Gökyüzünün kartalları, havadaki gururlarımız Türk
Yıldızları; her 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda tehlikeli bir
şekilde gösteri uçuşları yaparak, izleyenleri heyecanlandırır ve
gösteri bittiği anda; sadece alkış değil, yürekten söylenen “helal
olsun” sözlerini hak ederek alırlar.
Bugün de alacaklarına eminim…
Pilotlarımız zaman zaman ters uçarak, zaman zaman kullandıkları
uçakları; sanki uzaktan kumanda ile yönetiyorlarmış gibi
izleyenlere “yok artık” dedirtecek kadar tehlikeli ve bence
korkutucu şekilde riskli kullanırlar.
Hiç unutmuyorum 2009 yılındaki 30 Ağustos törenleri sırasında;
“Türk Yıldızları” adı verilen ve sekiz uçaktan
oluşan uçak filosu; riskli ve tehlikeli şekilde birbirlerine bir
metre uzaklıkta uçmuşlardı.
Bunu; gösteriyi anlatan komutan söylemişti.
Ki her gösteride aynı mesafeyle uçtuklarına eminim.
Çünkü onlar gerçekten korkusuz ve becerikliler.
Çünkü onlar Türk Yıldızları…
Ama düşünsenize; iki uçağın aralarındaki mesafe bir
metre, şaka değil sadece bir metre...
Normal boylarda bir insanın, ellerini iki yana açtığındaki
mesafe bile uçakların arasındaki mesafeden daha fazladır.
Gözünüze bir metrenin ne kadar olduğunu getirin ve bunun bir
ucunda bir savaş uçağının kanadının, diğer ucunda da başka bir
savaş uçağının kanadının olduğunu düşünün.
Yani iki kanadın arasında olduğunuzu düşünün...
Ve havadasınız; heyecanlı değil mi?
Kanatların birbirlerine en ufak teması halinde; en iyi ihtimalle
iki savaş uçağı ziyan olacaktır. Pilotlarımızın kurtuldukları
varsayımla en iyi…
Riski hissedebildiniz mi?
Şimdi kendi kendinize sorun lütfen; sadece gösteri
amaçlı bir uçuş için milyonlarca dolara mal olan savaş uçakları
riske atılır mı?
Sadece gösteri amaçlı bir uçuş için; onca emekle
yetişen, gözbebeğimiz pilotlarımızın canı riske atılır
mı?
Peki, bu kadar önemli riskler silsilesinin sorumluğunu
kim alıyor?
Ondan da önemlisi niye alıyor?
Bence bu gösteri uçuşları artık
yapılmamalıdır.
Ama illaki yapılacaksa da en az risk göze alınarak, mesela iki
uçak arasında beş on metre civarında bir mesafe korunarak
yapılmalıdır.
Bu fikrime katılır mısınız bilmem ama lütfen bizim gururla
seyrettiğimiz bir gösteri için, belki de onlarca kez aynı risk
altında uçarak hazırlanan bu genç, dinamik ve gözü pek
pilotlarımızın ailelerini düşünün.
Onların duyguları sadece gurur mudur acaba?
Onlar, evlatlarının canları pahasına yaptıkları bu
gösteriden dolayı nasıl tedirgin oluyorlardır tahmin edebiliyor
musunuz?
Sizi bilmem ama ben ediyorum…
Çünkü şehit bir pilotun; Türk Yıldızları şapkasına
sahibim.
Gururla ama hüzünlü bir gururla…
30 Ağustos Zafer Bayramınız kutlu olsun…