Arınç'a göre AK Parti'nin oy oranı
Abone olBakan Arınç, hem referandum hem de seçimlerdeki oy oranlarını açıkladı. İşte Arınç'ın oy tahminleri;
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç,
''demokratik açılımın, çok olumlu, çok doğru ve çok iyi tespit
edilmiş bir mesele olduğunu'' bildirerek, ''Ama maalesef iç
politikaya kurban edildi'' dedi. Saadet Partisi'ndeki gelişmeler
için "biz o yapıyı çok iyi biliriz diyen" Arınç, Kurtulmuş'un
yaşadığı süreci kendilerinin de yaşadığını söyledi. Arınç, hem
referandum hem de genel seçimlerdeki oy oranları için de iddialı
konuştu.
Bülent Arınç, CNNTürk televizyonunda canlı yayımlanan ''Ne
Oluyor?'' programında gazetecilerin gündeme ilişkin
sorularını yanıtladı.
Başbakan Erdoğan'ın parti liderleriyle görüşmesi kapsamında MHP ve
BDP ile görüşmemesine ilişkin bir soru üzerine Bülent Arınç, bu
partilerle kapıların tamamen kapalı olduğunu belirterek,
''Yani Oktay Vural ya da Emine Ayna mantığıyla ortaya
çıkılırsa bu görüşmelerin yapılması mümkün değil. Ama
partilere bu zihniyet ve üslup hakim olduğu sürece bunlarla
görüşmenin bir faydası da yok. Bu görüşmeler yapılmadığı sürece AK
Parti bundan bir şey kaybetmez, hükümet de bir şey kaybetmez. Ama
iki partinin tabanında müthiş tepkiler var'' dedi.
''BAYKAL'A ÖZLEM İÇİNDE DEĞİLİM''
''CHP Genel Başkanlığına Kemal Kılıçdaroğlu'nun
seçilmesinden sonra CHP'de siyasi bir üslup değişikliği görüyor
musunuz?'' şeklindeki soruya Arınç, ''Henüz tam değil''
yanıtını verdi.
''Kılıçdaroğlu'nun seçtiği grup başkanvekilinin kürsüye çıktığında
sadece bağırdığını'' ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
''Ben CHP'deki Genel Başkan değişikliğini fevkalade olumlu
buluyorum. Partiye bir dinamizm kazandırdığını da görüyorum.
Bunu CHP'nin propagandasını yapmak için
söylemiyorum. Herkesin gördüğünü ben de görüyorum diyorum.
Yani bir lider, çevresiyle ekibiyle belli olur. İstanbul'a il
başkanı yaptıkları kişiyle burada görevlendirdikleri bazı kişilerin
geçmişten kalan bazı izleri fazlasıyla taşıdığını söyleyebiliriz.
Ama bu haliyle bile ileriye dönük bir ümit veriyor.''
''ANKET OLSAYDI AHMET TÜRK ÇIKMAZDI''
Arınç, ''Barış ve Demokrasi Partisi olmadan bir çözüm mümkün
görünür mü sizin için? BDP'nin bir şekilde bunun içinde olmasını
sağlamak mümkün müdür ya da BDP ne yapmak istiyor, size göre...''
sorusuna karşılık şunları söyledi:
''BDP'siz bir çözüm olabilir. Çünkü şüphesiz bağımsız seçildiler ve
içerİde bir grup kurdular. Parti kapandı, yeniden grup kurdular.
Sayın Ahmet Türk genel başkanlığa devam edebilseydi, çok daha iyi
bir muhatapla çok daha iyi bir noktaya geleceğimizi şahsen
düşünüyordum. Bizim Anayasa Mahkememizin kararları biraz
enteresandır. Yani bir parti kapatılacaksa 'yasaklanması
gereken kişiler kim olsaydı' diye bir anket yapsanız
Ahmet Türk çıkmazdı mesela, başka biri
çıkardı.
BDP ile bu sorunları konuşmanın ve sorunun çözümüne olumlu
katkılarının olmasının faydalı olacağını düşünüyorum ama böyle bir
şeye yanaşmadıkları, böyle bir sorumluluğu almadıkları ve adres
olarak başka yerleri gösterdikleri, örgüt ve İmralı'yla
irtibat ve ilişkilerini devam ettirdikleri sürece denklemin dışında
kalırlar ve bu da çözüm için çok fazla zarar vermez.''
''ORTADA BİR GERÇEK VAR''
Bakan Arınç, terörle mücadele konusundaki özel birliklerin
kurulmasına ilişkin bir soru üzerine de ''İkinci bir ordu
mu kuruluyor?'' şeklindeki haberlere üzüldüklerini dile
getirdi.
Birilerinin böyle başlık atmakla ''bir taşla on kuş vurmayı''
hesapladığını ifade eden Arınç, ''Hayır tek ordumuz var bizim.
Yapılacak her şey bu ordunun içinde, yeni düzenlemelerle yapılacak.
Bizim yedeği olan başka bir kurumumuz yok'' dedi.
Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Sadece belli görevler için yetiştirilecek, diyelim beş sene
çalışacak ve gözünü budaktan esirgemeyecek, yani sınır güvenliğiyle
birlikte sızmalara karşı mücadeleye karşı bütün teçhizatıyla hazır
olacak böyle bir birliğe ihtiyacımız var.
İsterseniz buna nitelikli uzman erbaşlar diyelim. Ortada bir gerçek
var. Ya bir çukurun içinde ya bir tepenin
üstünde... Kendilerinin inip eşkıya kovalayacak bir çabası
yeterli değil. Çünkü oraya ancak helikopterle ulaşılabiliyor. Bir
başkası dağlık bir yerden sınırın geçmesi nedeniyle girişlere engel
olunamıyor. Yani sizin taburunuz var, alayınız var, tugayınız var.
Öbürleri kendi özel kıyafetleriyle yani diyelim ki o yörenin
kıyafetleriyle ellerinde gelişmiş silahlarla hayatı sadece mağarada
yaşamak, zamanı gelince eylem yapmak ve sonra da bildikleri yoldan
kaçmak olan bir grupla mücadele ediyorsunuz. Bunun için
özel bir çabaya, eğitime ihtiyaç var. Aynı onlar gibi
yaşayabilecek, onlar gibi vurabilecek, mücadele edebilecek bir
ekip.''
İŞTE ARINÇ'IN REFERANDUM VE
SEÇİM TAHMİNLERİ....
AYRINTILAR HABERİN DEVAMINDA...
DEMOKRATİK AÇILIM SÜRECİ
Demokratik açılım sürecine ilişkin bir soru üzerine de Arınç, bütün
sorumlulukların hükümette olduğunu ve hükümetin de bu
sorumlulukları bilerek çalıştığını ve sekiz yıldan bu yana her
seçimde de halkın desteğinin AK Parti'nin arkasında olduğunu
söyledi.
''Dolayısıyla bizim bir şeyden korkarak, endişe ederek,
sağa sola bakarak yolumuzu tayin etmemiz mümkün değil''
diyen Arınç, doğru bildiklerini yaptıklarını ve yapmaya devam
edeceklerini kaydetti.
Arınç, şöyle konuştu:
''Ancak demokratik açılım, daha güzel ifadeyle milli beraberlik
veya kardeşlik projesi, çok olumlu, çok doğru ve çok iyi tespit
edilmiş bir meseleydi ama maalesef iç politikaya kurban edildi. İç
politika da muhalefetin tavrıdır. Dolayısıyla AK Parti
bu konuda yalnız kaldı ve ama buna rağmen işe devam
etti.''
"EN AZ YÜZDE 59"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, referandum
sonuçlarına ilişkin, ''Yüzde 60 olmasa bile 59
olur. 'Evet' oyu çıkacak, yürekten inanıyorum. Ağanın eli
tutulmaz, 60'ın üstünde olursa 'niye bu oldu' mu diyeceğiz''
dedi.
''BU BİR SEÇİM DEĞİL''
Arınç, şöyle konuştu: "Bu milleti ne kadar tanıyorsam, bu milletin
içinde ne kadar yaşamışsam, derdine, sevincine ne kadar ortak
olmuşsam, ortak değerleri ne kadar paylaşmışsam, yıllardan beri en
az 40 yıldan beri siyasetin içerisinde tanıyabildiğim kadarıyla bu
millet kendisi için yapılan bu iyi düzenlemeleri reddetmez.. Diğer
partilerin durumuna acıyorum, 'hayırda hayır
vardır' bu 'hayır' demek için yeterli bir şey değil, bu
basit demagojik bir söz, hayırlı işte de 'evet'
denir. Yani biz bu sözlerle halkın 'hayır' oyu vermesini hiç bir
zaman temin edemeyiz. Yani buna oy verdiğimiz zaman açlık bitecek
mi, çiftçi şöyle mi olacak, böyle mi olacak? peki 'hayır'
verdiğiniz zaman mı olacak bunlar, çok basit sözler...
1 MART TEZKERESİNİ HATIRLATTI
Herkes bu Anayasa'da neler değiştiğini biliyor, sadece birileri
duymak ve bilmek istemiyor. Öbürü sadece kategorik olarak 'hayır
diyeceğiz' diyor, 'niçin hayır' diye kendi tabanı sorguluyor, bunun
bir cevabı yok, kesin itaatle, bağlılıkla veya birilerinin çok
kullandığı tabirle biatla bu işler olmaz, göreceksiniz tabanlar
bunlara 'evet' diyecek, az veya çok, ve mutlaka hayırlar az
olacaktır. Çünkü psikolojik olarak da 'evet' daha
yumuşaktır, daha sevecendir. 'Hayır' olumsuzluktur,
negatifliktir, niye 'hayır' diyeceğiz. Evet 'hayır' diyebilen bir
Türkiye'ye ihtiyacımız var, gerektiği zaman diklenip, başını dik
tutarak 'ben teslimiyetçi bir politika içerisinde değilim,
haddini bil' 1 Mart tezkeresinde dediğimiz gibi, 'Dur
bakalım, hayır demesini de biz biliriz. Burası Meclis,
burada milli irade var', dediğimiz için çok şey kazandık biz,
birileri kızacak şimdi bana tabii çok şey kaybettiğimizi
söyleyenler de var. Ama ben çok şey kazandığımıza
inanıyorum...''
''UMUDA YOLCULUK BAŞLAYACAK''
Arınç, ''Evet veya hayır durumunda, siyasi manzara bundan nasıl
etkilenir'' şeklindeki bir soruyu da ''Bu bir seçim
değil...YSK diyecek ki referandum 'evet'le sonuçlanmıştır,
sayısal olarak bakarsa bir anayasal değişikliğin
onaylandığını göreceğiz, Türkiye'de yeni bir dönem başlayacak,
umuda yolculuk başlayacak...'' diye yanıtladı.
"YÜZDE 40'LARIN ÜSTÜNDEYİZ"
Arınç, ''Partinizin sık sık kamuoyu yoklaması yaptırdığını
biliyoruz, son rakamlar nelerdir?'' şeklindeki soruya karşılık,
''Seçimle ilgili biz 40'ların çok üstündeyiz, buna inanın. CHP
açısından değerlendirdiğiniz de CHP, Sayın Deniz Baykal ile yüzde
20-22 bandına yerleşmişti. Kılıçdaroğlu'yla yüzde 25-26'ları gördü
ama yüzde 30'ları 32'leri görmedi...'' dedi.
SAADET PARTİSİ'NDEKİ GELİŞMELER
Geçmişte kendi başlarına gelenin Numan Kurtulmuş'un da başına
geldiğini ifade eden Arınç, Kurtulmuş'un kendi özgün fikri olan,
mevcut siyaseti iyi okuyan, çevresinde çok değerli insanlar bulunan
bir kişi olduğunu belirtti. Arınç, şunları kaydetti:
''Yüzde 10'luk barajı aşar mı, iktidar ortağı olur mu onu
bilmem. Böyle bir şey reel politikada görünmüyor. Ama
ilkeli ve kendi özgün siyasetini takip eden ve başarıya doğru yol
almış olan bir siyasetçi tipi. Bunu Sayın Erbakan'ın ve
Erbakan'ın yakın arkadaşlarının kendi sistemleri içerisinde
kabullenmesi mümkün değil. Biz o yapıyı çok iyi
biliriz.