Arınçtan büyük destek
Abone olTBMM Başkanı Bülent Arınç, TBMM Araştırma Komisyonu Başkanı Sıvacığoğlu'na destek çıktı
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova'da
meydana gelen olaylarla ilgili olarak kurulan TBMM Araştırma
Komisyonu Başkanı Musa Sıvacıoğlu'nun, Mehmet Ali Altındağ'ın
ifadelerini Van Cumhuriyet Başsavcılığı'na göndermesinde bir
haksızlık, hukuka aykırılık bulunmadığını söyledi.
Arınç, ''İsteyen bir sivil toplum kuruluşu, medya organı değildir.
İsteyen, her istediği bilgiyi her yerden almaya yetkisi olan
cumhuriyet savcılığıdır'' dedi.
TBMM Başkanı Arınç, Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın
toplantısında, Hırvatistan'a gerçekleştirdiği ziyareti
değerlendirdi.
İkili ilişkilerin geliştirilmesi bakımından ziyaretin son derece
yapıcı ve yararlı olduğunu ifade eden Arınç, ziyaret sırasında
Parlamento Başkanı Vladimir Şeks, Cumhurbaşkanı Stefan Mesiç,
Başbakan Ivo Sanader, Hırvatistan Parlamentosu Dış Politika
Komitesi Başkanı Gordan Yandrokoviç, Avrupa Entegrasyonu Komitesi
Başkanı Neven Mimitsa ve Hırvatistan-Türk Parlamentolararası
Dostluk Grubu Başkanı Mario Zuboviç ile görüştüğünü kaydetti.
Görüşmelerde, mevcut işbirliği, karşılıklı anlayış ve güvenin
oluşturduğu imkanlardan bölge istikrarı ve kalkınması açısından
daha etkin bir şekilde yararlanılabilmesi için atılması gereken
adımların ele alındığını belirten Arınç, AB'ye tam üyelik
sürecindeki iki ülke olarak karşılıklı dayanışma, işbirliği içinde
olmayı ve bu alandaki tecrübeleri paylaşmayı kararlaştırdıklarını
anlattı.
BM Güvenlik Konseyi'nin geçici üyeliklerine iki ülkenin de aday
olduğunu ve bu konuda karşılıklı destek konusunda varılan
mutabakatın da teyit edildiğini ifade eden Arınç, Hırvatistan'ın
NATO'ya üyeliği konusunda Türkiye'nin desteğini de yinelediğini
kaydetti. Arınç, görüşmelerde, Balkanlar ve Ortadoğu'daki
gelişmelerin değerlendirildiğini, hükümetin Kıbrıs konusunda ortaya
koyduğu son yaklaşımın da ilk elden açıklandığını belirtti.
Arınç, parlamentolar arası ilişkilerin yanı sıra siyasi, ekonomik,
ticari ve kültürel alanlardaki ilişkilerin daha ileri düzeylere
çıkarılması yönündeki ortak iradenin de ortaya koyulduğunu
vurguladı.
''KOMİSYON MECLİS'İN ORTAK KARARIDIR''
Arınç, bir gazetecinin, ''Şemdinli'deki olayları araştırmak üzere
kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'na ifade veren Mehmet Ali
Altındağ'ın ifadesinin Komisyon Başkanı tarafından Van Cumhuriyet
Başsavcılığı'na göndermesiyle'' ilgili soruyu yanıtlarken,
Anayasanın 98. maddesinin TBMM'nin bilgi edinme ve denetim
mekanizmasının işleyişini düzenlediğini belirtti.
Bunlardan birinin de Meclis araştırması olduğunu ifade eden Arınç,
bunun Türkiye'de ilk defa yapılan bir şey de olmadığını
kaydetti.
Şemdinli olaylarının ardından öncelikle TBMM İnsan Hakları
Komisyonu'nun bu konu üzerinde çalışma başlattığını anımsatan
Arınç, daha sonra mecliste grubu bulunan 3 siyasi partinin konuyla
ilgili verdikleri önergeler doğrultusunda bir araştırma
komisyonunun kurulduğunu anlattı. Arınç, şöyle konuştu:
''Dolayısıyla, Meclis'te grubu bulunan 3 siyasi partinin bu konuda
tam bir mutabakat içinde olduğunu söyleyebilirim. Bu komisyonun
kurulması Meclisimizin kararıdır. Bu karar oy birliğiyle alınmıştır
ve böyle bir komisyonun kurulmasında fayda görülmüştür. Dolayısıyla
böyle bir komisyonun kurulup kurulmaması yönündeki tartışmaların
çok yersiz olduğunu söylemek istiyorum.
Ancak, Meclis araştırmasının Anayasamızın 138. maddesi gereğince
yargıya intikal etmiş olan bir konu hakkında kurulup kurulmayacağı
da tartışılmıştır. Biz aslında Meclis Başkanlığı olarak, Kanunlar
Karalar Dairesi olarak ön incelememizi yapıyoruz. Ancak Anayasa'nın
138. maddesinde kapsam içine alınan konu, Meclis Araştırma
Komisyonu'nun kurulmasına engel değildir.'' Arınç, 138. maddeye
girer mi, girmez mi tartışmalarının zamanında yapıldığını ve
1970-1980'li yıllarda Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararlarda
meclis araştırma komisyonunun kurulmasına bir engel olmadığına
karar verildiğini belirterek, Anayasa'nın 98. maddesinde de meclis
araştırmasının belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan
incelemeden ibaret olduğu şeklinde tarif edildiğini belirtti.
Arınç, ''Maalesef yanlış bir anlama Meclis içinde ve dışında,
özellikle medyada spekülasyon ve yanlış anlaşılmaların devam
etmesine neden oluyor. Meclis araştırması ve meclis soruşturması
birbirinden farklıdır. Kurduğumuz soruşturma komisyonu değildir,
komisyonun vazifesi belli bir konuda meclisimizi
bilgilendirmektir'' diye konuştu.
''HUKUKA AYKIRILIK YOK''
Komisyon'un Mehmet Ali Altındağ'ı dinlediğini anımsatan Arınç,
şöyle devam etti:
''Meclis Araştırma Komisyonu bir insanı zorla getirtemez, yeminli
olarak ifadesini de alamaz. Komisyonun yaptığı şey sadece o konuda
bilgisini tespit etmektir. 'Bir konu hakkında ne biliyorsunuz?'
diye sorulmuştur. Tahmin ediyorum ki o da bildiklerini söylemiştir.
Komisyonun yönetimi başkana aittir, kararlar çoğunlukla alınır. Bir
yer, bu bilgi verme tutanağını istemiş. Neresidir bu yer? Bir
Cumhuriyet Savcılığıdır. Komisyon Başkanı, kendi ifadesine göre,
talep geldikten 2 gün sonra ifade tutanağını isteyen cumhuriyet
savcılığına göndermiştir.
Soruyorsunuz, 'gönderebilir mi, gönderemez mi' El hak gönderebilir.
Komisyon Başkanı'nın yaptığı işlemde bir haksızlık, hukuka
aykırılık yoktur. İsteyen bir sivil toplum kuruluşu, medya organı
değildir. İsteyen, her istediği bilgiyi her yerden almaya yetkisi
olan cumhuriyet savcılığıdır. 'Niçin istedin, bunu istedin de niye
öbürlerini istemedin?' diye sormak hem doğru değil hem de konuyla
ilgisi olan bir şey değil.
Dolayısıyla arkadaşımıza cumhuriyet savcılığından böyle bir talep
geldiğinde, bunun karşılığında kendisine verilmiş olan ifade
tutanağını göndermiş olmasında iç tüzüğümüze bir aykırılık
görmüyorum. Bu konuda, 'komisyon toplanmalı ve çoğunluğa göre karar
almalıydı' diyenler de bence isabetli bir yorum yapmıyorlar. Her
konuda komisyon karar almaz. Günlük, rutin işlerde başkan kendi
yetkisini kullanabilir. Bir ifadenin bir yerden istenmiş olması,
onun da istenilen yere gönderilmiş olması, komisyonun toplanarak
çoğunlukla karar almasını gerektirmez kanaatindeyim. Geçmiş
uygulamalara bakarak bunu söylüyorum. Bolu Cumhuriyet Savcılığı da
Mersin Cumhuriyet Savcılığı da bir şey isteyebilirdi. Nereden bu
talep geldi, hangi savcı bu talepte bulundu, her halde biz niyet
okuyucusu değiliz. Resmi bir kurumdan, amme adına yetki kullanan
bir kurumdan bir talep gelirse, bunu vilayet de yerine getirir,
araştırma komisyonu da meclisimize sorulsa sekreterliğimiz de
yerine getirebilirdi.''