Arınç'tan bombardıman yorumu
Abone olBülent Arınç, Irak sınırında 35 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan bombardımanla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Bülent Arınç, 35 kişinin yaşamını yitirmesiyle
sonuçlanan bombardımanla ilgili olarak "Eğer bir ihmalin bir
kusurun veya bir kastın içindeyse mutlaka bunu yapanlar ortaya
çıkarılır ve sonuçlarına katlanırlar" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Irak sınırındaki olayla ilgili
olarak, "İdari ve adli soruşturmanın sonucunu bekliyoruz. Eğer bir
ihmalin bir kusurun veya bir kastın içindeyse mutlaka bunu yapanlar
ortaya çıkarılır ve sonuçlarına katlanırlar. Bunun dışında olaya
bir siyasi boyut vermek bu boyut üzerinden hükümete yüklenmek doğru
değildir" dedi.
Arınç, Bursa Yüksek Hızlı Tren Projesi'nin TCDD Genel
Müdürlüğündeki imza törenin ardından gazetecilerin gündemdeki
konulara ilişkin sorularını yanıtladı.
Irak sınırındaki olayın fevkalade üzücü olduğunu dile getiren
Arınç, konuyla ilgili ilk açıklamaların Genelkurmay Başkanlığı ve
AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik tarafından yapıldığını anımsattı.
"Genelkurmay Başkanlığımız esasen her olaydan sonra adli ve idari
soruşturmanın yapıldığını kabul ediyor, söylüyor. Bu doğaldır,
doğal bir sonuçtur" diyen Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tabii burada terörist mi yoksa kaçakçı mı oldukları, yani zaman
zaman giderek mazot veya sigara kaçakçılığı yaptığı bilinen
şahıslar, konusunda bir tartışma var. Ne olursa olsun 35 kişinin
hayatını kaybettiği bir olayın mutlaka soruşturulması gerekir.
Basına yansıdığı kadarıyla genç yaşta ve aileden kişiler oldukları
ve bu işi geçimlerini sağlamak üzere yaptıkları söyleniyor. Elbette
üzücüdür. Bir insanın hayatını kaybetmesinden daha üzücü ne
olabilir? Biz olayın hem adli boyutunun mutlaka incelenmesini ve
soruşturulmasını hem de idari bakımından bir ihmal bir hata var
mıdır bunların soruşturulmasını bekliyoruz. Bunların sonuçlarını da
kamuoyuyla paylaşırız."
SONUCUNA KATLANIRLAR
Bölgeye kabineden bir bakanın gidip gitmeyeceğinin sorulması
üzerine, "Şu anda bilgim yok" yanıtı veren Başbakan Yardımcısı
Arınç, gazetecilerin, "BDP 3 günlük yas ilan etti. Muhalefetten
İçişleri Bakanı'na istifa çağrıları var ve 'Hükümet özür dilesin'
şeklinde açıklamalar var" denmesi üzerine şunları söyledi:
"Yas ilan edebilirler bu insani bir olaydır. Ama bunu vesile ederek
Türkiye'nin güvenliğini bozabilecek hiçbir davranışa girmemek,
katılmamak gerekir. Olayın insani boyutuna bakmamız lazım. Çünkü
Türkiye terörle mücadele ediyor. Bu mücadele sırasında bu ve buna
benzer olaylar yaşanmış olabilir. Eğer bir ihmalin bir kusurun veya
bir kastın içindeyse mutlaka bunu yapanlar ortaya çıkarılır ve
sonuçlarına katlanırlar. Bunun dışında olaya bir siyasi boyut
vermek, bu boyut üzerinden hükümete yüklenmek doğru değildir diye
düşünüyorum. Hepimiz adli ve idari soruşturmanın sonuçlarını
beklemeliyiz."
Arınç, muhalefetin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'e yönelik
eleştirilerini de "Elbette bir bakanımızın sorumluluğundan
bahsediliyorsa bunu muhalefet partileri dile getirebilir ve
Meclis'teki denetim mekanizmalarını çalıştırabilir. Ama bildiğiniz
gibi sınır dışında bir olay 35-40 kişiyi kapsayan bir olay.
İnsansız hava araçlarıyla yer bildirilen, koordinat bildirilen bir
olay ve Hava Kuvvetlerine bağlı uçaklar tarafından bir bombalama
var. Bundan dolayı İçişleri Bakanı'nın sorumluluğu nedir. Bunu öne
süren arkadaşlardan da bunu öğrenmek isteriz" değerlendirmesinde
bulundu.
VEKİLE MAAŞ ZAMMI
Arınç, emekli milletvekili maaşlarına ilişkin yasal düzenlemenin
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından TBMM'ye yeniden görüşülmek
üzere iade edildiğinin anımsatılarak, "Cumhurbaşkanı'nın
hassasiyetleri gözetilecek mi? Yasa aynen iade edilebilir mi" diye
sorulması üzerine şunları kaydetti: "Çok ibret verici sonuçlar
ortaya çıkıyor. Kısa süre önce sporda şiddet ve düzensizliğin
önlenmesine ilişkin bir kanun değiştirilmişti. Bu kanun değişikliği
4 partinin imzaladığı kanun teklifiyle geldi. Bu kanun teklifi
kabul edildi. Sayın Cumhurbaşkanı ölçülü ve caydırıcı olmadığı için
geri göndermişti. Bu geri gönderme üzerine muhalefet partisi
liderlerinin Cumhurbaşkanımız için söylediklerini herhalde
hiçbiriniz unutmadınız. 'Bugüne kadar niye hiç göndermedin de bunu
gönderiyorsun? Neden bizim işimize karışıyorsun?' Adeta
Cumhurbaşkanımızı eleştiri bombardımanına tutmuşlardı. Şimdi aynı
muhalefet liderlerinin haline bakınız. Birisi mektup yazıyor, öbürü
ricada bulunuyor, 'Aman ne olur bunu gönderin' diye. Birincisini
geri göndermişti üzerine çullanmışlardı, ikincisini geri göndersin
diye de ricada bulunuyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız hukuka bağlı
bir insandır. Hukukçuları var. Her kanun tasarı ve teklifini
imzalarken mutlaka anayasaya uygunluk ve diğer yasalar bakımından
inceleme yapmaktadır. Bu kez de gördüğünüz gibi sağda solda
konuşulanların hiçbirine, sadece siyasi boyutuyla değil, hukuki
boyutuyla bakarak bir karar verdi. 'Bundan sonra Meclis ne yapar?'
derseniz, biliyorsunuz bir sözümden sonra dilim yanmıştı.
Dolayısıyla 'Meclis gerekeni yapar' dersem herhalde en güzel
cümleyi kurmuş olurum."