Sabancı Ailesi üyelerinin Matla vatandaşlığına geçtiğinin ortaya çıkması kamuoyunda gündem olmuştu. Konu Sabancı Ailesi’nin üyesi Arzu Sabancı’ya soruldu. Bu konuda ilk kez konuşan Arzu Sabancı “vatan sevgisi her şeyden mühimdir” dedi. Sabancı ailesinin gelini olan Arzu Sabancı, Türkiye'nin en gözde 3 bekarının da annesi... İşte Arzu Sabancı'nın Malta açıklaması ve eşiyle çocukları hakkında merak edilenler: Türkiye’nin en gözde üç bekârının annesi, Sabancı Ailesi’nin gelini Arzu Sabancı kendisini ‘tam zamanlı eş ve anne, bazen DJ bazen de tasarımcı’ olarak tanımlıyor. Sabancı ailesinin bir çok üyesi Malta vatandaşı olurken o, eşi ve çocukları Türkiye vatandaşlığında kaldı. Konuyla ilgili ilk kez Sabah Gazetesi’nden Tuba Kalçık’a konuşan Arzu Sabancı şunları söyledi: - “Ben ve çekirdek ailem Malta vatandaşı değiliz. Vize kolaylığı sağladığı için çevremde birçok insan var Malta’dan vatandaşlık alan. Ama biz bun gerek duymadık, vatan sevgisi her şeyden mühimdir” Arzu Sabancı'nın oğulları : Arzu Sabancı'nın oğulları Hacı Sabancı, Hakan Sabancı ve Kerim Sabancı ise magazin medyasının yakından tanıdığı isimler. Hacı Sabancı uzun yıllar manken Özge Ulusoy aşkı ile anıldı. O dönem hayli kilolu olan Hacı Sabancı zayıflayıp kilo verdi ve Nazlı Kayı ile yeni bir ilişkiye yelken açtı. Arzu Sabancı'nın ortanca oğlu Hakan Sabancı ise hızlı ilişkileri ile biliniyor. Bir ara Merve Boloğur ile birlikte olan Hakan Sabancı'nın adı Hadise ile de anıldı. Arzu Sabancı'nın en küçük oğlu Kerim ise yurt dışındaki eğitimini yeni bitirdi. Sabancı verdiği röportajda çocukları 'vatan sevgisi' ile büyüttüğünü söyleyip şunları anlattı: -Üç oğlum var; Hacı, Hakan, Kerim. Üçü de eğitimlerini yurt dışında tamamlayıp Türkiye'ye dönüp iş hayatına atıldılar. Son günlerde çok tartışılan bir konu oldu beyin göçü. Gençler daha iyi koşullarda çalışmak için yurt dışına göç etmek istiyor ama şu unutulmamalı; aile ve vatan sevgisi de çok önemli. Biz Anadolu kültüründen gelmiş bir aileyiz. Eşim Ömer de, ben de çocuklarımızı sevgi ve sorumluluk bilinciyle, gelenek, göreneklerimizi öğreterek yetiştirmeye çalıştık. -Vatan sevgisini aşıladık küçük yaşlarından itibaren onlara. Ülkelerine hayırlı insanlar olmaları benim anne olarak en büyük arzum. Onlar da hem ülkelerine daha yararlı olmak, hem babalarının, dedelerinin kurduğu işlere sahip çıkmak adına Türkiye'ye döndüler. -Hayatta en değerli şeyin aile olduğunun bilinciyle büyüdüm ve bunu çocuklarıma da hissettirerek yetiştirmeye çalıştım. Sevgiyle büyüyen çocuklar bunu karşılarındakilere de verebiliyorlar. Onlara sevgiyi göstermede cömert olmalarını öğütledim. En büyük nasihatim ise; 'Şımarık olmayın, büyüklere saygılı ve tutumlu olun.' Maddi durumun ne kadar iyi olursa olsun har vurup harman savurmamak çok önemli. Bir de kadınlara karşı her zaman kibar ve saygılı davranılması gerektiğini nasihat ettim. ARZU SABANCI'NIN EŞİ KİMDİR? : Sabancı ailesinin gelini olan Arzu Sabancı, Ankara Üniversitesi Arkeoloji mezunu ve Ömer Sabancı ile evli. Eşi Ömer Sabancı, Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Densa Holding'in yönetim kurulu başkanı. Ömer Sabancı'nın kişisel serveti 3 milyar lira. Ömer Sabancı, Hacı Sabancı ve Özcan Sabancı'nın oğlu. Eşi Arzu Sabancı, ile birlikte 3 çocukları oldu. 6 YIL ADANA'DA YAŞADI : Arzu Sabancı eşi Ömer Sabancı ile evlendiğinde 21 yaşındaşmış. Arka arkaya 3 oğlunu dünyaya getiren Arzu Sabancı, evlendikten sonra ilk 6 yıl Adana'da yaşamış. Oradaki hayatını şöyle anlatıyor: -Çok güzel yıllardı ama biraz da zordu. Çok gençtim, küçük bir şehirdeydim ve Sabancıların geliniydim. İlgi odağı bendim. O kadar çok inceleniyordum ki, her gün çok bakımlı, çok düzenli, çok hoş olmam gerekiyordu. Çok spor giyinen bir genç kızdım ama ‘kadın’ gibi durmam, takıp takıştırmam şarttı. Her gün gelen giden eksik olmuyordu. -İlk yıllar Ömer çok yoğun çalışıyordu, kendini ispat dönemindeydi ve birbirimize çok vakit ayıramıyorduk. Ben de çocuklarla ilgileniyordum. Birbirimizi özlüyorduk. Şimdi çocuklar büyüdü. Hacı’nın kendine ait evi var, hafta sonları bizde kalıyor. Biz de birbirimize vakit ayırabiliyoruz. Ektiklerimizi biçme, keyfini çıkarma anlarındayız. Birbirimizi yalnızca çocuklarımızın annesi ve babası olarak görmüyoruz. Aşk devam ediyor. Buna tensel çekim mi dersiniz, her koşulda sevgi mi dersiniz adını bilmiyorum ama bu duygu olmadan olmaz bence. -Benim yakınlarım kayınvalidemle ilişkimi çok iyi bilir. O, beni kızı kadar seviyor, ben de onu annem gibi severim. Bana her zaman “Allah sana senin gibi gelinler versin” diye dua eder. İyi gelinlerim olsun istiyorum tabii. -Ben dört erkeğin arasında çok yalnız kaldım. Sırf onlarla sohbet edebilmek için futbolla ilgilendiğim zamanlar bile oldu. Hiç sevmediğim halde onların konularına ortak olmaya çalışırım. Bir an önce gelinler gelsin ki biz de kızsal mevzulardan konuşalım diye dört gözle bekliyorum. İSTEMEDİĞİ BİR KIZLA EVLENİRSE... -Benim üç oğlum da babasının ve annesinin sözüne gönülden inanırlar ve kararlarımıza saygı duyarlar. Bugüne kadar babasının veya annesinin istemeyeceği bir şey yapmadılar, bugünden sonra da yapmazlar. Ama ben aşka çok inanıyorum. Birine gerçekten âşık olurlar ve “Bu kızla evlenmeyi çok istiyorum” derlerse tabii ki önlerinde durmayız. EVLENMEYE NİYETLERİ YOK : O kadar rahat bir hayatları var ki pek hevesli görünmüyorlar. Hacı’nın kendi evi var. İstediği gibi geliyor, gidiyor. Evlilik biraz daha kısıtlayıcı bir yaşam tarzı oluyor herhalde. Ama bence doğru kişiyi bulduklarında hiç düşünmeden evlenmek isteyecekler. Ben de böyle hissettikleri, gerçekten çok âşık oldukları biriyle evlenmelerini istiyorum. Yoksa bir ömür geçmez.