“Asidi kaçmış gazoz”, Hüseyin Üzmez…

Nesrin YILMAZ nesriny@internethaber.com

Vakit gazetesi yazarı, “dinci” Hüseyin Üzmez"in gazozuna ilaç katmışlar ve bu ilacın etkisiyle 14 yaşında bir kız çocuğunu taciz etmiş olabilir-miş- miş-miş…

 

Ama o, zaten olayları “hatırlamadığından” bunların doğru olup olmadığını da bilmiyor…

 

Sanıyor…

 

Hiç mi Nuri Alço filmi izlemedi kendisi, merak ediyorum…

 

Hiç olmazsa adam delikanlıydı(!) “Gazozuma ilaç attılar” demeyecek kadar…

 

***

 

Esasen ben Yeşilçam filmlerindeki tecavüz sahnelerini de anlamadım bugüne dek…

 

Adam kızın gazozuna ilaç atar, kız daha bir yudum boğazından inmeden uyuyakalır, adam kızı kucaklar (kızın bir kolu aşağı sarkmaktadır ama bir kolu da adamın(genelde Nuri Alço)boynundadır, adam az sonra üzerinde kötü emellerini gerçekleştireceğini sandığı kızı ıssız, karanlık bir yere götürür ve sadece öpmeye çalışır!

 

O kadar ki…

 

O öpmeye çalıştığı süre uzadıkça uzar… (Daha gömleğinin düğmesini bile açamamıştır.)

 

Ve esas oğlan gelene kadar devam eder…

 

Ve tecavüzü gerçekleştiremeden bir güzel dayak yer… Üstelik ağız tadıyla öpememiştir de…

 

Gazoz da güme gider, ilaç da…

 

***

 

Neyse… Konumuz Yeşilçam Filmleri değil… O başlı başına bir yazı konusu…

 

Ama demem o ki…

 

Biz biliyoruz bu hikâyeleri!

 

 

***

 

“Asidi kaçmış gazoz” Hüseyin Üzmez böyle savundu kendini…

 

“Gazozuma ilaç attılar”…

 

(Hani utanmasa, “Hâkim bey beni gazozla kandırdılar üstelik gazoz asitliydi, zaten benim asidim de kaçtı, mağdur olan benim, bu bir iftiradır(!)" diyecek.)

 

Bu trajikomik savunmayı ciddiye alan “savunucular” da yok değil…

 

İnsan düşünüyor…

 

Bunların kızları hiç 14 yaşında olmadı mı? Ya da hiç 14 yaşında olmayacaklar mı? Ya da hiç mi bu yaşlarda tanıdık kız çocukları yok!

 

Aslında taciz, tecavüz varsa ortada, yaşın da bir önemi yok!

 

İnsan istiyor ki…

 

Bir kerede onlar düşünsün bunu…

 

Sırf aynı safta yer aldığın için bir “tecavüzcüyü” ya da “tacizciyi” kanatları altına almayı bir “insan” nasıl yakıştırabilir kendine…

 

Bunlar hiç mi düşünmez…

 

Bir minicik kız çocuğunun ruhunda açılan tahribatı…

 

İnsaf!

 

Peki…

 

İnsan hiç mi tahayyül edemez, savunma adına kurduğum “saçma sapan” cümleyle kimseyi kandıramam diye…

 

Daha çok “rezil” olurum diye…

 

İnsan hiç mi demez kendi kendine, “Allahtan kork” diye!