Arınç'tan Sezer'e cevap
Abone olCumhuraşkanı Sezer 'Kadını erkeğin arkasında gören düşüncenin yok edilmesini' istemişti. Meclis Başkanı Bülent Arınç'ın bugün yaptığı açıklama cevap niteliğindeydi.
TBMM Başkanı Bülent Arınç, ''Türkiye'de kadınlarımız sadece töre
cinayetleri ve cinsiyet ayrımcılığına uğramıyor, kadınlarımız aynı
zamanda kıyafetinden, inancından ve düşüncelerinden dolayı da bazen
ayrımcılığa tabi tutuluyor'' dedi. Arınç, Türk kadınına seçme ve
seçilme hakkı verilmesinin 71. yıldönümü nedeniyle Devlet Bakanı
Nimet Çubukçu ve beraberindeki heyeti kabul etti. Kabul dolayısıyla
düzenlenen törende konuşan Arınç, dünya parlamentolarındaki kadın
milletvekillerinin oranı 1945'te yüzde 3 iken, 2004'te yüzde 13'e
çıktığını ve en çok İsveç'in parlamentosunda kadın milletvekili
bulunduğunu kaydetti. Arınç, Türkiye'nin, 1934 yılında yaptığı
yasal düzenlemeyle, birçok Avrupa ülkesinden çok daha önce
kadınlara siyasi hakları veren ülke olduğunu ifade etti. TBMM'de şu
anda 24 kadın milletvekilinin bulunduğunu ve temsil oranının yüzde
4.4 olduğunu ifade eden Arınç, ''Son yıllarda, kadınların siyasete
katılımında bir artış gözlense de aradan geçen 70 yıla rağmen
1934'teki seviyelere bile ulaşılamamış olması gerçekten üzücüdür''
dedi. Türkiye'nin geleceği için büyük önem taşıyan AB sürecinde
kadınların aktif olarak yer almasının, medeniyet yürüyüşüne güç
katacağını dile getiren Arınç, Meclis'in, kadınlarla ilgili çok
sayıda yasal değişikliği hayata geçirdiğini bildirdi. -KADINLARA
KARŞI ŞİDDET VE TÖRE CİNAYETLERİ- Bülent Arınç, toplumun kanayan
yarası olan kadınlara karşı şiddet ve töre cinayetlerinin
nedenlerinin araştırılması amacıyla oluşturulan komisyonun,
kadınların karşılaştığı bu insanlık dışı sorunlara çözüm bulmak
için etkin bir çalışma yürüttüğünü bildirdi. Arınç, ''Burada bir
gerçeğin daha altını çizmek gerekir. Türkiye'de kadınlarımız sadece
töre cinayetleri ve cinsiyet ayrımcılığına uğramıyor, kadınlarımız
aynı zamanda kıyafetinden, inancından ve düşüncelerinden dolayı da
bazen ayrımcılığa tabi tutuluyor'' dedi. TBMM'nin ''Kadınlara Karşı
Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi''ni 1986'da
imzaladığını ifade eden Arınç, 175 ülkenin kabul ettiği temel insan
hakları belgesi olan bu sözleşmenin, dünyada kadınlar için bir
''haklar bildirgesi'', devletler için ise bir ''yükümlülükler
manzumesi'' olduğunu söyledi. Bülent Arınç, Türkiye'nin, kısa adı
CEDAW olan bu sözleşmenin daha etkili şekilde uygulanabilmesi için
BM'ce hazırlanan ''İhtiyari Protokolü'' ise 2002'de imzaladığını
kaydetti. TBMM Başkanı Arınç, Türkiye'nin, kadınlar için insan
haklarının gerçekleştirilmesi ilkesine olan inancını uluslararası
alanda da ortaya koyduğunu dile getirdi. Türkiye'de bazı meslek
gruplarında kadınların temsil oranlarının, Avrupa ülkelerine göre
daha yüksek olduğunu ifade eden Arınç, ''Ancak buna rağmen
Türkiye'de genel kadın istihdamı, arzu edilen düzeyde değildir''
dedi. Arınç, siyaset başta olmak üzere hayatın tüm alanlarına daha
çok kadın eli değmesi gerektiğine inandığını belirterek,
kadınların, yer aldığı her alana nezaket ve zarafet kattıklarını
söyledi. Arınç, sözlerini, ''kadınların; başta şiddet, ayrımcılık
ve fırsat eşitsizliği gibi en önemli sorunlarının tamamiyle
çözüldüğü bir ülkede yaşama'' dileğinde bulunarak tamamladı. -BAKAN
ÇUBUKÇU- Devlet Bakanı Çubukçu da Türk kadınına seçme ve seçilme
hakkı tanınmasından sonra yapılan ilk seçimlerde, 17 kadın
milletvekilinin yüzde 4.6 temsil oranıyla TBMM'ye girdiğini
söyledi. Bugün 18 kadın belediye başkanı, 24 milletvekili ve tek
kadın bakan olarak kendisinin bulunduğunu dile getiren Çubukçu,
siyasette yok denecek kadar sembolik düzeyde temsil edilen
kadınların, çok çeşitli alanlar ve mesleklerde ise yüksek oranlarda
temsil edildiğini kaydetti. Çubukçu, ''Toplum olarak hayatın başka
alanlarındaki ayrımcılıklara karşı çıkarken, kadınlar söz konusu
olduğunda gösterilen isteksizlik ve direnç, eşitlik duygusunu tam
anlamıyla içimize sindirememiş olduğumuzun da bir göstergesidir''
dedi. Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Kadınları karar alma
süreçlerinden ve toplumsal hayattan dışlayan yaklaşımlara karşı
siyaset çok önemli bir mücadele aracıyken, kadınların siyasi
hayatta yer almaması, bu çok değerli fırsattan onları yoksun
bırakıyor. Kadınlarımızı çeşitli karar alma mekanizmalarına
katılmaktan veya iş hayatında yükselmekten alıkoyan koşulların
siyasi hayattaki tezahürü ise kadınsız bir demokrasi olarak
karşımıza çıkıyor.'' Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı
İnci Tuğ da kadının yükselmesinde tek yolun eğitimden geçtiğini
işaret ederek, Türk kadınının, elde ettiklerinin daha fazlasına
sahip olması gerektiğini vurguladı. Arınç, konuşmaların ardından,
Türkiye Yardımsevenler Derneği Genel Başkanı Birsen Eldem'e çiçek
verdi. Eldem de çiçeği, tüm Türk kadınları adına aldığını söyledi.
Törenin ardından düzenlenen kokteyle, Bülent Arınç, AK Parti Kadın
Kolları Başkanı Selma Kavaf ile törene katılan kadın derneklerinin
temsilcileri katıldı.