Arınç'tan seçim barajı için flaş açıklamalar!
Abone olHükümet sözcüsü Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasında yaptığı açıklamada çözüm süreci ve seçim barajı tartışmalarını yorumladı...
İNTERNETHABER.COM-
Anayasanın önemli bir maddesinin yönetimde istikrar olduğunu söyleyen Arınç, "Geçmişte yönetimde istikrardan uzak kalmış olan Türkiye’nin neler kaybettiğini bilmek lazım. Bunu sadece AYM üyelerinin değil hepimizin bilmesi gerekir." dedi.
Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasında açıklama yaptı. Arınç gündemdeki seçim barajı tartışması, çözüm süreci ve maden ocakları için önemli değerlendirmeler yaptı.
Arınç seçim barajı için topu muhalefete atarak hükümetin gündeminde böyle bir konu olmadığını vurgularken "Biz bir yıl önce bütün muhalefet partilere bir teklifte bulunduk. Bu baraj kalmalı mı, kalkmalı mı? Dar bölge mi daraltılmış bölge mi? Hiçbirisinden incir çekirdeğini dolduracak bir şey gelmedi. Onları beklemekten sıkıldık, onlarda baraj kalsa daha iyi olacak dediler. Bugünkü sistemin devam etmesi konusunda muhalefetin de bir şey söylememesine bakarak biz karar verdik." dedi. Arınç çözüm sürecinde HDP cephesinden gelen açıklamaları yorumlarken "Her maraton ilk adımlarla başlar. Ama 6-7 ekimden sonra atacağımız adımlar birilerinin ciddi adımlarına bağlı. Ama siz benim konuşmalarımı daha iyi takip edin. Bu açıklamalar gidiş gelişler şunu gösteriyor, süreç devam ediyor." dedi.
İşte Arınç’ın sözlerinden satır başları:
NARKO TİMLER
Narko timlerle ilgili başbakanımız, ilk olarak 8 vilayetindeki
çalışmalarını bir gösteriyle başlatmayı düşünüyor. Hafta içerisinde
sayın başbakanımızın yurt içi ziyaretleri oldu. AB Bakanımız sayın
Volkan Bozkır, bir sunum yaptı. Şimdi ulusal eylem planlamasının
ikinci aşamasını uygulamak durumundayız. Sayın Akdoğan TBMM
çalışmaları konusunda bilgi verdi. bunlardan en önemlisi 10
aralık’ta başlayacak bütçe genel kurul çalışmalarıdır. Önümüzdeki
Salı günü ayriyeten bir grup toplantısı yapılmayacak, bütçe
konuşması olacak. Bütçe görüşmelerinin takriben 12 gün sürmesi ön
görülüyor. Ermenek’te gelinen nokta değerlendirildi. Ermenek’teki
olayla ilgili olarak da çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığımızın,
aile ve sosyal politikalar bakanlığımızın hazırladığı bir takım
sosyal ve özlük haklar bakımından ölenlerin yakınlarına imkanlar
temin edecek bir çalışma var. Bunu yarın başbakanımız grup
toplantısında, olamazsa diğer günlerde açıklamış olacak.
"TUĞÇE KIZIMIZA ALLAHTAN RAHMET
DİLİYORUM"
Almanya’daki bir olay da bizi üzmüştür. Bundan 15-20 gün önce tuğçe
isimli bir kızımız saldırganlarla mücadele sırasında komaya girdi,
yaşam destek ünitesinden de çıkarıldı. Tuğçe kızımıza da Allah’tan
rahmet diliyorum. Büyük bir kahramanlık yapmıştır. Kendisine
allah’tan rahmet diliyorum, ailesine baş sağlığı
diliyorum.
GIDA VE TARİM ÜRÜNLERİ İÇİN
DÜZENLEME
Bugün bir genelgemiz yayınlandı. Başbakanımız ülkemizde gıda ve
tarım ürünlerinin arz talep üretim tüketim değişimleriyle, bu
değişimlerin ve dağıtımdaki gelişmelerin fiyatlardaki etkilerinin
izlenmesi, uygulanacak politikalarla ilgili gıda ve tarımsal ürün
piyasaları izleme komitesi kurulmasını uygun görmüşlerdi. Üç ayda
bir ve gerektiğinde toplanacaktır.
SEÇİM BARAJI
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuru var, yüzde
10’luk seçim barajıyla ilgili. AYM hak ihlali var derse ne olur?
Uygulanmalı derse bu ne olur? 2015 seçimlerini etkiler
mi?
Sayın Kılıç’ın bazı konuşmaların gazetelerde yer alması üzerine bir
tartışma başlatılmıştı. Bugün AYM’den bir açıklama yapıldı. Bence
gazetelerde Haşim Kılıç’a atfen yayınlanan haberlerden ziyade bu
açıklamayı dikkate almamız lazım. Buna itibar etmemiz lazım. Ancak
gazetelerde yayınlanan haberler bir gazeteciliktir, kınamıyorum.
Gazeteci aldığı bir habere istinaden bu şekilde yazmıştır. Bireysel
başvuru konuşmalar sırasında bu konu gündeme gelmiştir. Ama genel
kurulda nasıl ne zaman niteliği ne olacak, sayın başkan ve üyeler
bunu kesinlikle söylemediklerini ifade ediyorlar. Bireysel başvuru
hakkını 2010 referandumunda Türkiye için demokratikleşme olarak
gördük ve evet verdik. Hayır diyenler düşünsünler bunun cevabını.
Ama bireysel başvuru hakkını kabul eden bu konu üzerinde AYM,
AİHM’e gitmeden yurttaşlarımıza başvuruda bulunma hakkını veriyor.
Bazı kararlar eleştiriliyor olsa bile AYM demokrasiyi önceleyen
karar aldılar. Adil yargılanmayla ilgili, hak ihlalleriyle ilgili
bence her zaman takdir ettiğimiz önemli karar verdiler. Şimdi
önlerindeki bu konu da çok hayati bir konudur. Biz barajları hiç
dert etmeyen bir siyasi iktidarız. 13 yılda 9 imtihandan geçtik
hepsinde birinci olduk. Bu barajı biz getirmedik. Henüz 15 aylık
bir partiydik önümüzde yüzde 10 barajı vardı. 4 milletvekili ve
daha çok çıkaran illerde yüzde 10’u aştığınız zaman bir de yüzde
25’i aşmanız lazımdı. Biz şikayet etmedik, biz iktidar olmak için
kurulduk dedik. millet isterse iktidar yapabilir, isterse barajın
altında koyabilir.
Fakat anayasamızın önemli bir maddesi var, yönetimde istikrar. Bu
sihirli cümleyi bağdaştıracak bir seçim sistemi elbette
bulunabilir. Ama geçmişte yönetimde istikrardan uzak kalmış olan
Türkiye’nin neler kaybettiğini bilmek lazım. Bunu sadece AYM
üyelerinin değil hepimizin bilmesi gerekir. Bu konuyla ilgili
olarak AYM’ye başvurular yapıldı 90’larda. Sonra 2004-2005’lerde
AİHM’e gidildi. Bir karar verildi bu barajın bütün partiler için
geçerli olduğu ve aykırı olmadığı konusunda kararlar verildi.
Biz bir yıl önce bütün muhalefet partilere bir teklifte bulunduk.
Bu baraj kalmalı mı, kalkmalı mı? Dar bölge mi daraltılmış bölge
mi? Hiçbirisinden incir çekirdeğini dolduracak bir şey gelmedi.
Onları beklemekten sıkıldık, onlarda baraj kalsa daha iyi olacak
dediler. Bugünkü sistemin devam etmesi konusunda muhalefetin de bir
şey söylememesine bakarak biz karar verdik.
Şimdi AYM önündeki konuları tartışacaktır, bu kriz anlamına da
gelmez. Mahkeme ne karar verirse versin bunun gerekleri yerine
getirilir. Hiçbirimiz endişe içerisinde değiliz.
ÇÖZÜM SÜRECİNDE MÜZAKARE AŞAMASI
İDDİASI DOĞRU MU?
Hafta sonu İmralı'dan gelen müzakere taslağına dikkat
çekildi. Müzakere taslağında ne vardır? Yasal güvencelere dikkat
çekildi, oluşturulması gerektiğine. Bunlardan kasıt ne? Takvime
nasıl bakıyorsunuz? Bugün bazı haberler çıktı, Leyla Zana'nın
imralı heyetine katılacağı yönünde. Böyle bir talep oldu mu?
Müzakere süreci ifadesi maksatlı mı kullanılıyor?
Çok kısa bir cevap vereyim. Siz herhalde bakanlar kurulu
sonrasındaki açıklamalara sanırım pek kulak vermiyorsunuz. Biz bu
işi bilerek yapıyoruz. Bugün bu konu, çözüm süreci dediğiniz konu
dürüst bir zeminde gitmesi lazım. Hiç kimse bundan kendine şahsi
pay çıkartmadan, hükümetimizin gösterdiği istikamette, herkesin
katılımda bulunacağı bir süreç olarak görmesi lazım.
HDP gittiler, dört kişi gittiler. Sonra açıklama yaptılar. Biz bu
konuşulanları ilgili kurumlarımız değerlendirecek. Her çarşamba, 15
günde bir denk geliyor, güvenlikle ilgili çalışmalar oluyor.
Yarından sonra analizlere bakarak, ne beklendiğini, ne istendiğini
elbette söyleyeceğiz.
"ADIM ADIM HERKES ÜSTÜNE DÜŞENİ YAPARSA
BUNLARI KONUŞURUZ"
Dolayısıyla Öcalan baş müzakerecidir diyen arkadaşıma sert
çıkmıştım da kınamıştınız. Bunların hepsi adım adım ve herkes
üzerine düşeni yaptığında konuşacağımız konulardır.
Bu ülkenin başbakanı, kamu düzeni esastır. Buna zarar verecek
hiçbir şeyi maruz göremeyiz diyor. Peki karşı taraf, bu konuda evet
diyor mu açıkça? Türkiye’de kamu düzenini bozanlar üzerimize düşeni
yapacağız diyor mu? Bunu derse, müzakere mi değil mi yol
haritası... Bunların hepsi gelir. Bunlar rahatlıkla yapacağımız
şeylerdir. Her maraton ilk adımlarla başlar. Ama 6-7 ekimden sonra
atacağımız adımlar birilerinin ciddi adımlarına bağlı. Ama siz
benim konuşmalarımı daha iyi takip edin. Bu açıklamalar gidiş
gelişler şunu gösteriyor, süreç devam ediyor.
ERMENEK'TE 2800 İŞÇİNİN
KOVULMASI
Ermenek'i konuştuk dediniz. Bugünde Soma'da 2800 işçinin
sms mesajıyla işsiz kaldığı yönünde haberler yansıdı. Bu konuyla
ilgili bilgiler geldi mi? Kış aylarındayız bir ilçe neredeyse işsiz
kaldı. Bakanlığınız bu konuya el atmayı düşünüyor mu?
Bu yeni bir olay oldu. Soma'daki olaylardan sonra, yeni doğan
çocuklarını bile tanıdığım yer. Benim ilgisiz kalmam düşünülemez.
Biz yeni maden kanunundaki düzenlemelerde, soma'da vefat edenlerle
ilgili düzenlemeler yaptığımız gibi, iş güvenliğiyle ilgili
maden işçilerinin asgari ücretinin iki kat ücret alması gibi
düzenleme yaptık. Bundan sonra tahmin ettiğimiz gibi bazı çok karlı
olmayan maden ocakları, biz bu işçileri çalıştıramayız. Zonguldak
Çorum tarafında da oldu. Burada iş verenler de haksız değil. Biz
teklif olark getirmiştik, CHP karşı çıkınca, AK Parti
Bu madenleri çalıştıranlar, bir kısmıyla mal ve hizmet alımıyla,
bir kısım da farklı şekilde çalışıyor. Yeni çıkan kanun onlara iki
misli bir külfet yükledi. Adam 1200 lira ödüyorsa, şimdi diyelim ki
3 bin lira ödeyecek. Bu onun işletme giderlerinin arttığı anlamına
gelir. Bunun bu işler, kusura bakmayın işveren, hgözü yaşlı olarak,
bütün haklarınızı veriyorum ve maden ocağını kapatıyorum dedi.
Aman madenler kapatılmasın, işvereni de koruyacak kanun çıkarın
diye geldiler. İşveren bizden bir talepte bulunabilir. Ben 23
liraya mal ediyordum, yeni mali külfet 50 lira, ben buna göre
sözleşme yapmamıştım der. Buna yönelik bir düzenleme yapıyoruz.
Ama soma farklı. buralar öncelikle kapatıldı. İşçilerimize
ödenekleri maaşları verildi, kesildi tekrar verildi. ama 6'ncı aya
girmek üzereyiz. İş veren ödemeye yapamayacağım diyor. Yeri de
hazırlayıp işletmeye açamadılar. Canım içinde 301 kişi vefat etmiş
buraları kapatın. İşçi öyle demiyor ki açın çalışalım diyor.
Bu hazırlıkları işveren yapamadı. teslim bayrağını çekmiş ben sizi
çalıştıramayacağım diyor. konunun üzerindeyiz bunu çözeceğiz.
Onları aç açıkta ve işsiz bırakacak değiliz.