Arınç’tan Balyoz değerlendirmesi
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Bireysel başvuru olmasaydı bugün yaşadığımız olayı yaşamamış olacaktık.” dedi. <br/>Başbakan Yardımcısı A...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Bireysel başvuru olmasaydı
bugün yaşadığımız olayı yaşamamış olacaktık.” dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, BGC’nin ödül gecesinde yaptığı konuşmada
Balyoz kararını değerlendirdi. 12 Eylül referandumu ile birlikte
Anayasa Mahkemesi’nde yaptıkları değişikliklerle bireysel
başvurunun önünü açtıklarını anlatan Arınç, “Aynı zamanda pek çok
Avrupa ülkesinde olan ama bizde o zaman bile düşünülemeyen bireysel
başvuru hakkı tanındı. Bu da yürürlüğe girdi. Anayasa, Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslararası anlaşmalar içerisinde
herhangi bir hak ihlali olduğunda AİHM’e gitmeden masraf dahi
yapmadan Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyor. Bundan önce uzun
tutukluluk süreleri itibariyle dün verilen kararlar da hak ihlali
noktasında Anayasa Mahkemesi bazen oy birliğiyle, bazen oy
çokluğuyla önemli kararlar verdi. Bir davanın 20 yıllık, 18 yıllık
hükümlüsü olan kişiler bugün hepsi tahliye edildi. Siyasi noktadan
bakarsak bunu yanlış bulanlar olduğu gibi doğru bulanlar ve
alkışlayanlar da olacaktır. Ama bireysel başvuru olmasaydı bugün
yaşadığımız olayı yaşamamış olacaktık. Dolayısıyla bunu bir ileri
demokrasi noktası görüp, birey haklarını genişleten bir iş olarak
kabul edenler bence bugün kazandılar. Ama bu meseleye sadece
siyaset ideolojisi noktasında bakıp ‘hayır’ diyenler bugün ne kadar
sevinseler de hak noktasında kayıptalar“ diye konuştu.
"ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARLARINA SAYGILI OLACAĞIZ"
Her zaman insan odaklı, bireysel hakları geliştiren bir demokrasi
anlayışı içinde olmak gerektiğini ifade eden Arınç, sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Sevmediklerimiz olabilir ama bireysel başvuruyla Anayasa Mahkemesi
onları haklı bulabilir. Anayasa Mahkemesi’nin kararını elbette
saygılı olacağız. Onun verdiği kararların bireyi koruyan kararlar
olduğunu düşüneceğiz. Mesela yargılama süresinin uzun olmasını,
tutukluluğun istisnai olmasını, 2, 3 yıldan beri çok yüksek sesle
söylüyorum. Birileri beğenmemiş, birilerinin hoşuna gitmiş
olabilir. Biz demokraside fikirlerimizi karşılıklı olarak
birbirimize anlatmak zorundayız ki gelişmeler ancak bununla mümkün
olsun. Çevremizde olan pek çok olaydan, Türkiye’de yaşadığımız pek
çok toplumsal olaya kadar birbirimizi anlamak, dinlemek bunun
önünde sevmek noktasında olmalıyız.”
"ŞİDDET, BASKI OLMASIN, HERKES İSTEDİĞİ GİBİ KONUŞABİLSİN"
Basın mesleğinin demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu kaydeden
Arınç, “Basın da bizi bilgilendiren, gözümüz, kulağımız, dilimiz
mesafesinde önemli bir kurum. Basının sansür edilmeyeceği ilk
Anayasa’dan beri yazılıdır. Şimdi onu tahkim edecek, güçlendirecek
işler yapmalıyız. Ancak ‘Cezaevinde şu kadar var. Neden bu kadar
var?’ noktasında yasalarımızın ne durumda olduğunu görmeden bunu
sadece bir konuşma mevzusu yaparsak gerçekçi olmayız. Türkiye’de
hala terörle mücadele kanunu var. Bu kanunda değiştirdiğimiz ama
değiştiremediğimiz maddeler var. Mesela propaganda unsurunun
içerisine şiddete, silaha sevk eden beyanları ve eylemleri suç
konusu yaptık. Ama böyle bir unsur yoksa propaganda serbest hale
geldi. Milliyetçi düşüncenin sahipleri bundan dolayı bizi
eleştirebilir. Ama çağı yakalamak zorundayız. Zaman tünelinde
kalmamışsak zamanı iyi okumak noktasındayız. Bu bayrak denen şeyler
de nereden çıktı? Birileri bunu kullandıkları için söylüyorum.
Neden şu adamın ismini alkışlıyorlar? Neden bu adama sevgi
duyuyorlar? Bu çağda bunları konuşacak noktada değiliz. Şiddet
olmasın, silah olmasın baskı tehdit olmasın, her şey
konuşulabilsin. Herkes birbirine istediği dilde hitap edebilsin”
dedi.
"SIKILI YUMRUKLA EL SIKIŞILMAZ"
Mesleki sorunlar ve bunların çözümleri için derneklerle sık sık bir
araya geldiklerini belirten Arınç, “Bazı kuruluşlar var. Meseleye
gazetecilik mesleği ve sorunları açısından bakmıyorlar. Maalesef
ideolojik pencereden bakıyorlar. Karşı karşıya gelsek bile
ellerimiz birbirine uzanmıyor. Sıkılı yumrukla el sıkışılmaz.
Sektörle ilgili konularda paydaşların bir araya gelmesi samimi
işbirliği yapması gerekir. Bunları gerçekleştirebilirsek güzel
işleri gerçekleştirebiliyoruz. İnternet haber siteleriyle ilgili
konuyu biz 2 yıldır çalışıyoruz. İki senedir bu konuya ilgi duyan
bütün kuruluşlarla bir araya geldik. Geçtiğimiz günlerde adalet
komisyonunda tartışmasını yaptık. Meslek kuruluşlarının önerileri
doğrultusunda da bazı maddelerde değişiklik yaptık. İnşallah
kanunlar sonunda göreceksiniz ki sektörün paydaşları bu kanunda
kendilerini rahatlıkla bulabilecekler. 2011 yılında çıkardığımız
RTÜK Kanunu da aynı şekilde iş birliğiyle çıkmıştı. Bugün de
başarıyla uygulanıyor” diye konuştu.
(İHA)