Aşı kış aylarına yetişecek mi? DSÖ Avrupa Direktörü açıkladı
Abone olDünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörü Prof. Hans Kluge, ''Üçüncü aşama testlerin devam ettiği 6 aşı çalışması var. Çok fazla kişi üzerinde deneniyor. Ancak bu konuda henüz kimsede net bir yanıt yok. Büyük olasılıkla aşı bu kışa yetişmeyecek. Umarım gelecek yılın ortalarına hazır olur.'' dedi.
Dünya corona virüs ile mücadele ediyor. İkinci dalgalar, ilk
dalgadan daha sert vuruyor. Avrupalı bazı ülkeler vaka sayılarının
önüne geçemediği için, o ilk dönemdeki tedbirlere geri dönmeye
başladı. Türkiye’de de tablo pek parlak değil.
Son dönemdeki artış ürkütücü boyutta. Aşıyı bulmak için zamana karşı bir yarış var ama bu virüsü önleyebilecek o aşı bulunabilecek mi? Sorular cevapsız. Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Direktörü Prof. Hans Kluge, NTV ekibinden Deniz Kilislioğlu'nun sorularını yanıtladı.
Maske taktığınızı görüyorum ama DSÖ salgının başında
maske takılmasını tavsiye etmiyordu. Şimdi takıyor olmanız maskenin
virüse karşı en etkili araçlardan biri olduğunu kabul ettiğiniz
anlamına mı geliyor?
Öncelikle pandeminin başında bile
maske takılmasını tavsiye ediyorduk ancak sadece sağlık çalışanları
için. Çünkü o zaman küresel bir maske sıkıntısı vardı. Böyle
durumlarda öncelik vermeniz gerekiyor ancak virüsle ilgili
bilgilerimiz de kısıtlıydı. Semptom göstermeyen kişilerin virüsü
yaydığını öğrendik. Çoğu zaman böyle bir durum görülmez. Ancak şu
anda maske takılması taraftarıyız. 53 ülkenin sağlık bakanlarıyla
bir araya geldik. Projeksiyonlarımız maske ve sosyal mesafe ile 260
binden fazla kişinin hayatının kurtarılabileceğimizi gösterdi. 6 ay
içerisinde Avrupa ülkeleri için böyle bir durum söz konusu.
Singapur'da maske oranı yüzde 95 maske takılma oranı var. bu oran
Avrupa’da yüzde 65. Çok ucuz ve basit bir şekilde hayat
kurtarabiliriz.
Peki pandemi konusunda nerede duruyoruz. Umutsuz bir
yöne doğru gidiyormuş tablosu var.
Can çıkmadan umut çıkmaz. İnsanlara umut vermek çok önemli. Bu işin
sonunu pandeminin sonunu göreceğiz ama önümüzde zor bir kış var.
Avrupa’da vakalar artıyor daha da artacak. Mevsimsel bir durum da
var. Kışın aktiviteler iç mekanlara taşınacak. Grip mevsimi de
geliyor. İnsanların grip aşısı olması çok önemli. Ne yapılacağını
biliyoruz. Dayanışmaya ihtiyacımız var.
Virüs mutasyon geçirmedi ancak önümüzde zorlu aylar var
diyorsunuz öyle mi?
Evet sonunda önümüzde kasım ve aralık ayları var. Güney Yarımkürede
ise hijyen önlemleri sayesinde geçmişten çok daha az grip vakası
olduğunu görüyoruz. En iyisini umalım ama en kötüsüne hazırlıklı
olalım.
Avrupa ülkelerinin önlemlerine rağmen vakalar artıyor.
Karantina çözüm mü ?
Bizce karantina son çare olmalı. Bir yandan da artık şartlar
değişti. Bugünkü karantina mart ayındaki karantina gibi
olmayacaktır. Ilkbaharda salgın hızlı geldi. Bilgiler kısıtlıydı.
Okulları ekonomileri ve ülkeleri kapattık. Şimdiki tavsiyemiz
orantılı ve hedefli önlemlerle toplumu da işin içine katmak. Çünkü
önümüzdeki en büyük zorluk pandemi yorgunluğu. İnsanlar yoruldu ve
salgından bıktı. Bunu anlıyorum iki genç kızım var ve bir
yıllarını daha harcamak istemiyorlar. Sosyal yaşamı devam ettirmek
için yeni yollar bulmak konusunda yaratıcı olmalıyız. Türkiye’de
gördüklerimin beni çok etkilediğini söyleyebilirim. İnsanlar maske
takıyor. Sosyal mesafeye uyuyor. Yeni yollar bularak sosyal hayata
devam ediyorlar
Türkiye’yi sormak istiyorum. Virüsle mücadele nasıl
gidiyor?
Her zaman rakamlara bakmak lazım. Nisan’a göre
test kapasitesi 3 katına çıktı. Test ve takip son derece
etkileyici. Fahrettin Koca’yı tebrik etmek istiyorum. Birkaç gün
öncesine kadar vakalarda yüzde 70 düşüş vardı. Tabi şimdi tüm
Avrupa gibi yüzde 50 artış var. Türkiye yaşlıların korunmasında
diğer ülkelerden çok daha başarılı. Sağlık sistemi Covid dışındaki
hastalıklarla da mücadele ediyor. Ama Türkiye 152 ülkeye yardım
gönderdi. ABD’ye 2 uçak gönderdiler, İngiltere ve Almanya’ya destek
oldular. Buna yaklaşabilen bir başka ülke yok.
Tüm bu konulara Türk yetkililere yazdığınız mektupta da
değinmiştiniz. Bir yandan da Türk yetkililere tüm vakaların
açıklanması çağrısında bulunmuştunuz. Türkiye'nin vakaları değil
hasta sayısını açıkladığını biliyoruz. İkisi arasındaki fark
nedir. Hastaların değil vaka sayısının açıklanmasının önemi
nedir?
Burada anahtar nokta ülkenin gerekeni yapıyor
olması. Yani virüs taşıyan ya da virüs şüphesi bulunan kişilerin
karantinaya alınması. Hafif vakaların da karantina alınması
çok önemli. Türkiye zaten bunu salgının başından beri yapıyor. Vaka
tanımlamalarının standart hale getirilmesi durumu var. Bu konuda
birçok ülkede sorun var. Türkiye de semptomatik vakalarda olduğu
gibi semptom göstermeyen vakalar için de detaylı raporlama yapıyor.
Ama temelde yapılan müdahalede bir farklılık yok. Bu konuda
asemptomatik vakaların da açıklanması çağrısında bulunuyoruz..
Türkiye tüm rakamları sizine paylaşıyor
mu?
Evet kesinlikle. Ankara’da bir ofisimiz var ve
Türkiye’nin desteğiyle İstanbul’da da bir ofis kurduk. Bu anlamda
çok yakın çalışıyoruz.
Türkiye’deki günlük vakaları paylaşabilir misiniz
peki?
Yüzde 70, yüzde 50 gibi bir düşüş yaşandı vakalarda. Tam sayıları
daha sonra sizinle paylaşabiliriz. Bu konuda çok net olmamız
gerekiyor. Sağlık Konseyi toplantısına katıldığım için son
rakamları bilmiyorum.
Dünya Sağlık Örgütünün sürü bağışıklığının ahlaki
olmadığı konusunda bir açıklaması mevcut. Ancak birçok ülkede resmi
açıklama yapılmasa bile sürü bağışıklığı uygulaması yapıldığını
görüyoruz. Bu yönde bir uygulama yapılıyor. Sürü bağışıklığı
konusunda neler söyleyeceksiniz?
Dünya Sağlık Örgütü
Avrupa bölgesinde yer alan 53 ülkeden bahsetmem gerekirse
tümü birçok önlem almış durumda. Yani salgını akışına bırakan
hiçbir ülke olduğunu sanmıyorum. Ama haklısınız bazı ülkeler daha
fazla adım atabilir. Dediğiniz gibi sürü bağışıklığı bir hastalık
kontrol strateijisi değildir. Nüfusun yüzde 30’unun tehlike altında
olduğunu biliyoruz. Obez olanlar, kronik hastalıkları
olanlar, yaşlılar ve kalp rahatsızlıkları bulunanlar var. Bu
insanların enfekte olmasına izin vermek son derece riskli
olacaktır. Çok kısa sürede gereksiz can kayıpları yaşanacaktır.
Sürü bağışıklığına ancak aşılama ile ulaşabilirsiniz. Ancak burada
da Covid-19’dan koruyacak sürü bağışıklığı için nüfusun ne
kadarının bağışıklık kazanması gerektiğini bilmiyor. Yüzde 70 mi
yüzde 50 mi bilmiyoruz
Aşı çalışmalarını sormak istiyorum. Aşı ne zaman hazır
olacak? Son aşamaya geçmiş 8-9 tane aşı var bildiğimiz
kadarıyla.
Üçüncü aşama testlerin devam ettiği 6 aşı
çalışması var. Çok fazla kişi üzerinde deneniyor. Ancak bu konuda
henüz kimsede net bir yanıt yok. Büyük olasılıkla aşı bu kışa
yetişmeyecek. Umarım gelecek yılın ortalarına hazır olur. Dünya
Sağlık Örgütü çabaları organize etmek için görülmemiş bir hızla
çalışıyor. Ancak bilimin zaman aldığını unutmamak gerekiyor. Yani
aceleye getiremeyeceğimiz bir süreçten bahsediyoruz. Bazı testlere
ara verildi. Ama bu beklenen bir durumdu. Zorlanacak bir durum
değil yani birkaç ay daha var. Ama asıl konu üretilecek aşıya
eşit ve adil olarak ulaşımın sağlanması. Özellikle yoksul ve
tehlike altındaki insanlar açısından.
Peki bu nasıl olacak?
Dünysa Sağlık Örgütü, dünya aşı ittifakıyla birlikte çalışıyor. 180
ülkenin katılımı var
Kaç ülke?
180 ülke, Üst orta ve alt gelir
gruplarından tüm insanlara aşının ulaşabilmesi için işbirliği
yapılıyor. Amaç aşının küresel bir kamu malı olması. Tabii ki
ilk başta aşı arzının talepten az olacağını biliyoruz.
Dayanışmanın önemi burada ortaya çıkıyor. Bir kez daha
diyorum ki: hepimiz güvende olana kadar kimse güvende
olmayacak.
Dünya Sağlık Örgütü aşı programına daha fazla katılım
istiyor. 180 ülke dediniz. Yakın gelecekte daha fazla ülke katkı
sağlayacak mı?
Öye sanıyorum. Zaten Birleşmiş Milletler üyesi olan yaklaşık 200
ülkenin neredeyse tamamının desteğine sahibiz. Başarı
sağlanırsa daha çok ülke katılmak isteyecektir. Buna
inanıyorum.
Peki pandemiden ne zaman kurtulacağız?
Çok güzel bir soru. Bu yeni gerçeklikle birlikte biraz daha yaşamak
zorunda kalacağız. Öncelikle Şükran Günü ve Noel var, insanların
güvenli olarak bir araya gelmelerinin yollarını bulmamız gerekiyor.
Çünkü yalnızlık da önemli bir sorun. Covid-19 da son olmayacak.
Covid 19’un kızamık kadar kolay bulaştığını ya da ebola kadar
öldürücü olduğunu düşünün. Bu yönden baktığınızda bu salgın gelecek
için bir test özelliği taşıyor. Dünya Sağlık Örgütü de sonraki
salgına hazırlıklı olunabilmesi için ülkelerle birlikte çalışıyor.
En önemli nokta da bu. Türkiye’ye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Sağlık
Bakanı Koca’ya İstanbul’daki ofis için teşekkürlerimi iletiyorum,
53 ülkenin sağlığını buradan koruyacağız, daha hazırlıklı olmasını
sağlayacağız.