Türk Dil Kurumu'na göre asgari ücret;
"İşçilere bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin
gıda, giyim, sağlık, kültür vb. gereksinimlerini günün fiyatları
üzerinden en az düzeyde karşılamaya yetecek ücret" olarak
tanımlanmaktadır.
Bu tanımda geçen gereksinimlerin karşılanması amacıyla asgari
ücret, Aralık ayında yüzde 50,54 oranında artırılarak net 4
bin 253 TL'ye çıkartıldı.
Çıkartıldı çıkartılmasına da o gün için "rekor"
olarak görünen bu zam tutarı aslında sadece Aralık ve Ocak
enflasyonundan kaynaklanan hayat pahalılığını karşılamaya
yetti.
Dünyada ve ülkemizde pandeminin etkisi, tedarik zincirinde
yaşanan sıkıntılar, enerji krizi gibi sebeplerle oluşan
enflasyonist ortamın Ocak ayından itibaren kontrol altına alınacağı
düşünülse de Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından sonra bırakın
enflasyonun kontrol altına alınabilmesini; freni patlamış kamyon
gibi yokuş aşağı yol almasının yavaşlatılması bile
önlenemedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, durumun farkında olacak ki;
asgari ücrete ikinci bir zam yapılmasıyla ilgili bir soruya;
"Yapılacak görüşmeler neticesinde yıl ortasında
değerlendirme gerektiğinde vatandaşımızdan, hele hele işçimizden
böyle bir şeyi esirgemeyiz." diyerek asgari ücrete ikinci zammın
kapısını araladı.
Yine Ak Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan, "Asgari ücrete
yılda iki defa zam getirilmesi konusunu Cumhurbaşkanımız zaten
ifade etmişti. Bu yapılabilir. Şu anki mevzuat gereği yılda
bir defa yapılıyor ancak bunu değiştirmek mümkün.
Aklımızda var. Zamanı geldiğinde, bir yıl geçmesi beklenmeksizin
zam yaparız. Vatandaşı enflasyona ezdirmeyeceğiz. Maliyet artışı mı
var? O zaman vatandaşımızın gelirinde de artışı sağlayacak tedbir
ve kararları alacağız." ifadelerini kullandı.
Bu ifadelere bakılırsa Temmuz ayında asgari ücrete
ikinci bir zam gelmesi hiç de şaşırtıcı
olmayacaktır.
Sene sonu yıllık enflasyon beklentisinin yüzde 40'ın üzerinde
olacağı düşünüldüğünde, Temmuz ayında en az yüzde 20 zam
yapılsa dahi net asgari ücret 5 bin TL'nin üzerinde
olacaktır.
ASGARİ ÜCRETLE BİRLİKTE DEĞİŞENLER...
Asgari ücretin artması sadece işçileri ya da asgari ücretle
çalışanları değil birçok kesimi de yakından ilgilendirmektedir.
Yapılası muhtemel bir artış;
- Doğum, askerlik ve yurt dışı
borçlanma rakamlarının,
- Genel sağlık sigortası (GSS)
primlerinin,
- 4/B statüsündeki işverenlerin
Bağ-Kur prim tutarlarının,
- İsteğe bağlı sigorta primi
ödemelerinin,
- Engelli ve 65 yaş üstü
aylıklarının,
- İşsizlik maaşı
tutarlarının,
- Bireysel emeklilik sistemi (BES)
kesinti tutarının,
- İş, sosyal güvenlik, iş sağlığı ve
güvenliği idari para cezalarının,
- Kıdem tazminatı tutarlarının,
- Çırak, kalfa ve stajyer öğrenci
ödemelerinin
yükselmesine sebep olacaktır. Bu saydıklarım dışında da işgücü
piyasası ve sosyal hayatta birçok unsur asgari ücrete göre
belirlenmektedir.
Özetle; kısa süre içerisinde enflasyonda yaşanan bu artış,
asgari ücrete ek bir zam yapılmasını kaçınılmaz
kılmıştır.
Fakat unutulmaması gereken asıl konu, "alım gücü düştüğü
sürece maaşı artırmanın çözüm olmayacağıdır."
Enflasyondaki artışın bir an önce durdurulması gerekmektedir.
Aksi takdirde isterse asgari ücret 7 bin TL olsun yine de işçinin,
çalışanın, emeklinin geçim sıkıntısı çekmesinin önüne
geçilemeyecektir.