Toplumsal şiddet her geçen gün artıyor.
Ekonomik ve sosyal stres şiddete etki eden etkenlerin başında
geliyor.
Yoksulluk, işsizlik ve ekonomik belirsizlikler, bireylerde stres ve
öfkeye neden oluyor.
Kontrol edilemeyen, baş edilemeyen bu duygular şiddeti
tetikliyor.
Yasal sistemdeki eksiklikler ve cezaların caydırıcı olmaması, hukuk
sistemindeki boşluklar, eğitim eksikliği unsurları şiddetin
yayılmasında etkili oluyor.
Ülkemizde şiddet tırmanışa geçmiş durumda ve önlenemiyor.
İnsanların birbirine olan sabır ve tahammüllerinin son derece
azaldığı gözlemleniyor.
En küçük bahanelerle başlayan yumruk yumruğa, sonu ölümle biten
kavgalar...
Her gün darp edilen kiracılar, dövülen doktorlar, hastanelik
olan öğretmenler, birbirini sokak ortasında kurşunlayan insanlar,
öldürülen kadınlar, hayvanlara şiddet uygulayanlara dair haberler
var.
Şiddetin tetikleyicileri arasında Medyanın rolü yadsınamaz.
Şiddeti istemeyen ve şiddete karşı olan medya,
Bir taraftan da şiddeti teşvik eden ve şiddeti olağan gösteren
medya, içerikleriyle de bunun kabul edilebilir bir davranış
algısının algılanmasına yol açıyor.
Şiddetin sürekli olarak gündemde olması, medyanın ve sosyal
medyanın buna çanak tutması bazı bireylerin ve ülkelerin bu
davranışları model almasına sebep oluyor.
Şiddetin psikolojik nedenleri;
Ego, madde kullanımı, çocukluk travmaları, stres ve
kaygı, kontrol ve güç arzusu, empati eksikliğidir.
Yaşanan savaş eylemlerine karşı duyulan üzüntü ve öfke,
toplumsal düşmanlık ve nefrette şiddet duygusunu besliyor.
Şiddet artık siyasetin ve politikacılarında gündeminde.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Sayın İzzet Ulvi YÖNTER konuyla
ilgili “Toplumsal ve bireysel şiddet için seferberlik ruhu hayata
geçirilmelidir. Şiddete savaş açılmalıdır. Gelecek nesillere nasıl
bir ülkeyi miras bırakacağız. Akıl dolu, ahlak dolu, adaletli ve
vicdanlı maziye sahip bir millet olarak bu selin önünü Allah’ın
izniyle keseceğiz bunu başaracağız” dedi
Şiddetin önü bir an evvel kesilmelidir.
Yunus Emre Geçti, polis Şeyda Yılmaz’ı şehit etti.
Silahını aldığı polis Kürşat Hakkı Sarıtepe’yi sağ elinden ve
sol kalçasından yaraladı,
Annesi Pınar Geçti’yi ise sağ topuğundan ve sağ baldırından
vurdu.
Anne Pınar Geçti, cinayet sonrasında oğlu Yunus Emre’yi
defalarca ihbar ve şikâyet ettiğini söyledi.
“26 suçtan kaydı varsa niye devlet bunu götürmedi? Niye
düne kadar elini kolunu salladı? O kadar devlete yalvardım,
karakollara gittim. Bu çocuk madde bağımlısı, bu çocuk madde
satıyor, bu çocuk madde kullanıyor. Bunların hepsini söyledim.
Çocuğumun yerini söyledim, buldurdum” dedi.
İşte bu suç makinasına, canavara duyarsız kalındı.
Polis Şeyda Yılmaz’ı kafasından vurarak şehit etti.
Toplumdaki şiddet sadece yetişkinlerle sınırlı değil çocuklarda
da boy gösteriyor.
2023 yılı güvenlik birimlerinde çocuk istatistiklerine göre 242
bin 875’i mağdur olarak,
178 bin 834’ü suça sürüklenme sebebiyle olmak üzere 537 bin 583
çocuk suçun öznesi ya da mağduru olmak zorunda kaldı.
21 Ağustos’tan bu yana kaybolan Narin’de şiddetin en
büyük en acımasız haliyle ortadan kaldırıldı, öldürüldü. Narin’in
bugün 40’ı çıktı ama hala katillerden haber çıkmadı.
Şiddetin her türüne; kanunla, hukukla, cezaların uygulanabilir
olmasıyla karşı duruş sergilenmelidir.