Arıtman grup yönetimine bozuldu
Abone olCHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, Türk Ceza Yasası'nda değişiklik yapılması hakkındaki yasa teklifinin Grup Başkanlığı tarafından reddine itiraz etti.
Arıtman, Grup Başkanlığı'na gönderdiği yazıda, bir kimsenin özel
konutuna izinsiz girenlere karşı işlenen fiiller ile meşru savunma
hallerinde ceza verilmemesini öngören yasa teklifinin reddinin,
''Hukuki gerekçelerden daha çok yazılı ve görsel medyada yer alması
nedeniyle alındığı izlenimini verdiğini'' ifade etti. Teklifine CHP
ve AK Parti tabanından, geniş halk kitlelerinden büyük destek
geldiğini kaydeden Arıtman, ''Ret gerekçesinin objektif kriterlere
dayanmadığını, duygusal ve tepkisel olduğunu düşünüyorum'' dedi.
Yasa teklifinin bilim adamlarından eleştiri almadığını bildiren
Arıtman, itiraz yazısında şu görüşlere yer verdi: ''Meşru
müdafaanın asli unsurlarından olan (gelen saldırı ile orantılı güç
kullanımı) ilkesi ile bağdaşmayacağı ve sosyal demokrasinin
savunduğu temel ilkelerden olan (yaşama hakkının kutsallığı)
ilkesine de aykırı olma durumu da yanlış ve haksız bir gerekçedir.
Özel konutunda haksız saldırı fiili ile karşı karşıya olan bireyin
kişilik hakları, en yüksek seviyede tehditle karşı karşıyadır.
Özellikle de yaşam hakkı tehdit altındadır. Dolayısıyla bu haksız
saldırı ile meşru savunma arasında orantısızlıktan bahsetmek mümkün
değildir. Bilginiz ve rızanız dışında evinize giren kişilerin mala
mı cana mı kastettiğini bilemeyiz. Her an tüm kişilik haklarımız en
üst seviyede profesyonelce saldırıya uğrayabilir. İsteyen bilgisi
ve rızası dışında özel konutuna, özel yaşam alanına girerek haksız
saldırıda bulunan kişiye çay-kahve ikram edebilir, isteyen kendini
onun insafına terk ederek uyuma numarası yapabilir. Bunlara bir
itirazım yok. G enelde böyle bir durumla karşılaşıldığında korku,
panik ve telaş duyguları ile savunma fiili uygulanır. Bu refleks
savunma fiilinin amacı, bireyin kendi yaşam hakkını koruma
güdüsüdür. Bu, en masum ve en haklı meşru savunma fiilinde genelde
haksız saldırıya muhatap olan kişi, orantısızlık nedeniyle daha da
mağdur olmaktadır.''