Artan terörde ABD parmağı mı var?
Abone olSüleymaniye baskınından sonra akıllara PKK/KADEK'in düğmesine de ABD mi bastı sorusu geliyor.
Halka ve Olaylara Tercüman muhabiri Nevzat Bingöl'ün haberine
göre ABD işgalindeki Kuzey Irak’ta “örgütlenmeye başlayan”
PKK/KADEK’in, uzun bir aradan sonra Türkiye’de, “kanlı eylemlerine”
yeniden başlaması, “Örgütün arkasında ABD mi var?” şüphesini
doğurdu. Abdullah Öcalan’ın yakalanmasından sonra, “dağılma”
sürecine girdiği öne sürülen PKK/KADEK, “iki koldan” toparlanmaya
çalışıyor. Bir yandan 700 PKK’lı K. Irak’ta bir siyasi parti
kurarken, Murat Karayılan grubu da Türkiye sınırları içinde silahlı
kanlı eylemleri yeniden başlattı. Yasadışı örgüt son ayda bin 700
militanını Türkiyeíye soktu. Küçük gruplara ayrılan militanların
Hakkari-Şırnak hattı ile Bingöl-Tunceli-Diyarbakır sınırları içinde
eylemlerini artırması dikkati çekerken, örgütün ABD ile ilişkileri
de su yüzüne çıktı. ABD istihbarat birimleriyle görüştüğü
“delillerle tesbit edilen” Karayılan grubunun, Türkiye’deki son
kanlı eylemlere imza attığı öğrenildi. Cemil Bayık ile de “uzlaşma
içinde olduğu” bildirilen bu grubun, Bingöl ve Tunceli’de başlayan
kanlı eylemlerini, Hakkari, Şırnak, Diyarbakır çizgisine, ardından
da Mersin, İstabul, İzmir gibi büyük illere kaydırabileceği
belirtiliyor. Öcalan’ın yakalanması PKK/KADEK’i, “üç parçaya”
ayırdı. Osman Öcalan grubu, “sessizliği” korumadan yana. En üstte
ve “perde arkasında” kalmayı tercih eden Cemil Bayık, “yönlendirme”
ile her iki grup arasında, “denge unsuru” olmaya çalışıyor.
Karayılan ise PKK’nin askeri kanadı olan ve dağıtılan ERNK’nin
devamı niteliğinde. Karayılan’ın Bayık ile Türkiye’de kanlı
eylemler konusunda “mutabakata vardığı” iddia ediliyor. ABD’li
istihbarat birimleri örgütün üst düzeyine bir yandan, “Silahları
bırakın, Irak’ın kuzeyine silahlı girmeyin. Biz de Türkiye’yi genel
af çizgisine getirelim” diye yönlendirmeye çalışırken, bir yandan
da eylemleri başlatarak iç kamuoyunu, “genel af potasına sokmayı
hedeflediği” öğrenildi. ABD, silah bırakmış PKK militanlarına
Irak’ta yaşama hakkı verirken, diğer yandan Türkiye’ye, “Irak’ın
içişlerine karışırsan, Güneydoğu karışır” diye gözdağı veriyor.
ABD, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı timlerin Irak’taki PKK/KADEK
çalışmalarını izlemelerinden de büyük rahatsızlık duyuyor. Türkiye
ise, bu çalışmaları “doğal çalışma alanı” olarak gördüğünü,
teröristlerin Irak’ta yuvalanmasına izin veremeyeceğine işaret
ederek, “Bunu, Irak’a yönelik silahlı müdahale sebebi sayarız”
mesajı veriyor. Irak’ta PKK partisi Amerikalı bazı istihbarat ve
askeri görevlilerin, Irak’ın Kuzeyinde PKK/KADEK’in üst düzey
sorumlularıyla görüşerek üzerinde vardıkları mutabakatın ikinci
ayağını Irak’taki yeni yapılanma oluşturuyor. K. Irak’taki
kaynaklara göre 700 kişilik bir grup, PÇDK (Kürdistan Demokratik
Çözüm Partisi) adıyla yeni kurulan partiye katılacak. Geçtiğimiz
günlerde Kerkük’te büro açan PÇDK’nin siyasi faaliyetlerine ABD göz
yumuyor, zaman zaman da destek veriyor. Resmen 4 Ekim 2002
tarihinde açılan PÇDK, yerel Irak Kürdistan Parlamentosu’nun da
resmi izni ile faaliyet gösteriyor. ABD’nin, Şii korkusu Amerika,
işgal ettiği Irak’ta istikrarı sağlayamayınca, istikrarsızlık
yarattığını düşündüğü ülkelere karşı çeşitli yaptırımları devreye
koymaya çalışıyor. Güneyde kontrolü ele alamayan ABD güçleri, Şii
nüfus üzerinde etkili İran’ın, Irak’ı istikrarsızlaştırma
politikası güttüğünü düşünerek bu ülkeye karşı saldırıya geçti.
Asker, Güney Irak’a gitmesin TÜRKİYE’NİN, ABD’ye, Güney Irak’ta
görev yapmak üzere tugay büyüklüğünde bir güç göndermeyi teklif
ettiği öne sürülürken, diplomatik kaynaklar bunun Türkiye’ye yarar
değil, zarar getireceğini belirtiyor. Washington kaynaklı bilgilere
göre Türk yetkililer, Irak’ın güneyinde görev yapmak üzere, bir
tugay büyüklüğündeki gücün gönderilmesi teklifinin yapıldığını
teyit ettiler. Türkiye’nin bu büyüklükte güç gönderme önerisinde
bulunan ilk Müslüman ülke olduğuna dikkat çekildi. Diplomatik
çevreler öneriyi ‘sağlıklı’ bulmazken, “Terör örgütü PKK’nın
eylemleri artırdığı bir dönemde Türkiye, Kuzey Irak’ı daha bir sıkı
denetime almalı, Güney Irak’a gitmemeli” yorumunu yapıyor.