Artık Azrail'e gidiyoruz
Abone olYaşam mücadelesinde malüp ayrılacaklarını anlayan iki dost, yazdıkları mektupta "Azrail'e gidiyoruz" dediler.
İki sıkı dost Necati Demir ve Emin Akşit, Cizre'de yükledikleri kömürü Hakkari'ye götürmüş, geçen 19 Şubat günü dönüş yolunu tutmuştu. 26 yaşındaki Demir ve 29 yaşındaki Akşit, yakınlarına göre kardeşten bile yakındı. Çıktıkları bu yolculuğun son yolculukları olacağını bilemezlerdi elbette. Kar yağışı yoğundu ama aldırış etmiyorlardı. Çünkü onlar bu çetin kış koşullarına alışkındı. Yöre halkının deyişiyle, adı bile olmayan sarp dağlarda direksiyon sağllayan iki arkadaş Hakkari'nin Çığlı bölgesine ulaştı. Ancak tüyler ürperten bir uğultunun ardından bir anda ne olduğunu anlayamadan tonlarca kilo ağırlığında karın altında kaldılar. Yine de yılmadılar. Birilerinin nasıl olsa kendilerini kurtaracağına inanıyorlardı. Bundan sonra müthiş bir mücadeleye giriştiler. Isınmak için battaniyeye sarılıyor, arabadaki küçük piknik tüpünü de hem ısınmak hem de birşeyler pişirmek için kullanıyorlardı. Arabanın camını tornavidayla açarak arayanların kendilerini bulabilmesi için, korniş demirlerini söküp yukarı doğru uzattılar. Günlerce bu şekilde idare eden iki dost, yaşamlarından umut kesince ailelerine zar zor da olsa bir veda mektubu yazdı. AZRAİL'E GİDİYORUZ "Çığa yakalandık. Önce Azrail bizi buraya getirmiş. Demek ki kaderimiz böyleymiş. Bizi böyle görürseniz üzülürsünüz. Çabaladık, kurtulmak için fırsat bulamadık. Ailelerimiz çoluk çocuğumuz sizlere emanet olsun. Yavaş yavaş ölüme yaklaşıyoruz. Allah'a emanet olun, Allahaısmarladık, artık Azrail'e gidiyoruz." Bu arada aileler de endişeli bir bekleyiş içersindeydi. Telefonlar kesildiği için kimseye ulaşamayan aileler, tüm köyleri teker teker ararlar. Sonunda bir kamyon şoförü "Ayın 19'unda öyle bir araba Çığlı'dan geçti" der. Bunun üzerine çevre illerden toplanan yaklaşık ikibin kişi kayıp iki genci, ellerindeki yedi sekiz metrelik şişlerle aramaya çıkar. Daha sonra dozer gönderilir. Sonunda talihsiz iki arkadaşa ulaşırlar. Necati Demir'i uzanmış, Akşit'i de başını göğsüne yaslamış bir halde bulurlar. Ellerinde, satırları zar zor okunan ıslak veda mektubu vardır.. Konuyla ilgili görüşüne başvurduğumuz International Hospital Acil Servis doktoru Feridun Çelikmen, çığ altında kurtulma şansının az olduğuna dikkat çekiyor. "Ev, araba gibi kapalı mekânlarda, çığ altında kalınırsa kurtulma şansı daha yüksektir. Çünkü kar topak topaktır ve sıkıştırılmadığı için hava geçirme ihtimali vardır. O nedenle bu kazada donarak ölüm daha yüksek ihtimaldir." Günlerce haber gelmedi İki gençten günlerce haber alamayan aileler tedirgin bir bekleyişe girmişti. Yörenin gelenekleri gereğince, Demir ve Akşit'in aileleri suskunluğunu korudu. Kadınlar, çocuklarına sarılıp, gizli gizli ağladılar. (Üstte) Herkes şoktaydı. Bu arada köyün erkekleri çevredeki akrabalarını arıyor, Akşit ve Demir'den iyi bir haber almayı bekliyordu. Çığlı tarafından gelen bir kamyon şoförünün verdiği bilgi doğrultusunda iki gencin o yörede olduğunu tahmin ediyorlardı. Ancak bölgede çığ tehlikesi büyüktü. Bir dakika içinde 12 yerde birden çığ düşmüştü. Demir ve Akşit çok büyük ihtimalle çığ altındaydı. Kaynak : Sabah