Arnavutluk polisinden skandal! Türk genç yaşadıklarını anlattı: "Duvara çarparak yere attı, 24 saat aç susuz...
Abone ol18 Ekim tarihinde Arnavutluk’un Tiran şehrine ağabeyinin yanına giden ve havaalanında ismi sebebiyle polis baskısına maruz kaldığını iddia eden Recep Tayyip Altındal, yaşadıklarını anlattı. Polisin, pasaportunu ve eşyalarını yere fırlattığını söyleyen genç 24 saat boyunca aç ve susuz bırakıldığını ifade etti. Gencin annesi ise konuyu İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacaklarını belirtti.
Olay, 18 Ekim tarihinde meydana geldi. Sakarya’nın Karasu
ilçesinde yaşayan Recep Tayyip Altındal, Arnavutluk’un başkenti
Tiran’da yaşayan ağabeyinin yanına gitmek için yola çıktı. Uçaktan
inen Altındal, pasaport kontrolünde hayatının şokunu yaşadı. Adının
Recep Tayyip olması sebebi ile haksız bir baskı ve hakaret
gördüğünü iddia eden genç, yaşadıklarını anlattı. Gencin annesi
Münevver Altındal ise oğlunun maruz bırakıldığı kötü muameleyi
hazmedemediğini ve konuyu İnsan Hakları Mahkemesi’ne
taşıyacaklarını söyledi.
“Pasaportumu duvara çarparak yere attı”
Yaşadığı olayı anlatan Recep Tayyip Altındal, “18 Ekim’de Tiran’a gittim. Uçaktan indiğimde pasaport kontrolüne girdim. Kontrolde polise pasaportumu verdim. Orada bana neden geldiğimi sordu, turist olarak geldiğimi söyledim. Nerede kalacağımı sordu, otel rezervasyonumu gösterdim. Ağabeyimin beni dışarıda beklediğini söyleyerek, geri dönüş biletimi de gösterdim. Pasaportuma el koydu ve sıranın en arkasına geçmemi söyledi. Sıranın en arkasına geçtim, oradaki sıra bitince tekrar bana en arkaya geçmemi söyledi. Tekrar geçtim ve daha sonrasında ayrı bir yere aldılar. Pasaportumu duvara çarptı, yere attı. Bavulumu alarak içerisindeki eşyaları fırlattı. Elimden telefonumu aldı, mesajlarım ve fotoğraflarıma baktı. Keyfi ve alaycı bir şekilde yanındaki polise gösterdi, gülerek bir şeyler söyledi. Telefonumu almak için hamle yaptığımda, telefonumu çekti bana vermedi. Bir süre sonra telefonu elinden aldığımda bu sefer yakamdan tutarak, beni hırpaladı. Kaba bir muamele gördüm içeride tüm polislerden. Pasaportumu geri istediğimde vermediler, eve döneceksin dediler” dedi.
“24 saat boyunca aç ve susuz kaldım”
Polislerin, ismiyle alakalı Arnavutça bir şeyler söylediğini de aktaran Altındal, “Arnavutça bir şeyler mırıldandılar, ismimin Recep Tayyip olduğuyla ilgili bir şeyler söylediler, orayı anlamadım. Yanındaki polise Arnavutça sanırım bunu götür gibi bir şey söyledi ve o da beni çekiştirerek uçakların olduğu kapının oraya getirdi. Orada kalmamı söylediler, yanlarına tekrar gittiğimde bilgi vermediler. Karnımın acıktığını söyledim, oradaki polis alaycı bir şekilde benim de karnım aç dedi. 24 saat boyunca aç ve susuz kaldım. Üzerinde ay yıldız olan bir evrağın, pasaportun duvara çarpılarak, yere atılması gururumu kırdı. Arnavutluk’ta, Türk vatandaşı olarak değerli olduğumuzu düşünüyordum ama aksinin olduğunu gördüm” diye konuştu.
“Evladımın isminin Recep Tayyip olması ya da Türk vatandaşı olması mıydı orada ki suç”
Çocuğunun yabancı bir ülkede kötü bir muameleye maruz kalmasını
kaldıramadığını aktaran anne Münevver Altındal ise, “Oğlumun
uçaktan inerek ağabeyinin yanına gitmesini beklerken, ağabeyi
Recep’in deport edildiğini söyledi. Daha sonra konsolosluğu
aradığımızda çocuğumuz iyi denildi. Ama oğlum oradan farklı bir
telefon üzerinden bana telefon ettiğinde, ‘Arnavut polisi
tarafından darp edildim, konsolosluğu ara beni buradan al’ deyince
zaten çok kötü bir süreç başladı. Evladımın hayatından endişe
ettim. Tekrardan konsoloslukla irtibata geçtiğimizde, uçakla geri
Türkiye’ye gönderileceğini öğrendim ama evladımın orada kötü
muameleye maruz kalmasını kesinlikle hazmedemiyorum. Hangi
gerekçeyle alıkonularak, aç bırakıldı bunu öğrenmek istiyorum.
Benim evladımın isminin Recep Tayyip olması ya da Türk vatandaşı
olması mıydı orada ki suç? Arnavutluk hükümetinden bir açıklama
bekliyorum. Benim evladım neden alıkonuldu ve aç bırakıldı.
Çocuğumun, yabancı bir ülkede bu kadar kötü bir muameleye maruz
kalmasını kaldıramıyorum. Gerekli yerlere başvuruları zaten
yapacağım. İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağım. Evladımın
sonuna kadar arkasındayım. Değerli büyüklerimizden,
Cumhurbaşkanımızdan da bu olaya duyarsız kalmasını istemiyorum. Zor
bir süreçti çok şükür çocuğum sağ sağlim yanımda ama bu olayın
Arnavutluk hükümeti veya oradaki polislerin yanına kalmasını
istemiyorum” şeklinde konuştu.