’’Artık gündem belirleyen bir Türkiye var’’
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok, gündem belirleyen bir Türkiye var” dedi.<br/>Başbakan Erdoğan, Köl...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Artık gündemi belirlenen bir
Türkiye yok, gündem belirleyen bir Türkiye var” dedi.
Başbakan Erdoğan, Köln Lanxess Arena’da binlerce gurbetçiye
seslendi. Türkiye’nin 2002’de IMF’e olan borcunun 23,5 milyar dolar
olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Hani o Gezi olayları oldu ya. 14
Mayıs’ta biz IMF’e olan borcu sıfırladık, bitti. Bizden öncekiler
borçlandı biz ödedik ödedik ve sıfırladık. Peki Merkez Bankası’nın
kasasında ne vardı. 27,5 milyar dolar vardı. Merkez Bankamızın
kasasında şimdi ise 130 milyar dolar var. Ama şunu da unutmayın.
Gezi eylemlerinin olduğunda adeta tavan yapmıştı. 135 milyar dolara
çıkmıştı. Düştü tekrar toparlanmaya başladı. Yüzde 63 borçlanma
faizi vardı biz geldiğimizde. Şimdi tek haneli rakama tekrar
indirdik. Bu olaylarla biraz tırmandı şimdi yine indirdik. Yerini
bulacak o. Biz yüksek faizin bir sömürü aracı olduğuna inanıyoruz.
Bu kararlı yolculuğumuz devam edecek. Göreve geldiğimizde kamu net
borç stokunun milli gelire oranı yüzde 73’tü şimdi 36. Nereden
nereye düştü. İş bilenin, kılıç kuşananındır” diye konuştu.
“ARTIK GÜNDEMİ BELİRLENEN BİR TÜRKİYE YOK”
Artık gündemi belirlenen bir Türkiye’nin olmadığını; gündemi
belirleyen bir Türkiye’nin olduğunu vurgulayan Erdoğan şöyle devam
etti:
“Büyüyen bir ekonomi bizim de hakkımız. Demokrasi, hukuk,
özgürlükler bizim de hakkımız. Bölgesel ve küresel meselelerde söz
söylemek artık bizim de hakkımız. Artık gündemi belirlenen bir
Türkiye yok; gündem belirleyen bir Türkiye var. Yeni Türkiye’yi
artık herkes kabullenmek zorundadır. Büyük ekonomisiyle aktif dış
politikasıyla 21’inci yüzyılın şekillenmesinde teri olan Türkiye’yi
artık herkes görmek ve hazmetmek zorundadır. Hiç kimse, hiçbir
ülke, hiçbir uluslararası çevre, parmağını sallayarak, kibirle bize
istikamet çizemez. Hiç kimse Türkiye’yi azarlayamaz. Kendisine hak
gördüğünü, hiç kimse Türkiye’den esirgeyemez. Bizim eleştiriden
korkumuz yok. Bizim, demokrasiden, hukuktan, temel hak ve
özgürlüklerin genişlemesinden hiçbir çekincemiz yok. Biz, Avrupa
Birliği’ne tam üye olmayı önüne bir hedef olarak koymuş, bunun için
samimi olarak çalışan bir ülkeyiz. Bütün engellemelere, yapılan
haksızlıklara rağmen, reformlarını kararlılıkla yürüten bir
ülkeyiz. Dostlarımız bizden korkmasın, bizden çekinmesin. Barıştan
başka, demokrasiden, hukuktan, insanca yaşam şartlarından başka
hedefimiz yok bizim.”
“TÜRKİYE İÇİNDE VE DIŞINDA MİLLETE KİBİRLE BAKANLAR KİRLİ BİR
İTTİFAKIN İÇİNDELER”
Türkiye içinde ve dışında millete kibirle bakanların kirli bir
ittifakın içinde olduğunu belirten Erdoğan konuşmasını şöyle
sürdürdü:
“Yaptıkları karalama kampanyalarıyla, Türkiye’de iktidarı
zayıflatmak, demokrasiyi zayıflatmak, millete tahakküm etmek
istiyorlar. çeride, o kibir abideleri ne söylüyorsa dışarıda da
aynıları, aynısını söylüyorlar. İçerideki bazı siyasetçilerle
dışarıdaki bazıları aynı dili kullanıyorlar. İçeride, çıkarları
zedelendiği için yalan, iftira yayını yapan medya ile dışarıda
onların işbirlikçisi medya, aynı tarz manşetleri atıyorlar. Basın
özgürlüğü yok diye kara propaganda yapıyorlar. İşte buradan,
Köln’den soruyorum; polis öldürmek basın özgürlüğü müdür? Bekçi
öldürmek basın özgürlüğü müdür? Askere kurşun sıkmak basın
özgürlüğü müdür? Evrakta sahtecilik yapmak, cinayet şebekesi, terör
örgütlerine üye olmak basın özgürlüğü müdür? Yıllarca terörle
sessiz kalanlar, hatta terör örgütlerine sahip çıkanlar, şimdi de
’Türkiye’de basın özgür değil’ söylemi üzerinden teröre katkı
sağlıyorlar. Acaba Avrupa’nın hangi ülkesinde, polise, askere
kurşun sıkanlara müsamaha gösterilir? Elimde hepsinin belgeleri
var. Resimli belgeleri var, video ile tespitleri var, hepsi var.
Vakti, saati geldiğinde onları da açıklarız, onları da gösteririz.
Acaba Avrupa’nın hangi ülkesinde, protesto hakkı adı altında
vandallık yapanlara, kıranlara, dökenlere, yağmalayanlara müsamaha
gösterilir? Bu kadar reform yapmış, demokratik hak ve özgürlükleri
bu kadar ileri standartlara taşımış, milli iradeyi bu kadar savunan
kime diktatör sıfatı pervasızca kullanılabilir?”
KILIÇDAROĞLU’NA ‘ÖZGÜRLÜK’ GÖNDERMESİ
TOBB’un kongresinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Sen
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına diktatör diyeceksin ve bu ülkede bu
konuşmalarını aynen bu şekilde devam ettireceksin ve bir de
sıkılmadan ’özgürlük yok’ diyeceksin” dediğini aktaran Erdoğan,
“Ya, diktatörün ülkenin başında olduğu bir ülkede, sen böyle
yürüyebilir misin, böyle konuşabilir misin? Mümkün mü?” diye
sordu.
Kılıçdaroğlu’nun Türkiye Barolar Birliği’ni ziyaret ettiğini de
hatırlatan Erdoğan, "Aynı şeyi orada da söylemiş. Niye, al birini
vur öbürüne. Aslında birbirlerinden hiç hoşlanmazlar. Niye gitmiş,
’Kimi cumhurbaşkanı adayı yapacağız’, onu sormaya gitmiş" dedi.
“ATILAN MANŞETLER TÜRKİYE’YE ROTA BELİRLEYEMEYECEKTİR
Başbakan Erdoğan içeride ve dışarıda atılan manşetlerin Türkiye’nin
rotasını belirleyemeyeceğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Almanya, belki de ‘cehenneme git Erdoğan’ tarzı, ahlaktan, edepten
yoksun, ırkçı ve nefret dolu manşetleri yılda bir görüyor ama
Türkiye’de her gün onlarca gazete bundan daha ağır manşetleri
atarken, kim çıkıp da ’Türkiye’de medyaya baskı yapılıyor’
diyebilir. Bakın, buradan açık açık söylüyorum. Recep Tayyip
Erdoğan fanidir, her canlı gibi, vakti zamanı geldiğinde, bir an
bile erken ya da geç değil, ölümü mutlaka tadacaktır ama Türkiye
Cumhuriyeti, kutlu yolculuğuna kesintisiz olarak devam edecek,
hedefleriyle inşallah buluşacaktır. Benim şahsım üzerinden
Türkiye’ye operasyon çekmeye çalışanlar, bilsinler ki milletin
kararlı duruşunu, şu dik duruşunu, asil duruşunu karşılarında
bulacaklardır. Biz, iktidara manşetlerle gelmedik. İçeride ya da
dışarıda atılan manşetler de bilinsin ki bize istikamet
çizemeyecek, Türkiye’ye rota belirleyemeyecektir.”
“BİZ İSTİYORUZ Kİ AVRUPA TÜRKİYE’Yİ GERÇEK FOTOĞRAF ÜZERİNDEN
OKUSUN”
Türkiye aleyhindeki karalama kampanyalarının boşa çıkarılması için
ve Avrupa’da Türkiye’nin gerçek fotoğrafının görülebilmesi için
burada yaşayan Türk vatandaşlarına büyük sorumluluklar, vazifeler
düştüğünü belirten Erdoğan, “Biz istiyoruz ki Avrupa, Türkiye’yi
gerçek fotoğraf üzerinden okusun. Biz istiyoruz ki Avrupa, Türkiye
üzerine değerlendirme yaparken, yanlı medyanın, kışkırtıcı
siyasetin, çıkar çevrelerinin, ideolojinin etkisinde kalmasın,
hakkaniyetle değerlendirmeler yapsın. Biz istiyoruz ki Avrupa,
Türkiye’ye bakarken, sadece elitleri, sadece belli kesimleri, belli
zümreleri değil, 77 milyonun tamamını görebilsin" diye konuştu.
“EY BATI MISIR’DA, BANGLADEŞ’TE OLANLARLA İLGİLİ NİYE SESİN
ÇIKMIYOR?”
Türkiye’nin medyayla, sosyal medyayla ilgili şikayetleri
eleştirenlerin kendi ülkelerindeki uygulamalarını incelemelerini
istediğini dile getiren Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
“Mısır’da darbeye ’darbe’ diyemeyenlerin, en azından Türkiye’de,
bir kısım yargı ve emniyet mensupları vasıtasıyla yapılan darbe
girişimini iyi okumalarını arzu ediyoruz. Avrupa’da idam var mı?
Türkiye’de yok. Avrupa’da var mı? Avrupa’da da yok. Peki soruyorum,
acaba Avrupa Birliği ülkelerinden bugüne kadar Mısır’daki verilen
idam kararlarına yönelik bir kez güçlü bir ses çıktı mı? Çıkmadı,
çıkmadı... Niye susuyorsunuz, niye? Hamile hanımlara bile idam
kararı verdiler, genç, yaşlı idam kararı verdiler. Esma kızımızı
kurşunlayarak şehit ettiler. Türkiye’de olan bu olaylarla ilgili
olarak ey Batı sesin çıkıyor da Mısır’da olanlarla ilgili niye
sesin çıkmıyor? Bangladeş’te idam yapıldı, onunla ilgili sesin niye
çıkmıyor? 90 yaşını aşkın bir insan orada şu anda orada hücrede
tutuluyor, onunla ilgili sesin niye çıkmıyor, o da idamla
yargılanacak. Özgürlük bu değil, hukuk bu değil. İşte sıkıntı
burada. Ama biz nefes alıp verdiğimiz müddetçe hak neredeyse biz
oradayız, biz oradayız. Kim ne senaryo yazarsa yazsın, hangi tuzağı
kurarsa kursun, hangi provokasyonu hazırlarsa hazırlasın, biz
yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. 12 yılda Türkiye’yi 3 kat
büyüttük ama biz şuna inanıyoruz; tüm tuzakların üzerinde 2 önemli
tuzak var. Bir halkın tuzağıdır, iki hakkın tuzağıdır. Biz bunu
biliyoruz.”
Kararlılıkla yola devam edeceklerini, özgürlükleri genişleterek,
Türkiye’nin gücünü, itibarını artıracaklarını, gelecek dönemde de
ekonomiyi büyütmeyi sürdüreceklerini vurgulayan Erdoğan,
demokrasinin standartlarını evrensel seviyelere ulaştırmak için
çalışacaklarını, özgürlüklerden korkmadan özgürlük alanlarını
genişleteceklerini dile getirerek, “Bu konuda sıkıntımız yok”
dedi.
“TÜRKİYE’SİZ AVRUPA EKSİKTİR”
“AB’ye tam üyelik hedefinden vazgeçmeden Avrupa değerlerini
ülkemize taşımaya, reformları yapmaya devam edeceğiz” diyen
Erdoğan, “Türkiye’siz Avrupa eksiktir. Avrupa içindeki 6 milyona
ulaşan Türk varlığı, birçok Avrupa Birliği ülkesinin nüfusundan
daha çoktur. Bugüne kadar Avrupa’ya katkı verdik, emeğimizle alın
terimizle fikirlerimizle değerlerimizle katkı verdik, daha da çok
katkı sunmaya devam edeceğiz. Avrupa içinde yükselen ırkçılığın,
vicdanları yaralayan ırkçı cinayetlerin, nefretin, ayrımcılığın
panzehiri inanın Türkiye olacaktır. Doğu ile Batı’nın
kucaklaşmasının kilidi, medeniyetlerin buluşmasının zemini Türkiye
olacaktır” şeklinde konuştu.
Erdoğan, Türkiye’nin evrensel değerlerinin, Avrupa değerlerinin
güçlenmesine en büyük katkıyı sağlayacağını kaydederek, başta
İslamofobi, anti-Semitizm olmak üzere, nefret suçlarıyla mücadelede
Türkiye’nin örnek teşkil edeceğini söyledi.
Türkiye’nin siyasetiyle, ekonomisiyle, insanıyla, misyonuyla,
değerleriyle Avrupa’nın bir parçası olduğunu vurgulayan Erdoğan,
“Avrupa özellikle de Avrupalı siyasetçiler bunu artık görmek,
kabullenmek durumundadır. Avrupa siyasetinin sorunları Türkiye
kullanılarak değil, Türkiye ile çözülür. Almanya Cumhurbaşkanı
Heinemann ne güzel söylemiş; ‘Hiçbir şeyi değiştirmek istemeyenler
korumak istediklerini dahi kaybederler. Değişime direnen bir Avrupa
asla Avrupa değildir’” dedi.
“SİZLER ASLA KENDİNİZİ YALNIZ HİSSETMEYECEKSİNİZ”
Burada yaşayan Türk vatandaşlarının, büyük bir ülkenin, büyük bir
devletin, dünya üzerinde iddia sahibi olan büyük bir milletin
mensupları olduğunu belirten Erdoğan, “Sizler, tarihi şanlı bir
ecdadın torunlarısınız. Sizler, ekonomisi büyüyen, demokrasisi
ileri standartlara kavuşan, dünyadaki tüm mazlumların derdini kendi
derdi gören bir büyük ülkenin vatandaşlarısınız. İşte onun için
asla boynunuzu yere eğmeyeceksiniz. İşte onun için asla kendinizi
yalnız hissetmeyeceksiniz. Almanya makamlarıyla, başta Şansölye
Sayın Merkel’le, her meseleyi konuşuyor, görüşüyor, birlikte çözüm
yolları arıyoruz. Ortakları Sayın Gabriel ile görüşüyoruz,
dertleşiyoruz, çözüm yollarını arıyoruz. Hem Almanya devleti hem
Türkiye Cumhuriyeti, her an, her meselenizde yanınızda olacaktır.
Dışişleri Bakanlığımız, Büyükelçiliğimiz, konsolosluklarımız her an
emrinizde olacaktır. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığımız her an yanınızda olacaktır. Derneklerimiz,
vakıflarımız, sivil toplum örgütlerimiz her an yanınızda olacaktır”
diye konuştu.
“BULUNDUĞUNUZ ÜLKELERİN DİLLERİNİ ÇOK İYİ ÖĞRENİN, ANA DİLİNİZE DE
SAHİP ÇIKIN”
Başbakan Erdoğan, Avrupa’ya her gelişinde buralarda yaşanan Türk
vatandaşlarından, bulundukları ülkelerin dillerini çok iyi
öğrenmelerini, çocuklarına öğretmelerini rica ettiğini
hatırlatırken, ana dillerine, Türkçe’ye de sahip çıkmalarını
özellikle rica ettiğini dile getirerek, “Kültürünüzü,
değerlerinizi, anavatanla irtibatınızı asla sekteye uğratmayın ama
Almanya’da da bir yabancı gibi durmayın. Kolay değil 50 yıl, artık
siz Almanya’nın yabancısı değilsiniz, artık siz bir Alman
vatandaşısınız, rahat olun. Siyasete, sosyal hayata, ekonomiye daha
fazla katılım sağlayın. Türkiye ile Almanya’nın iş birliğinin
artması için daha fazla emek sarf edin. Nice sorunları aştık,
nicelerini de aşarız ve inşallah hep birlikte aşacağız” dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ
Erdoğan, 10 Ağustos’ta ilk defa Türkiye’de halkın oylarıyla
Cumhurbaşkanı seçileceğini ve bu seçimde yine ilk kez Türkiye
dışındaki vatandaşların bulundukları ülkelerde oy
kullanabileceklerini hatırlattı. Erdoğan, yurt dışında yaşayan
Türkiye vatandaşlarına oy kullanma hakkını gecikmeyle de olsa
verdiklerini aktararak, vatandaşlardan demokratik haklarını
kullanmalarını rica etti.
Yurt dışındaki vatandaşların 31 Temmuz-3 Ağustos tarihlerinde oy
kullanabileceklerini söyleyen Erdoğan, vatandaşlardan yurt dışı
seçmen kütüklerine kayıtlı olup olmadıklarını kontrol etmelerini,
kayıtlı değillerse de en yakın konsolosluktan kayıt yaptırmalarını
istedi.
Erdoğan, oy vermeye giderken mutlaka Türkiye Cumhuriyeti kimlik
numarası olan nüfus cüzdanı ya da pasaport bulundurulması
gerektiğini belirterek, yurt dışında yaşayan vatandaşların o
tarihlerde Türkiye’de bulunmaları halinde gümrük kapılarında da
oylarını kullanabileceklerini söyledi.
Henüz cumhurbaşkanı adayını tespit etmediklerini, istişare ve
araştırmaların sürdüğünü, en kısa sürede adaylarını
açıklayacaklarını kaydeden Erdoğan, “Cumhurbaşkanının sizin
oylarınızla seçilmesi, bir milat olacak, milli irade adına,
demokrasi adına inşallah bir dönüm noktası olacak. Türkiye daha da
güçlenecek, demokrasimiz güç kazanacak, göreceksiniz, ekonomi daha
da şahlanacak" dedi.
ALMANYA’DAKİ TÜRK VATANDAŞLARI İÇİN MAVİ KART DÜZENLEMESİ
Almanya’daki Türkiye vatandaşları için hazırlanması öngörülen “Mavi
kart” ile ilgili çalışmaların da son noktaya geldiğini, fevkalade
bir durum olmazsa meclis kapanmadan bununla ilgili yasal
düzenlemenin yapılacağını aktaran Başbakan Erdoğan, yarın
gerçekleştirilecek Avrupa Parlamentosu seçimlerinin de Avrupa için
hayırlı olmasını, oy kullanma hakkına sahip Türkiye vatandaşlarının
da bu seçimlerde oy vermelerini özellikle temenni ettiğini dile
getirdi.
“KARALAMA KAMPANYALARINA FIRSAT TANIMAYACAĞIZ”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, toplantının yapıldığı salon dışında
bazı gösterilerin olduğunu bildiğini belirterek, “Onlar da bizim
vatandaşlarımız. Hiçbir provokasyona mahal vermeden, sağduyu
içinde, soğukkanlılık içinde evlerimize döneceğiz. Vakarımızı, ağır
başlılığımızı azami derecede sergileyecek, karalama kampanyalarına
fırsat tanımayacağız. Türkiye’deki olaylar burada nasıl kışkırtma
için kullanılıyorsa, buradaki olaylar da aynı şekilde kışkırtma
amacını taşıyor. Hiç birimiz bu tuzağa düşmeyeceğiz. 77 milyon
Türkiye’de kardeş iken, yurtdışında da kardeşliğimizi en güçlü
şekilde muhafaza edeceğiz” dedi.
“Rabia” işareti yaparak, kendisinin bu işarete, “Tek millet, tek
bayrak, tek vatan, tek devlet" anlamı yüklediğini kaydeden Erdoğan,
salondakilere, “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını
söyletti. Başbakan Erdoğan, yaklaşık 1,5 saat süren konuşmasını
“Günümüz hayırlı olsun, geleceğimiz aydınlık olsun. 10 Ağustos
milletimiz, ülkemiz için aydınlık yarınların müjdecisi olsun"
sözleriyle sonlandırdı.
(İHA)