Arman tepki mektuplarını yayınladı
Abone ol"Bir yazı yazdım, insanların fikileri bu. Ben kalemimi bile oynatmıyorum, sizi gelen tepkilerle baş başa bırakıyorum" diyen Ayşe Arman'a gelen ilgi çekici mektuplar.
Hürriyet Gazetesi yazarı Ayşe Arman, zaman zaman yaptığı gibi
bugünkü köşesinde kendisine gelen okuyucu tepkilerini köşesine
yansıttı.
İşte Arman'a gelen tepki mektupları:
2. geçirme yazısı
Bir yazı yazdım, insanların fikileri bu. Ben kalemimi bile
oynatmıyorum, sizi gelen tepkilerle baş başa bırakıyorum.
Herkes kendine göre değerlendiriyor. Ve ortaya şöyle okuyucu
kategorileri çıkıyor: 1) Kendisi gibi düşünen yazarları okumak
isteyenler. 2) Kendisi gibi düşünmeyen yazarları -sadece küfretmek
için- okumak isteyenler. 3) Hakaretin, küçümsemenin ve geçirmenin
kötü bir şey olduğunu söylerken, kendileri hakaret edenler. 4) Yazı
ve konu ne olursa olsun, bana kafa atmayı fırsat bilenler. 5) Hedef
şaşırtmaya, dolduruşa getirmeye, kışkırtmaya uğraşanlar. 6) Hiç bir
şekilde okuduğunu anlamayanlar!
Her yazara gelen mail'lerde bu çeşitliliği ve renkliliği
görebilirsiniz. Bu tabii aynı zamanda dar görüşlülük anlamına da
geliyor. Bu ülkede herkes her konuda uzman anasını satayım. Dikkat
edin, aşağıda okuyacağınız bütün mail'ler işin doğrusunu biliyor,
talimat yağdırıyor ve ne yapılması gerektiği açıklıyor. Ama aslında
hiç kimsenin bir bok bildiği yok! Ben dahil. Ben sadece şunu
söylüyorum kardeşim: Hiç kimsenin kimseyi aşağılamaya hakkı yok.
Eğer yaparsan, birilerinin de o aşağıladığın kişi adına sana ses
çıkarmaya hakkı doğar. Bu kadar.
AYÇA ŞEN SAÇMALIYOR
Banu Özdemir'in hayatının dalga geçilecek en ufak bir yanını
göremiyorum. Hatta, hayatı bu ülkede milyonlarca insanın isteyip de
sahip olamadığı bir hayat. Ayça Şen farklı olacağım derken tamamen
saçmalıyor. Mutsuz, sıkıcı bir kadın velhasıl. (Esin)
KOLAYSA MAĞDEN'E BULAŞ
İyi niyetten söz edene bak! Senin yaptığın işin gazetecilik olduğu
bile şüpheli! Oysa Ayça Şen, kafasının inandığı doğrultuda giden,
geleneksel kurallara kulak asmayan, alaycı, ironik, ağzı laf yapan
biri. Röportaj yaptığı insanı allayıp pullamak, senin defterinde
yazıyor! Onunkinde değil şekerim. Dahası o sözünü ettiğin küçümseme
meselesinde, bu işlerin primadonnası Perihan Mağden'dir. Her
yazısında birilerini yerin dibine sokmazsa rahat edemez. Kolaysa
ona bulaşsana! (Güneş.)
KOMPLEKSLİ İNSANLAR
Ama çok normal değil mi? Kompleksli insanlar böyle davranırlar.
Belki saçma gelecek ama Ayçe Şen kilolu ve yıllardır kariyerinde
istediği ilerlemeyi gösteremiyor. E haliyle birden bire parlayan ve
kitabı çok satan bir kadına sinir oluyor. Bir de bu kadın
kendisinden güzelse! Banu Özdemir'den neden hazetmediğini anlamak
güç değil aslında. (Nurdan)
PEKİ YA EBRU ÇAPA
Yanılmıyorsam siz sadece Ayça Şen hakkında yazmamışsınız. Basında
örneklerine sık sık rastladığımız ‘‘geçirme yazıları’’nı
eleştirmişsiniz. Ama o kadar uzağa gitmeyin. Sizin gazetede de
nefret saçan kalemler var. Bazen Ebru Çapa'nın kaleminden çıkan
yazılar mesela. Tamam onun saldırdığı kişiler çoğunlukla bunu hak
ediyor ama bir İzmir kızında bu nefret... Ona yazık! Eğer
görürseniz, biraz yavaşlamasını, hatta durup nefes almasını söyler
misiniz? (Patrick B.)
ALTAYLI, ÇÖLAŞAN
‘‘Geçirmek’’ deyince, senin yazar arkadaşların geliyor asıl insanın
aklına: Altaylı, Çölaşan... (Şakir Y.)
KOCA POPOLU AYŞE
Ayça Hanım aslında sana söylenemeyen ama söylenmesi gereken bir çok
şeyi bir yazıda özetlemiş. Ben sana acıyorum çünkü sen tam da Ayça
Hanım'ın bahsettiği o zavallı modern kadın tipinin prototipisin.
Ayça Hanım öyle güzel analizlerde bulunmuş ki, sana önemli bir
fırsat tanımış: Kendini tanıma fırsatı. Koca ayaklarınla, koca
poponla ve popondaki o g-string'le büyük modern evinde, parmak
arası terliklerin ve modern kurnaz zekanla sana mutluluklar
dilemeden, şu önemli hatırlatmayı yapayım: Ayça Hanım hayattan
nefret etmiyor. Sadece senin gibi soytarılardan midesi bulandığı
için ironi ile kusmaya karşı önlem alıyor. Tıpkı bizler gibi.
(Berrak B.)
ZIPIR AMA TERBİYESİZ
Ayça komik, zıpır, sivridilli ve sistemdışı olabilir. Ama o yazıda
terbiyesizlik vardı. Sorun ne biliyor musun: O yazdıklarını yazması
için Banu Özdemir'in onun karşısına oturması gerekmiyordu. Ayça
zaten bakımlı, g-string giyen, tango kursuna giden herkesi tapon
buluyor, Banu özdemir'i dinlemesine bile gerek yok, onun nezdinde
hepsine kusuyor. (Ebru G.)
BEN BANU ÖZDEMİR
Kayıt cihazı kullanmadan ve hatta not bile tutmadan yapılan bir
röportajdı. Doğrusu ben de ‘‘Ortaya ne çıkacak?’’ diye merak
ediyordum. Endişem yersiz değilmiş. Bir gazeteci olarak konuya
göstermiş olduğunuz hassasiyet çok güzel. Benim için de Ayşe
Arman'ın desteğini yanımda hissetmek çok güzel. Sonsuz teşekkür ve
sevgilerimle. (Banu Özdemir)
Yazı: Ayşe Arman
Kaynak: Hürriyet