Arınç'ın ipi ne zaman çekildi?
Abone olPeki AK Parti neden Arınç'a sahip çıkmadı? Bunun nedeni Tezkere ve Denktaş'a verilen destek..
Meclis Başkanı Bülent Arınç bir gaf yaptı, kıyametler koptu.
Kendi partisi dahi Arınç'a sahip çıkmadı ve adeta aylardır Arınç'ı
afaroz etmek isteyenlerin önüne attı. Medya da türban krizi
nedeniyle açığını kolladığı Arınç'ı darağacına çekmek için topyekün
taarruza geçti. hemen hemen bütün gazeteler., Arınç'ın sözlerini
manşet yaptı, Meclis Başkanı'nı istifaya davet etti. Ancak olayın
bu yönünü tartışmak istemiyoruz biz.. Biz iki konu üzerinde durmak
istiyoruz. Bunlardan birincisi, Arınç'ın ipinin ne zaman
çekildiği.. Aslında Arınç AK Parti içinde de uzun zamandır
rahatsızlık yaratan bir isimdi. Abdullah Gül'ün Başbakan olduğu
dönem.. Irak'a asker gönderilmesinin Meclis'te tartışıldığı dönem
yani. Arınç, Irak'a asker gönderilmesi konusunda muhalif tavrını,
hem de ekranlar karşısında açık açık ortaya koyuyor ve AK parti'de
büyük bir çalkalanmaya neden oluyordu. Abdullah Gül'ün, daha
sonraları o dönemi anlatırken, "İstifa etmeyi düşündüm" diyecek
kadar çalkantılı bir dönemli o dönem.. İşte Arınç'ın bu tavrı, AK
Parti'de istenmeyen adam olmasında başrolü oynadı. Ardından her
protokolde türban krizi çıkararak AK Partiye zarar vermesi ise
Arınç'ı biraz daha uzaklaştırdı partili arkadaşlarından. Arınç'ın
ipinin çekilmesine karar verilmesi anı ise, Erdoğoğan istememesine
rağmen, Denktaş'a Meclis kapılarını açması oldu. Kulaktan kulağa
yayılan haberlere göre Başbakan Erdoğan, Arınç'ın bu tavrına çok
içerledi ve çevresine Arınç'ın AK Parti'nin başarılarını
baltaladığını öne sürdü. Ancak kamuoyunun büyük çoğunluğunun
Denktaş'tan yana tavır koyması nedeniyle Arınç'a gerekli tepki bir
türlü gösterilemedi. Ta ki dün Arınç o talihsiz sözleri
söyleyinceye kadar.. Yine iddiaya göre parti yönetimindeki birkaç
isim, bu konuda Arınç'a destek verilmemesini istedi ve bu baskıya
medyayı da alet etti. Bugünkü gazetelere baktığımızda gazetelerin
oluşturduğu baskı gözlerden kaçmıyor zaten.. BUNU YAPAN İLK ARINÇ
MI? Peki bu tür bir skandal Meclis çatısı altında ilk kez mi
gerçekleşiyor. Daha önce bu ve buna benzer sözler hiç mi
kullanılmadı? Gelin buna benzer olayları birkez daha gözden
geçirelim.. Turgut Özal'ın Başbakan olduğu yıllar.. Özal Meclis
çatısı altında basın mensuplarının sorusunu cevaplarken, Erdal
İnönü'nün bir eleştirisi kendisinine aktarılınca, "O gitsin küçük
Turgut ile uğraşsın" diyor, özür bekleyen kesimlere ise, "Sizin
aklınız fesat. Ben torunumu kasdettim" cevabı veriyordu.. Yine aynı
Özal ve yine Meclis kürsüsünde, kendisini eleştiren Bursalı
Milletvekili'ne, "Ne de olsa Bursalı" diyerek büyük bir gafa imza
atıyor ve yine özür dilemiyordu. ANAP, MHP DSP iktidarının
işbaşında olduğu yakın dönem.. Turizm Bakanı Erkan Mumcu, Meclis
sıralarında bir başka milletvekili arkadaşına kamuoyunda, "Nasıl
geç....k" anlamına gelen o hareketi yaparken kameralara, yani
milyonlarca insana yakalanıyor, ama özür dileme gereği bile
duymuyordu. MHP'li Cemal Enginyurt, Meclis'te gazetecileri, ana
avrat küfrederek tekme tokat dövüyor, bunu haber yapan gazetelere
özür metni göndereceğine tehdit mesajları gönderiyordu. Meclis
çatısı altında sekreterleri ile sevişirken yakayı ele veren,
silahlarına davranıp kabadayılık yapan, Meclis'te çiğköfte partisi
düzenleyen ve adam öldüren milletvekillerini de hiç hiseba
katmıyoruz.. Biz sadece çifte standarda dikkat çekiyoruz..