Arınçtan izinsiz dinlemeye sert tepki
Abone olDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ''Birilerinin birilerini izinsiz ve kararsız dinlemesi ayıptır, ayıp olduğu kadar büyük bir suçtur, ahlak dışı bir harekettir.
Bunun suç olup olmadığı konusunda da ceza kanunu maddeleri
mutlaka işletilmelidir, biz bundan yanayız'' dedi.
Bakan Arınç, Adıyaman Barosu'nun düzenlediği, ''Türkiye'nin
Demokratikleşme Sorunu'' konulu konferans için AK Parti Adıyaman
milletvekilleri Hüsrev Kutlu, Mehmet Erdoğan, Ahmet Aydın ve Şevket
Gürsoy ile Adıyaman'a geldi.
Adıyaman Havaalanı'da, Vali Ramazan Sodan, Belediye Başkanı Necip
Büyükaslan, İl Jandarma Komutanı Albay Ali Osman Salık, AK Parti
Adıyaman İl Başkanı Yaşar Güleş ve partililer tarafından karşılanan
Arınç, polis tören mangasını selamladı, Adıyaman Belediyesi
ekibinin halk oyunları gösterisini izledi.
Arınç, TPAO Adıyaman Bölge Müdürlüğü Tesisleri'ndeki öğle yemeğinin
ardından Adıyaman Valiliğini ziyareti sırasında bir gazetecinin,
''telefonların izinsiz dinlenildiği'' iddialarına ilişkin sorusuna
şu yanıtı verdi:
''Kanunsuz dinlemeler, özel hayatın gizliliğine, kişilik haklarına
aykırı olarak yapılan izinsiz dinlemeler, Türk Ceza Kanunu'na göre
suçtur. Bunların Ceza Kanunu'nda suç sayılan eylemleri, iki gün
önce yaptığımız Bakanlar Kurulu toplantısı ile cezaları artırılarak
TBMM'ye sevk edilmiştir. Yani, eskiden 3 aydan 6 aya veya 6 aydan 1
yıla kadar olan izinsiz dinlemeler veya özel hayata müdahaleler,
artık 2 yıl ile 3 yıl arasında cezaya muhatap olacaklar. Biz bu
konuda, izinsiz dinlemelerin suç olduğunu, bu suçun da büyük bir
karşılığının olması gerektiğini düşünüyoruz.
Ancak, mevcut yasalar içinde savcıların talebi, hakimlerin karar
vermesi ve yine resmi bir kurum olan İletişim Daire Başkanlığının
da dinlemeyi süreli olarak yapması, bunun sonunda da eğer suç
teşkil eden bir eylem tespit edilememişse adı geçen kişiye
bildirilmesi şeklinde, geçtiğimiz yıllarda çıkartılan kanuna uygun
yasal dinlemeler yapılıyor.''
ABARTILI HABERLER
Arınç, son günlerde dinlemeler konusunda abartılı haberler
yapıldığına işaret ederek, şunları anlattı:
''Maalesef son günlerde, hiç gerçek olmadığı halde, abartılarak,
adeta bir propagandaya dönüştürülerek herkesin dinlenildiği,
Yargıtayın bile dinlenildiği konusunda yayınlar yapılmaktadır. Bu
yayınların temelde iki hedefi vardır: Bir, gündem saptırmak...
Türkiye, demokratik açılımla ve Mecliste yaşananlarla belli bir
odağa kilitlenmişken, bundan zarar gördüğünü düşünen birtakım
çevreler dikkatleri başka yöne çekmek istiyorlar. İşin bir başka
boyutu da ismi geçen birkaç kişi ile ilgili yapılan yasal
takibatların seyrini değiştirmektir. İsimlerini vermeyeceğim,
bunlar her gün boy boy fotoğrafları yayımlanan, televizyonlarda da
adeta bir televizyon dizisi gibi herkesin belleğinde yer etmiş bir
kaç kişidir.
Yargıtay Kanununa göre, Yargıtay üyeleri başkan ve başkan
vekilleri, özel olarak sadece Bakanlar Kurulu kararı ile
dinlenilebiliyor. Böyle bir karar da dinleme de yok ama bunun
dışında kalan hakim ve savcılar, haklarında herhangi bir suç örgütü
ile ilişkili veya herhangi bir suçun aydınlatılmasına yönelik ciddi
bir delil, emare veya şüphe bulunuyorsa savcı yargının bir
mensubudur, hakimden elindeki delillere göre o kişinin belli bir
süreyle dinlenmesini talep ediyor. Hakim, eldeki bilgi ve
belgeleri, bu şüphe için yeterli görüyorsa dinleme kararı veriyor.
Talep eden savcı, karar veren hakim, dinleyen de resmi kurum, bunun
başında da bir savcı var. Kimin, kimden şikayet etmeye hakkı
var?''
GEÇMİŞTE YAPILAN DİNLEMELER
Arınç, her meslekten yanlış yapanlar olabileceğine dikkati çekerek,
şu görüşleri dile getirdi:
''Geçmişte, her meslekte yanlış yapanlar olabilir, suç işleyenler
olabilir. Bu, mülki amirler içinden de olabilir, hakim ve savcılar
içerisinden de olabilir, başka kurumların içinden de olabilir. En
baştakinden en uçtaki memura kadar yanlış yapan, suç işleyen, hata
işleyen insanlar olabilir. Bunların yasal olarak takip edilmesinde,
dinlenilebilmesinde hiçbir mahsur yoktur, bütün dünya bunu
yapıyor.
Geçmişte de bu dinlemeler sebebiyle İzmir'de bir ağır ceza
mahkemesi başkan ve üyesi, Yargıtayın da iki üyesi hakkında davalar
açılmış, ikisi emekli olmuş, biri de mahkum olmuştur. Demek ki
yasal dinlemelerle suç işlendiği konusunda, bilgi ve belgeler de
toplanabiliyor. Yani kopartılan bu kadar gürültü, 'biz daha rahat
etmek istiyoruz, kesinlikle hiçbir şekilde dinlenilmeyelim'
endişesi ise yok, öyle bir şey yok. Hukuk devletinde buna izin
veren maddeler var. Kimse bunun dışında kalamaz.
Sadece özel görev yapan bazı insanlar hakkında, dinleme konusunda
alınmış özel tedbirler vardır. Bunlara dikkat edildiği sürece, bu
konuyu şikayet konusu yapmak doğru değildir.''