Arınç’tan, çözüm sürecine ilişkin değerlendirme
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çözüm sürecine ilişkin İzmir’de değerlendirmelerde bulundu. Arınç; “Biz ‘olacaktır’ diye gidiyoruz ama bir...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çözüm sürecine ilişkin
İzmir’de değerlendirmelerde bulundu. Arınç; “Biz ‘olacaktır’ diye
gidiyoruz ama bir yerden kırıldı diyelim tekrar başa döneceğiz.
Herşeyi dört dörtlük yapmak, herşeye dört dörtlük tarih, saat
vermek noktasında değiliz ki. Yaptığımız iş asimetrik bir iş”
dedi.
Müstakil Sanayiciler Derneği (MÜSİAD) İzmir Şubesi tarafından
Hilton Oteli’nde düzenlenen ‘2023 Yolunda Engellerin Hoşgörü ve
Diyalog Zemininde Çözümleri’ konulu konferansa katılan Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, PKK terör örgütünün çekilmesi ile başlayan
çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Zaman zaman
çeşitli açıklamalarından dolayı eleştirildiğini ifade eden Arınç
terörün ayrılıkçı yanını anlattı. Arınç, “ Bu ayrılıkçı terör son
30 yılımızla ilgilidir. Ben televizyonda konuştuğumda bazı
gerçekleri anlattığım için eleştirildim. Türkiye’de kayıp bir nesil
olduğunu söyledim. Maltepe Tapu Kadastro Meslek Lisesi’nde okuyan
üç öğrenci vardı. Bunlar okulun yurdunda kaldı. Bunların isimleri
Yakup, Durmuş ve Abdurrahman’dı. Üçü de dindar ve namaz kılan
kişilerdi. Durmuş, Durmuş Yılmaz’dı Merkez Bankası Başkanı oldu.
Yakup, Yakup İnce ise mühendis oldu ve yıllarca Mekke ve Medine’nin
su işlerini yaptı. Şimdi üç kişinin bir araya geldiği noktada kader
çizgilerini bakın. Abdullah ise Abdullah Öcalan’dı. Ben bunu
söylerken Abdullah Öcalan’ı met etmek için söylemiyorum.
Anadolu’dan gelen pırıl pırıl gençlerin o dönemde eline silahları
aldığını bilirim. Nasıl birbirini boğazladığını bilirim. Bizi
kardeş kavgasına farklı kanallara yöneltmek istediklerini bilirim.
Her dönemde farklı ideolojiler gençleri elde etmeye devam etti”
dedi.
KARIŞTIR BARIŞTIR SAVAŞMA SEVİŞ FORMULLERİ
‘Apocular’ çatısı altında toplanarak kanlı eylemler
gerçekleştirdiğini ifade eden Arınç, “Öcalan ve yandaşlarının
zamanla ’80 darbesinden sonra karıştır - barıştır formulleri veya
savaşma seviş formülleri ile bunlar biraz örselendi, biraz
yumuşatıldı ama yine her dönemde farklı ideolojiler gençlerimiz
elde etmek için çok büyük çabalar sarf ettiler. Öcalan ve
yandaşları apocular diye bir grup kurdu. O dönemde bunları kim
yönetti bilmiyorum. Apocu’lar Köroğlu gibi onu bunu basalım
parasını alalım gibi düşünceyle çıktılar. Ama 80 yılından sonra
Türkiye’de çok feci olaylar yaşandı” dedi.
“TERÖR DEVAM EDİYOR”
AK Parti hükümeti döneminde terörün konuşlandığı alanlara yapılan
operasyonlarla girildiğini aktaran Arınç, şöyle konuştu: “Terör var
ve devam ediyor. Teröre olan yerel güç eksilmiyor. Bizim dönemimiz
dışında girilemeyen boğazlar girilemeyen yeler vardı. Son 3 yılda
ne mağara ne boğaz kaldı. Her yere girildi. Şuan ki komuta kademesi
askerinin başında kalarak askerine destek verdi. Orgeneraller dahi
askerinin başında kaldı. Ama terör bitmedi. Bu yüzden önemli iş
örgütün eleman kazanmasının önüne geçmektir. Sadece dağa çıkan
değil pek çok yerden destek var.”
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın 14 yıldır hapiste olduğunu
hatırlatan Arınç, "İlk yakalandığı Kenya’dan getirildiği zaman can
havliyle ’Ben size hizmet edebilirim, siz de beni kullanın’ diyen
bir adamdan acaba istifade etmek mümkün müdür diye düşündük, ayıp
etmedik doğru yaptık. Akıllı olan da bunu yapar zaten. O, orada
duracak örgütü yönetecek, vahşetler devam edecek. Peki aksi mümkün
mü? Aksi mümkün olacaksa bundan istifade etmemek ne kadar doğru, bu
kanaate geldik. Bütün dünyada, bütün ülkelerde olduğu gibi servis
olarak, gizli servisler olarak Öcalan’la irtibat kurmak ve
kendisinin örgütle ilişkisini olumlu bir noktaya getirebilmek
imkanı var mı diye düşünüldü, var olduğu görüldü. Temaslar devam
etti. Milletvekilleri, BDP’liler devreye girdi, mesajlar gidip
gelmeye başladı. 5 ay içinde çok olumlu beklediğimiz bir noktaya
geldik" diye konuştu.
“GELİNEN NOKTA OLUMLU”
Hükümet olarak amaçlarının Türkiye’de silahlı grupların kalmaması
olduğunu söyleyen Arınç, “Sırtlarında, ellerinde silahlarla
geldikleri yerlerden, bildikleri yollardan gidiyorlar. Önemli olan
gitmeleri. Önemli olan Türkiye’de artık silahlı grupların
kalmaması. Bu biticek mi hayır. Bir de bunun 3. kademesi de var.
Silahlar sussun demiyoruz, silahlar susar, bir gün konuşur.
Silahlar bırakılsın. Artık örgüt silahlı eylem yapmaktan vazgeçecek
ve Türkiye’de siyaset yapma imkanı olanlar siyaset yapsınlar,
fikirlerini söylesinler ve demokrasi içerisinde bize ne kadar
aykırı gelse de şiddetin, silahın olmadığı bir yöntemle yola devam
etsinler diyoruz. Gelinen nokta bize göre olumlu noktadır”
dedi.
“BİR SÜRÜ CİYAK CİYAK BAĞIRAN VAR”
Sürecin akıbetine ilişkin herkesin meraklı bir bekleyiş içerisinde
olduğunu dile getiren Arınç, “ Birileri başka türlü gösterebilir.
Bir sürü laf ebesi var, bir sürü ciyak ciyak bağıran adam var,
sadece bağırıyorlar. Onların hiçbir ciddiyeti yok. Bütün şehit
cenazelerinde iki şeyi duydum. Birincisi ’Bunu yapan hainlere
cezalarını verin’, ikincisi ’Ne yapın ne yapın bundan sonra kan
dökülmesin, anneler ağlamasın, başka acılar olmasın’. Ama şunu
duymadım. ’Benim oğlum öldü, bütün askerler ölsün, bütün gençler
ölsün, herkes yok olsun, benim başıma düşen ateş herkesin başına
düşsün.’ Hiçbir şehit yakını bunu söylemedi. Bu Türk milletinin
asaletindendir. Hiçbir gazi, ayağı kopmuş, gözü çıkmış, mayına
basmış hiçbirisi ’Benim kolum gitti, bacağım gitti’ diye dua
etmedi. ’Cezalarını verin ve çözün ki başkaları kurtulsun.’
Cezalarını verme konusunda hükümet, devlet, emniyet, kolluk
kuvvetleri herşeyi yaptı. Kimisi etkisiz hale getirildi, kimi
yakalandı, kimi teslim oldu. Yapılabilen yapıldı ama iş bitmedi.
İkincisini yapmamız lazım. Bu iş nasıl çözülecekse o yolda da
hepimizin gayretli olması lazım. Hükümete güvenmek ama onu olumlu
konularda yönlendirmek hepimize görevdir" ifadelerini kullandı.
“YAPTIĞIMIZ İŞ ASİMETRİK BİR İŞ”
Toplumda sürece peşinen karşı çıkan kesimlerin olduğunu hatırlatan
Arınç, atılan adımlarla herkeste bir memnuniyetlik olduğunu
açıkladı. Arınç, şöyle konuştu:
"Dört aydan beri bir cinayet haberi duymuyorsunuz diye üzülenler mi
var bu ülkede. Sevinmemiz gerekmez mi- Herkeste memnuniyet var. Siz
bundan niye uzaksınız- Siyasi sebeplerle veya başka şeylerle. ’Peki
ama bu gerçekten olacak mı? Başka şansımız yok. Biz ‘olacaktır’
diye gidiyoruz ama bir yerden kırıldı diyelim tekrar başa
döneceğiz. Herşeyi dört dörtlük yapmak, herşeye dört dörtlük tarih,
saat vermek noktasında değiliz ki. Yaptığımız iş asimetrik bir iş.
Savaş tabirini kullanmayacağım. Çünkü savaş halini onlar istiyorlar
bu bizim terminolojimiz değil. Asimetrik dediğimiz şey, usullere
uygun olmayan bir mücadelenin içindeyiz veya konvansiyonel
silahlarla bu işi yapmıyoruz biz. Onların avantajları farklı,
bizimkisi farklı. Onların elindeki aktörler argümanlar farklı bizim
elimizdekiler farklı."
ALINAN TEDBİRLER
Türkiye’den çıkma sürecinin tamamlanması için gereken tedbirlerin
alındığına da açıklık getiren Arınç konuşmasını şu sözler ile
noktalandı:
“ Bu işten zarar göreceğini düşünen terör örgütü, destekçileri
olabilir ve onlar bir yerde bu işi sabote edebilirler ama biz
sabote edilecektir diye yoldan dönmüyoruz, kendi yolumuza doğru
bildiğimiz yola devam ediyoruz. Şimdilik çözüm süreci konusunda
ikinci aşama daha tamamlanmadı. Silahlı unsurların çekilmesi yeni
başlamış olabilir. Bir süre daha devam edecek. Türkiye’de bin 800-2
bin civarında bunların bulunduğu biliniyor. Bunların şüphesiz
herşey göz önünde tutularak dışarıya çıkışları bir kontrol
mekanizması içerisinde gidiyor ama 1993-1995-2000’lerde yaşanan
olayların yaşanmaması için ve bu çekilme sürecinin, Türkiye’den
çıkma sürecinin tamamlanması için gereken tedbirler alınıyor.
Bundan sonra tamamen silahlardan arındırılmak ve fikir siyaset
yolunun açılmasıyla Türkiye’nin tekrar huzura kavuşması
gelebilir.”
(İHA)