Arınç'tan Gezi açıklamaları
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Gezi olaylarının 1. yıldönümünde açıklamalar yaptı.
Bülent Arınç, maskeli protestocuların tespit edilmesini
isteyen Kılıçdaroğlu'na destek çıktı.
Arınç, Gezi olaylarının acı getirdiğini ve anılacak tarafı olmadığını söyledi.
Kestel Belediye Başkanı Yener Acar'ı makamında ziyaret
eden Arınç, yaptığı konuşmada, 30 Mart'ta görevine yeniden
seçilmesinden dolayı onu tebrik ederek başarılar diledi.
Bu ilçeye daha önce geldiğinde, Toplu Konut İdaresi (TOKİ)
konutlarının anahtarlarını hak sahiplerine teslim ettiğini
hatırlatan Arınç, "Bence TOKİ'nin başarılı uygulamaları içinde
Kestel örneğini sayabiliriz, nadir, başarılı örnekleri içinde
Kestel'i en güzel bir yere koyabiliriz. Kestel'de inşallah daha
güzel işler yapacağız. Belediyemizle kamu yatırımları itibarıyla
her zaman Başkanımızın yanında, desteğinde olacağız"
değerlendirmesinde bulundu.
Bir gazetecinin, Gezi Parkı'nda olayların başlamasının üzerinden
bir yıl geçtiğini anımsatması üzerine Arınç, bunun anılacak,
övülecek bir yanının bulunmadığını söyledi.
ANILACAK TARAFI YOK AMA ÜZÜNTÜYLE
HATIRLAYABİLİRİZ
Söz konusu süreçte acı ve üzüntü verici olaylar yaşandığını dile
getiren Arınç, şöyle devam etti:
"Başlangıcından itibaren sürecin içinde bulunan bir arkadaşınız
olarak Taksim'de, Gezi Parkı'nda veya o çevrede başlatılan ama
sonunda insanlarımızın ölümüne yol açan, bir kısmının ölümcül
yaralar almasına yol açan, kamu mallarının tahrip edilmesine yol
açan ve bize acılar getiren o olayların anılacak bir tarafı yok ama
üzüntüyle hatırlayabiliriz. Orada başlayan ve süreç içinde bütün
Türkiye'nin hatta bütün dünyanın, çok iyi biliyorum ki uluslararası
basın kuruluşları sanki çok önceden bazı şeyleri haber almışlar
gibi Taksim Meydanı'nı gören yerlerde konuşlandılar ve hayatlarında
hiçbir yerden 10 dakikadan fazla canlı yayın yapmayan yayın
kuruluşları saatler boyunca savaş muhabirlerinin eşliğinde
Türkiye'de bir olağanüstülük yaşandığını ispatlamaya gayret
ettiler."
AMACINA ULAŞAMADI
Olayları her yönüyle tahlil ettiklerini vurgulayan Arınç, bu konuda
çıkardıkları dersler olduğunu anlattı.
Herkesin görebileceği noktalar da bulunduğunu ifade eden Arınç,
"Bunları burada tekrar konuşmayacağım ama 31 Mayıs'ı ile 1, 2, 3,
4, 5 Haziran'ı ile yaşanan olaylar Türkiye'ye çok şey
kaybettirebilecekti ama hükümetimizin kararlı ve olayları
yatıştıran, olayların daha da büyümesini engelleyecek güvenlikli
yönetimi sayesinde amacına ulaşamadı" ifadesini kullandı.
Arınç, 3-5 ağaç bahane edilerek başlayan süreçte daha sonra acı
olaylar yaşandığını belirterek, Türkiye'nin her yerine sirayet
ettiğini söyledi.
1 YIL ÖNCE ÖYLE DEMİYORDU AMA BUGÜN ÇOK GÜZEL BİR ŞEY
SÖYLÜYOR
Bu gelişmeler sırasında sosyal medyanın nasıl kötüye kullanıldığı
ve insanların suç işlemeye nasıl tahrik edildiğinin de görüldüğüne
dikkati çeken Arınç, şöyle konuştu:
"Olayların içinde müdahil olarak bulunan bir arkadaşınız olarak
söyleyeyim, tekrar bu tür olayların yaşanmasını arzu etmem. Bu ve
buna benzer olaylar, Türkiye'nin huzur ve esenliğine, Türkiye'nin
barışına, ilerlemesine, büyümesine, güçlenmesine hizmet etmez.
Türkiye, demokratik bir ülkedir, hukuk devletidir. Herkesin
toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkı vardır. Bunun için izin
almasına da gerek yoktur. Sadece elbette hukuk çerçevesinde, kırıp
dökmeden, yasa dışı örgütlerin silahlı eylem alanı haline
getirmeden, insanların mal ve can güvenliğine hiçbir zaman tehdit
oluşturmadan bunların yapılması gerekir. Eğer bugün bu olayı
hatırlayacaklar varsa bence herkesin aldığı derslerden yola çıkarak
bugünü yine cana, mala, zarar verebilecek bir noktaya getirmeden
sadece belki o günün hatırasını barışçı yöntemlerle ortaya koymak
gerekir. Dün Sayın Kılıçdaroğlu'nun sözünü ben doğrusu önemsiyorum.
Bir yıl önce öyle demiyordu ama bugün çok güzel bir şey söylüyor;
'Hiç kimse yasa dışı örgütlerin faaliyetine izin vermesin, eğer
yüzlerini gizleyenler varsa bunları teşhir etsin, bunlarla birlikte
olmasın.' Bir yıl öncesi konuşulmayan ama bir yıllık süreçte
herkesin aldığı derslerden bugün ben de söylüyorum ki yine oralarda
yasa dışı eylem yapmak, ortama zarar vermek, Türkiye'nin imaj ve
itibarını zedelemek isteyenler olabilir. Güvenlik güçleri elbette
gereğini yapar ama hiçbir masum vatandaşımızın, hukuk ve kanun ve
nizamlar dışına çıkmadan hareketlerini bitirmesi gerekir."