Artık diş hekiminden korkmayın!
Abone olÇoğumuz o dayanılmaz ağrıyı çekeriz de, korktuğumuz için diş hekimine gitmekten imtina ederiz. Tıklayın, o acılı günler geride kalsın...
Dişçi korkusu, psikolojik olarak dişçiye gitmekten korkma veya
hoşlanmama ile dişçiye gitmeyi iğrenç bulma gibi mantıkdışı
korkuları içerir. Bu korkular, dişçi koltuğunda geriye doğru
yatırılma, ellerin veya diğer diş aletlerinin ağzın içine
sokulması, (özellikle de dişçilikte sıkça kullanılan delici
aletin), iğne korkusu ve kullanılan aletlerin steril olmayacağı
düşüncesiyle, HIV ve hepatit gibi bulaşıcı çeşitli hastalık ve
mikropların kapılabileceği korkularından oluşabilir. Aslında bu
korkular bir bakıma kabul edilebilir korkulardır ve kişinin bu tür
korkular içinde olmasında kendine göre haklı nedenleri de
bulunabilir. Ancak her şeye rağmen, yaşantımızda her zaman için
dişçiye gitme olasılığımızın bulunduğu ve hoşlanmadığımız bu gibi
durumlarla karşılaşmak zorunda kalabileceğimiz gerçeği göz ardı
edilmemeli ve hoşumuza gitmese de günün birinde bu duruma katlanmak
zorunda kalabileceğimiz unutulmamalıdır. Hepimizin bildiği ve bize
önerildiği gibi sağlıklı bir gülüş için en az altı ayda bir olmak
üzere bir diş hekimine giderek ağzımızı ve dişlerimizi kontrol
ettirmemiz gerekmektedir. Ağız ve diş sağlığımız için olduğu kadar
diğer organlarımızın sağlığı için de gerekli olan bu durum,
bazılarımız için büyük bir korku ve endişeye yol açmaktadır. Bu
korku ve endişe; değil diş hekimine gitmek bu düşüncenin akla
getirilmesiyle dahi yaşanabilmekte ve kişide panik hali
yaratabilmektedir. Diş hekimine gidildiğinde yapılacak işlemlerin
zihinsel olarak deneyimlenmesi dahi bu kişiler için son derece
korkutucu olabilmektedir. Bu kişiler ve dişçi korkusu olan diğer
kişilerin büyük çoğunluğu daha önce dişçi koltuğunda çeşitli
kazalar geçiren ya da olumsuz deneyimler yaşayan kişilerdir. Bu
nedenle aynı durumun yeniden yaşanabileceği endişesi, korkunun
devamına neden olmakta ve kişilerin bu olayları hatırlamasıyla da
korku hali ortaya çıkmaktadır. Yaşanan bu aksilikler ve
olumsuzlukların yanında tedavi sırasında ve sonrasında ortaya çıkan
ağrı ya da diğer çeşitli problemler dişçi korkusunun kaynağını
oluşturabileceği gibi hiçbir deneyim yaşanmadan yalnızca başkaları
tarafından anlatılan dişçi hikayeleri ve bu tür duyumlar ile de
dişçi korkusu geliştiren kişiler bulunmaktadır. Bu durum kişilerin
dişçiye gitmelerini engellediğinden ortaya çok daha ciddi diş
sorunları çıkmakta ve giderek büyüyen sorunlar nedeniyle de dişçiye
gitmek zorunda kalan kişiler daha uzun süre ve daha çok sayıda
tedavi işlemlerine maruz kalmaktadır. Bu işlemlerin diş problemine
bağlı olarak uzaması ve kişiye sıkıntı vermesi de dişçi korkusunu
pekiştirmektedir. Hasta bu korkusundan dişçisine önceden söz
edebilir ve korkularının kaynağı ile nedenleri konusunda doktoruyla
konuşabilirse çok çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilen ve çok
çeşitli korkuları da içeren (iğne korkusu, kan görme korkusu, ağrı
duyma korkusu, hastalık ya da mikrop kapma korkusu vb.) dişçi
korkusunun üstesinden gelebilmek çoğunlukla mümkün olabilmektedir.
Aksi halde yaşanan. korkular konusunda hastası ya da hasta
yakınları tarafından önceden bilgilendirilmeyen doktorun bu durumu
kendiliğinden anlaması beklenemeyeceğinden fobik hastaya bu anlamda
yaklaşımında korkusu olmaya diğer hastalara göre hiçbir farklılık
olmayacak ve hasta korkusuyla baş etmede zorluklar
yaşayabilecektir. Üstelik bu korku hem paylaşılmadığı hem de bu
konuda doktordan yardım alınmadığı için giderek
şiddetlenebilecektir. Diş tedavisinden önce bu korkunun mutlaka
yenilmesi ve paylaşılması gerekmektedir. Bazı durumlarda hastanın
dişçi korkusu tedavi sırasında ortaya çıkabilir ve dolayısıyla bu
korku ancak tedavi başladığında fark edilebilir. Bu geciken fark
etmenin hastanın tedavisi konusunda çeşitli alternatiflerin
araştırılmasında ve geliştirilmesinde de gecikmelere yol
açabileceği unutulmamalıdır. Hemen hemen tüm diş hekimleri dişçi
korkusu yaşayan hastalarla çalışmak durumunda kalmışlar ya da
kalacaklardır. Aynı şekilde siz ya da bir yakınınız bu korkuyu
halen taşıyor olabilir ya da günün birinde bu korkuyla siz ya da
bir yakınınız karşılaşabilirsiniz. Böyle durumlarda atılması
gereken ilk adım diş hekiminden randevu alınırken bu korkudan söz
edilmesidir. Bu adım alınacak randevu saatinin en uygun bir zaman
için ayarlanmasını sağlayacak dolayısıyla randevu hem doktor hem de
hasta için daha uygun bir hale getirilebilecektir. ikinci olarak
yapılması gereken, hastanın korkuları konusunda hekimiyle açık bir
şekilde konuşmasıdır. Hasta, diş hekiminden neden korkuyor ve bu
konuda neler yapılabilir? Korku ve kaynakları konusunda doktorla
hastanın konuşması ve bu anlamda alınacak önlemlerin yanı sıra
yapılabilecek değişiklikler konusunda ortak kararlar alınması
korkunun yenilmesinde önemli yararlar sağlayacaktır. Ayrıca
unutulmaması gereken. bir başka konu da dişçi korkusu olan
hastaların daha önceden tanıdıkları ve iyi bir iletişim kurdukları
doktorları tercih etmeleridir. Tanıdık bir doktorla çalışmak
yabancı bir doktorla çalışmaya göre daha rahatlatıcı ve gerilimi
azaltıcıdır. Diğer yandan, özel olarak dişçi korkusu olan
hastalarla çalışan diş hekimlerinin bulunduğu da bilinmelidir. Bu
alanda çalışan ve deneyimi olan diş hekimlerinin seçilmesi hasta
açısından kolaylıklar sağlayabileceği gibi diş hekimi açısından da
kolaylık sağlayacaktır. Bunun için önceden bir araştırma
yapılabilir. Dişçi korkusu çok sık yaşanılan ve pek çok kişinin
başına gelen bir durum olduğundan bu alanda çalışan kişilere
ulaşmak çok da zor olmayacaktır. Diğer yandan bazı diş
doktorlarının dişçi korkusu olan hastalarla çalışmak istemedikleri
de bilinen bir gerçektir. Bu nedenle randevu alınırken dişçi
korkusundan mutlaka söz edilmelidir. Dişçi korkusunda göreceli
olarak diğerlerine göre sonuçlandırılması daha kolay olan bazı
korkular vardır. Bu korkular belirlendikten sonra bazı önlemler
alınabilir ve korku ortadan kaldırılabilir. Örneğin; diş
hekimliğinde kullanılan delici aletin çıkardığı sesten rahatsızlık
duyanlar için tedavi sırasında walkman kullanılması önerilebilir.
Bu yolla aletin çıkardığı ses müzik sesiyle bastırılacağı için
korku nedeni ortadan kaldırılmış olur. Pis kokular ve yabancı
kokular nedeniyle oluşan korkuları gidermede arama terapi
uygulanabilir. Diğer yandan Diş hekimi ya da asistanının hastaya
yumuşak bir biçimde teması, sıcak ve içten tavrının yanı sıra
sakinleştirici konuşmaları. da duyulan gerginliği gidermede
yardımcı olabileceği gibi duyulacak ağrıyı hafifletmede de yardımcı
olabilir. Bazı durumlarda ise meditasyon denenebilir. Yine çok
heyecanlı kişiler için çeşitli relaksasyon yöntemleri
kullanılabilir ve hastaya gevşeme eksersizleri öğretilebilir. Diş
hekimi tarafından hastaya tedavi sırasında yapılacak olan
işlemler.adım adım anlatılabilir ve ağrı duyulduğunda hastanın
elini kaldırılarak haber verilmesi istenebilir. Böylece hastaya
işlemin ağrı duyulduğu anda kesilebileceği garantisi verilerek
korku azaltılabilir. Bazı insanların ise daha ciddi korkuları
olabilir. Bu durumlarda oral veya damardan sakinleştiriciler
verilmesi gerekebileceği gibi bazen genel anestezi dahi gerekli
olabilir. Ayrıca psikoterapinin yanında hipnoz kullanılarak bu
korkuların yenilmesinde yardımcı olunabilir. Bunun için diş hekimi
ile diğer bazı alanlardaki doktorların ve psikoloğun işbirliği
yapmaları gerekmektedir. Burada önemli olan, öncelikle hangi
tekniğin hasta için uygun olduğuna karar verilmesi ve o tekniğin
uygulamaya konulmasıdır. Hasta dişçi koltuğuna oturduktan sonra bu
konuda yaşanacak kararsızlıklar hastanın ya da hekimin tedaviden
vazgeçmesine yol açabilir ve hastaya gitmesi için izin verildiğinde
de dişten kaynaklanan sorunlar daha da artabileceği gibi hasta daha
sıklıkla diş hekimine gitmek zorunda kalabilir. Bu durumda hasta
çok daha çeşitli işlemlerden geçmek durumunda kalabilir. Bu nedenle
dişçi korkusu ya da dişçiye gitme korkusu mutlaka yenilmelidir.
Kaynak: www.trnet.com