Veysel. İnsanda sevda ve umut varoldukça Aşık Veysel de varolacak. Çocukken kaybettiği gözlerinin hayatında etkisi büyük. Çocukluğunda ilan edilen seferberlik ise onda derin izler bırakıyor. Askere giden ve dönmeyen vatan evlatları, onları bekleyen hüzünlü anne ve babalar, Veysel'in dünyasına adeta hüzünden bir kale dikiyor. Dertsiz insan olmaz elbette ama Ozan Aşık Veysel bu acıları yüreğinde öyle biriktiriyor ki Anadolu'nun ovalarını,çiçeklerini, ağaçlarını, insanların yaşamını hiç kimsenin dile getiremeyeceği bir üslupla bizlere sunuyor. Çiçekleri kokusunda duymuş, yaylaları serinliğinde, havayı teninde, toprağı ellerinde görüyor, hissediyor. "Bahçedeki serin fidan, seherde kalkmış uykudan" diyecek kadar tabiatı duyarak yazıyor yazılarını… Evdeki hizmetçi adamla kaçmaya karar veren kadın bir gece vakti eşyalarını hazırlıyor. Aşığı ise onu dışarıda beklemekte. Gecenin bir yarısında iki aşık kaçıyorlar. Aşık Veysel'i 6 aylık kızıyla yalnız bırakıyorlar evde. Aceleyle çıktıkları için ayakkabısını tam giyemeyen kadın bir ağırlık hissediyor. Ayakkabısını çıkarıyor ve içinde bir miktar para olduğunu farkediyor. Aşık Veysel biliyordur kaçacaklarını… "Bana emeği geçti, hizmet etti yıllarca. Gurbette yokluk çekmesin, bir süre idare etsin" diyerek yolluyor vefasız karısını... Aşık geleneği gereği Anadolu'nun dört bir yanını dolaşıyor. Hayatının son dönemlerine doğru ise şiirleri kitaba geçtiği için gönlü rahatlamış Anadolu'yu gezmeyi bırakıyor. Daha yaşarken ünü tüm Türkiye'ye yayılıyor. Fakat vazgeçmiyor o mütevazi hayattan… Çağımızda köy insanını ve şehir insanını birden etkileyen nadir ozanlardan biri... Ölümü de yaşam kadar hayatın bir parçası gören Aşık Veysel: Bir ulu kuş olsam uçsam yürüsem, O zaman gönlüme yoldaş olurum" diyecek kadar derin bir sonsuzluk anlayışına sahip. Ben giderim adım kalır, Dostlar beni hatırlasın. Düğün olur, bayram gelir, Dostlar beni hatırlasın. Açar solar türlü çiçek Kimler gülmüş, kim gülecek Murat yalan, ölüm gerçek, Dostlar beni hatırlasın.