Arınç'tan sandıkta HDP tahmini FLAŞ
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HDP'nin genel seçimlerinde yüzde 6'yı geçemeyeceğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 4 eski bakanla
ilgili Meclis soruşturmasına ilişkin, komisyonunun verdiği kararı
her milletvekilinin vicdanında değerlendireceğini söyledi. Vicdan
ve siyaseti bir araya koyacak milletvekillerinin oylarına buna göre
kullanacaklarını anlatan Arınç, oylamada kendine yakışacağını
yapacağını söyledi.
Bülent Arınç, Star TV'de canlı yayınlanan bir programda,
gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı. Fransa'daki silahlı
saldırıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Arınç, olayın
faillerinin bulunup cinayetlerin aydınlatılması gerektiğini
söyledi.
İSTANBUL'DAKİ BOMBALI SALDIRI
İstanbul’da, Sultanahmet’teki bombalı saldırıda, istihbarat
zaafiyetinden bahsetmenin mümkün olup olmadığı yönündeki soruyu
yanıtlayan Arınç, şunları söyledi:
"Türkiye’de hangi olay olsa bir taraftan güvenlik zaafiyeti
var mıydı, istihbarat zaafiyeti var mıydı diye sorarız. Siz
haklı olarak sordunuz. Fakat bunu Fransa için de sormak lazım.
Fransa’da yaşanan olaya baktığımızda da iki veya üç kişi önce
ellerindeki silahlarla, önce polisleri daha sonra içeride olanları,
makineli tüfekle veya tabancayla, içerdekileri de bombayla
öldürüyorlar, katlediyorlar. Paris’in göbeğinde ve zaman
zaman tehdit aldığı söylenen, koruma altında olduğu bildirilen ama
dışarıdaki 2 polisle bu işin görevlendirildiği anlaşılan bir olayla
karşılaşıyoruz. 12 kişi öldürülecek ve buna kimse müdahale
edemeyecek, failler yakalanmayacak. Bence asıl Fransa’da bu soruyu
sormak lazım."
DOLMABAHÇE SALDIRISI
"Oradaki nöbetçi polislerimize karşı önce bomba, sonra silahla
birisi saldırıda bulundu. Kendisi yakalandı, zannediyorum Fırat
Özçelik’ti. Geçmiş zaman içinde cezaevinde kalmış, daha sonra
tahliye edilmiş, aranan, bilinen şahsiyetti. Bu tür
olaylara karşı nitekim Terörle Mücadele Üst Kurulu'nun da başkanı
olduğum için her gün istihbarat raporları bana da geliyor.
Özellikle belli bir örgütün, henüz tam deşifre olmadığı veya
iddianameye girmediği için ismini söylemeyeyim, İstanbul'da veya
nüfusu yoğunluklu şehirlerde bazı eylemler yapacakları, bu
eylemleri yapacak kişilerin, muhtemelen filan filan kişiler
olacağı, nerelerden ne zaman giriş yapacaklarından
bahsediliyor."
"SALDIRIYLA İLGİLİ İSTİHBARAT VAR"
"Eylem olarak hatırlamıyorum ama bu tür eylemlerin
yapılabileceği konusunda zannediyorum en az bir aydan bu yana
istihbarat var. Buna karşı da emniyet güçlerimiz, kırsalda jandarma
olmak üzere hepsi gözlerini dört açıyorlar, tedbir alıyorlar,
yolları kesiyorlar, belli yerlere baskın yapıyorlar, gözaltılar
yapıyorlar. Fakat düşünün ki 14 milyonluk bir metropoldesiniz.
Kimin nerede, ne zaman yapacağını kestirmek çok zor. Ne kadar
tedbir alırsanız alın bazı olayları önlemek, maalesef güç oluyor.
Önleyebilirsek, önlüyoruz. Önleyemiyorsak anında müdahale edip
etkisiz hale getirmeye çalışıyoruz.
Hamdolsun ki Dolmabahçe’de etkisiz hale getirildi. Bu kişinin
kimliğinin kayıtlara baktığımız zaman da geçmişte DHKP/C adına
eylem yaptığı ve cezaevinde kaldığı, rahatsızlığı sebebiyle de
tahliye edildiği ve tahliyeden sonra da böyle bir eylemi
gerçekleştirmek istediği biliniyor. Daha sonra da kuzeni de
gözaltına alındı. Anlaşılıyor ki problemli aileden belli bir
ideolojik fikre saplanmış bir insan var karşımızda."
ESKİ BAKANLARLA İLGİLİ SORUŞTURMA
Başbakan Yardımcısı Arınç, "Siz hükümetinizin vicdanı olarak
tanımlanan isimsiniz. Bu oylamadan önce açıklamanızda, komisyon
üyelerine yönelik vicdanlarıyla hareket edeceklerini söylemiştiniz.
Şimdi ortaya çıkan manzaradan sonra vicdanınız nedir?" şeklindeki
soru üzerine de, "Vicdanımın ne söylediğini bana
bırakacaksınız. Çünkü bu olayın başından itibaren ben bir tavır
ortaya koydum. Bu bence hukuki tavırdır" ifadesini
kullandı.
"Öncelikle önyargılı olmamak gerekir" diyen Arınç, bu
soruşturma komisyonunun kurulmasını AK Parti’nin isteği üzerine,
diğer partilerin de katılımıyla oy birliğiyle kurulmasına karar
verildiğini anımsattı.
"Komisyonda olsaydınız ne yapardınız ya da genel kurulda
tavrınız nasıl olacak?'' şeklindeki soru üzerine, Arınç, şöyle
devam etti:
"Genel Kurul'daki tavrım esasen bütün milletvekillerine düşen
tavırdır. Elbette hukuka bakacaklar, vicdanlarına bakacaklar ve
delillerden nasıl bir kanaat edindilerse bu konuda bir karar
verecekler. Gizli oylama olduğu için herkes vicdanın,
kendisini nasıl haklı görebiliyorsa o yönde bir karar verecek.
Burada bir eksiklik var. Hukuk diyoruz, vicdan diyoruz ama iş
Meclis soruşturmasıdır. Konuşulanlar bakanlardır ve
verecekleri karar da siyasidir. Dolayısıyla milletvekillerinin de
komisyon üyelerinin de hukuka, vicdana baktıkları kadar bu işin
siyasi sonuçlarını ve siyasetin getirdiği noktayı da düşünmeleri
gerekir. Zannediyorum düşündüler."
"ÖN YARGIYLA BAKTILAR"
"Bu baskıyı bilerek ortaya koyanlar var. O da şudur; bu partiyi yıpratmanın tek yolu bunun üzerinde yürümektir. Çünkü bugüne kadar ne yaptılarsa AK Parti 13 yıldır iktidarda kalmaya devam etti. Bütün seçimleri kazandı, kazanmaya da devam edecek gibi görülüyor. Elbette siyasi sonuçları itibarıyla önümüzdeki seçimlere kadar yolsuzluk üzerinden Anayasa Mahkemesi'nde Yüce Divan sıfatıyla yargılanmak üzerinden de ateşe devam edecekler. Meseleye taa ilk günden bugüne kadar, 1 yılı aşkın zamandır, ön yargılı bakıyorlar. O gün 'hırsız' demişlerdi bugün de hırsız gözüyle bakıyorlar. 365 günde değişen bir şey olmadı. Eğer Yüce Divan'da yargılanma devam ederse seçime kadar da bunlar hırsız demeye devam edecekler. Bu çok yanlış bir şey. Masumiyet karinesi bakımından da yanlış, soruşturma komisyonunun görevine müdahale bakımından da yanlış, ihsası reyde bulunmak bakımından da yanlış."
"KENDİ VİCDANLARIYLA
DEĞERLENDİRECEKLER"
Arınç, 4 eski bakanla ilgili Meclis Genel Kurulu'nda yapılacak
oylamayla ilgili soru üzerine, "Komisyonun verdiği kararı her
milletvekilimiz vicdanında değerlendirecek. Vicdan ve siyaseti bir
araya koyacak, oyunu kullanacak. Ben söylemeyeceğim kanaatimi,
çünkü bu şöyle de olsa böyle de olsa istismar edilecek bir konu
olur. Ben arkadaşlarımın kendi vicdanlarına dayanarak hareket
edeceğini biliyorum. Ben de bana yakışanı yapacağım" dedi.
Meclis Soruşturma Komisyonu'ndaki tapelerin imhasına ilişkin
tartışmalarla ilgili olarak da Arınç, "Delil olması içtihatlara
göre de Yargıtay kararlarına göre de kabul edilmeyen bir şeyin
artık delil olmadığına göre dosyada muhafazasına gerek olmayabilir.
Herhalde Komisyon buna karar aldı veya alacak. Bence Genel Kurul
oylamasından önce almayabilirler, sonrasında da alabilirler ama
'yaptıkları iş yanlış mıdır?' derseniz, yanlış değil, belki şık
değil. Bugüne kadar muhafaza etmişsiniz, 'Genel Kurul'dan sonrasına
kadar da muhafaza edin ki tartışma olmasın' denebilir"
değerlendirmesinde bulundu.
HDP'NİN BARAJ SORUNU
Arınç, "HDP yüzde 10'a gelemedi, yüzde 9'da kaldı. Eğer HDP
parti olarak Meclis'e giremezse bu PKK'ya 'siyasetle bu iş
çözülmüyor kapısını aralar, Çözüm Süreci'ni bitirir tereddütleri
var. Ne düşünüyorsunuz?" sorusuna da şöyle yanıt verdi:
"Çok saçma ve gereksiz bir düşünce. HDP'nin bir
ayrıcalığı mı var? 2002 yılında Mehmet Ağar Doğruyol Partisi'nin
genel başkanıydı yüzde 9,5 ile baraj altında kaldı, yarım puan alsa
barajı aşacak, 50 milletvekili çıkaracaktı. Sayın Mehmet
Ağar dağa çıkmaktan mı bahsetti? Yüzde 8,5 ile 1999'da CHP barajın
altında kaldı Baykal dağa mı çıktı? 1995 benim Parlamentoya
girdiğim seçimde yarım puanla CHP barajı aştı, bunların hepsi
mümkün olmayabilir. Sen kendine güveniyorsa girersin, zaten
bağımsız adaylar yoluyla 30'a yakın milletvekili çıkartıyor, her
şeyi göze alacaksın. Yüzde 10'u millet sana verdiği zaman
sevineceksin, vermediği zaman da kendinde bir eksiklik bulacaksın.
O yüzden iyi ölçüp biçsinler, yoksa 'ortalık şuna döner, PKK terör
örgütü bunu der', bunlar boş laflar. Kendine güveneceksin, barajı
aşarsan herkes sana selam duracak, alkışlayacak, aşamazsan
'Türkiye'de karşılığı buymuş' diyeceksin.
"YÜZDE 6'YI GEÇMEZ"
"YÜZDE 6'YI GEÇMEZ"
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 9'un biraz üstünde aldılar
diye hey heyleniyorlar ama bu, oradan CHP oyları çekildiğinde,
farklı temsil gruplarının oyları çekildiğinde yüzde 6'yı geçmez.
Eğer şuna güveniyorlarsa; 'biz, bir yükselişteyiz, büyük bir atak
yapacağız ve yüzde 10'u aşacağız, saygı duymaktan başka bir şey
yapamayız ama tersine de hazırlıklı olsunlar."
Anayasa Mahkemesi'nin seçim barajına ilişkin verdiği kararın
çok doğru bir karar olduğunu yineleyen Arınç, Yüksek Mahkeme'nin
yetkisi çerçevesinde hareket ettiğini söyledi. Anayasa Mahkemesi
Başkanı Haşim Kılıç'ın, konuya ilişkin oylamaya katılmadığını,
diğer 14 üyenin de mükemmel bir gerekçeyle "biz yetkisisiz,
yetkili olan yasama organıdır" diyerek karar verdiğini
ifade eden Arınç, "Bu vesileyle Anayasa Mahkemesi'nin Sayın
Başkanına yöneltilen eleştirilerin ne kadar haksız ve yersiz
olduğunu da görmüş oluyoruz. Öyle bir karar vereceklerini de zaten
bekliyorduk ama tersi bir karar çıkar diye orantısız ve ölçüsüz
kendisine bir eleştiri yapıldı, doğrusu bunu hak etmiyor Sayın
Başkan" diye konuştu.
"DEMOKRATİKLEŞME PAKETİNİ
AÇIKLAYACAĞIZ"
Başbakan Yardımcısı Arınç, yeni bir demokratikleşme paketi
açıklanıp açıklanmayacağı sorusu üzerine de AK Parti hükümetlerinin
bir kaç tane demokratikleşme paketi çıkardığını ama yeni bir
demokratikleşme paketi diye bir şeyin bulunmadığını
söyledi.
"Demokratikleşme paketi yok ama şeffaflık ve saydamlık üzerine
mükemmel bir paketi bugünlerde açıklayacağız" diyen Arınç,
toplumsal bütünleşmenin sağlanması, terörün sona erdirilmesiyle
ilgili konularda bir yol haritası bulunduğunu, bu yol haritasına
göre yasal düzenlemelerin yapılacağını dile getirdi.
Arınç, "Bu, alıştığımız demokratikleşme paketlerinden bir
tanesi olmayacak. Birkaç maddelik bir yol haritasının ipuçlarını
veren, toplumsal bütünleşmeye yol açabilecek bir... Bürokraside ve
siyasette, siyasetin finansmanıyla ilgili mükemmel bir şey
hazırladık. Bunları Sayın Başbakan açıklayacak. AB'nin de bizden
istediği şeffaflık ve saydamlık üzerine mükemmel bir çalışmamız
var, onu yakın zamanda açıklayacağız" değerlendirmesini
yaptı.
"72 MİLLETVEKİLİ VAR"
Arınç, siyasetin ardından ne yapacağına ilişkin soruya da "Ben
bulunduğum yerdeyim ama ne gariptir bu konu sadece bana soruluyor.
Benim durumunda olan 72 milletvekilimiz var, bunlardan bir tanesi
cumhurbaşkanı oldu ama 71'i inşallah bu seçimlerde aday olmayacak.
İnşallah derken tüzük kuralı bu şekilde. Yine partim için
çalışacağız, görüşeceğiz, konuşacağız, konferanslar vereceğiz.
Üzerinizde bir siyaset sıfatı var bu da ölünceye kadar devam edecek
ama bunu Parlamentoda milletvekili veya bakan olarak yapmak şart
değil. Bir vakıfta çalışabiliriz, eli kalem tutanlar yazı yazar,
konuşmasını bilenler konuşur. Biz, AK Parti'nin tüzel kişiliğinin
her zaman güçlü, başarılı olması için bütün gücümüzle
çalışacağız. Ayrıca verilecek sivil görevler olursa onları da
memnuniyetle yaparız."