Arınç'tan 'Tayyip' diyenlere tepki

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile ilgili olarak, "Hepimizin Cumhurbaşkanıdır. Devletin başıdır, milletin birliğini temsil eder. Onu sevmek mecburiyetindeyiz. Sevmek deruni bir iştir. Bunu bilerek söylüyorum" dedi. Arınç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerinin eleştiri ve değerlendirmelerini yanıtlarken şunları söyledi: "Ama Sayın Başbakan da Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin Başbakanıdır. Sayın Cumhurbaşkanı derken üç defa aksi seda yapan bir söz, Başbakan'a sıra geldiğinde (Tayyip) diye sesleniyor. Bu yanlış birşeydir. Meclis Başkanı Sayın Meclis Başkanı değil, o Meclis Başkanı, Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Cumhurbaşkanı katmerli olarak.. Başbakan'a sıra geldiğinde Tayyip... Bu bizim ideolojimizin, bu bizim önyargılarımızın, bu bizim kafamızda, belleğimizde Başbakan'a çizdiğimiz profilin dışarıya yansıması." Meclis Başkanı, Başbakan eleştirilirken Cumhurbaşkanı'nın da eleştirilebileceğini kaydeden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Saygı içinde, sözlerinizi düzgün söyleyerek her türlü eleştiriyi getirebilirsiniz ama, bir tabu haline getirilmesi yanlış. (Bunlar tamam, bunlar eleştirilebilir ama Sayın Cumhurbaşkanımıza asla, kata ve zinhar birşey söylenmemeli). Olur mu? O taraf için herkes birşey söylüyor. Ama (Yargıtay hakkında birşey söylemeyin, yargıyı yıpratırsınız, Sayın Cumhurbaşkanı hakkında hiçbir şey söylemeyin, yıpratırsınız. Filan hakkında birşey söylemeyin, yıpratırsınız ama Meclis hakkında konuşun. Bol bol konuşun, milletvekilleri için herşeyi söyleyin, yerin dibine sokun, telefonlarını kesin, nefes almasına engel olun, oksijenini kesin, maaşını asgari ücretten daha aşağı düşürün). O zaman bazıları alkışlıyor. Ben alkış meraklısı değilim." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir konuşmasından dolayı idamla yargılanma aşamasına kadar geldiği örneğinden hareketle yargının siyasallaştığını ifade eden Arınç, "İsterseniz yargıyı yıpratmamak için bunu küçük harflerle konuşalım" dedi. Arınç, yargının siyasallaştığının "Emsalleri az da olsa bir gerçek olduğunu" ve yargının da reformlar yaparak kendisini yenilemesi gerektiğini söyledi.