Arınç sessizliğini bozdu
Abone olBülent Arınç, Anayasa Mahkemesi'nin Ak Parti hakkındaki "odak olma" kararına tepki gösterdi ve şunları söyledi;
AKP Manisa İl Başkanlığının ağustos ayı Danışma Kurulu toplantısında konuşan Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Manisa Milletvekili Bülent Arınç, Mevcut iktidarın demokrasiyi daha da genişlettiğini, millet iradesinin önündeki engelleri kaldırdığını söyledi. Arınç, sözlerine şöyle devam etti:
''(AK Parti) nasıl olmuş da laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmuş. Ben TBMM Başkanıyım, meclis kürsüsünden demişim ki, (Laiklik yeniden yorumlanmalıdır. Türk Milletinin yapısına uygun bir batı tipi laiklik anlayışına ihtiyacımız vardır.) Ben sivil kurumun bir mensubu olarak, askerin önünde bu konuşmayı yapmıyorum. Ne yapıyorum, milletin oylarıyla Parlamentoya girmiş milletvekillerinin önünde diyorum ki, bu ülkede özgürlükler genişlemelidir. Toplumsal barış kurulmalıdır. Ve sivil irade güçlü olmalıdır. Bu benim görevimdir.
Anayasanın 83. maddesine göre, meclis kürsüsünde konuşmamızdan sorumlu olmadığımız yazıyor. Onu da ben yazmadım. 82 Anayasası'na koymuşlar. Bu iddianameye baktıktan sonra Türkiye'ye bakıyoruz. Hayır Türkiye'de böyle bir tehlike yok. Halkın böyle bir derdi yok. İsteyen istediği gibi giyinebilirse, TBMM'de şeri esaslara dayalı bir kanun da çıkmıyorsa, bunu da hiç kimse aklından geçirmiyorsa, laiklik nasıl zedelenebilir? Kendi anlayışlarına göre bizim hareketlerimizi bir tehlike olarak gördüklerini üzülerek müşahede ettik.''
'HUKUK BELLİDİR'
Kendisinin de hukukçu olduğunu kaydeden Bülent Arınç, ''Ceza hukukunu da birazcık bilirim başkaları kadar olmasa bile. Kanadoğlu da bilir ama ben doğrusunu bilirim. Hukuk bellidir. Unsurlar bellidir. Anayasa'da yazılanlar bellidir. Ceza hukuku prensipleri bellidir. Bu prensipler içerisinde bizim eylemlerimizin ne olduğunu bilmemiz lazım. 400'e yakın suçlama var. Neden 400'e yakın suçlama, çünkü Anayasa'da diyor ki 69. maddede, bir siyasi parti diyor, bir iki suç işlemekle kapatılmamalı, çok yoğun biçimde olmalı, odak haline gelmeli. 400'e yakın suçlama var. Biz bunları okuduk ve güldük'' dedi.
Arınç, her beyanında Anayasa Mahkemesinin AKP'yi kapatmayacağını, yargıya güvendiklerini ifade ettiğini belirterek şunları söyledi: ''İzmir'de bir bayan milletvekili, benimle geçmişte arası iyi olmayan biri, geçenlerde beyanat veriyor. Ben bu Anayasa Mahkemesini çok seviyordum ama bu kararından sonra ona ilgi duymuyorum. Anayasa Mahkemesine güvenini kaybetmiş. Bu çağdaş, demokratik ve laik olan bayan milletvekili Anayasa Mahkemesi'ne güvenini kaybettiğini söylüyor AK Parti kapatılmadı diye.''
Dava sürecinde görevlerini yerine getirmeye devam ettiklerini anlatan Arınç, ''Bu ülkenin Başbakanı, birileri gibi deniz kenarında tatil yapmıyor. 2 saatlik uykuyla 22 saat çalışmaktadır. Dış politikalarımıza devam ettik. Şimdi biz bu 4 aylık dava sürecinde Türkiye'nin kaybettiği 25 milyar doları kazanmaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
'AK PARTİ HÜKÜMETİ CESURDUR'
Yıllardır siyasetin içinde olduğunu ve geçmişte birçok faili meçhul cinayetin meydana geldiğini anlatan Arınç, şöyle devam etti:
''Göğsünüzü gere gere buna inanın, 6 yıldan bu yana her hadisenin faili bulunmuştur. Bu AK Parti hükümetine nasip olmuştur. En son Ergenekon olayı. Yargı safhasındadır sonucu hep birlikte göreceğiz. Ama düne kadar hiç akılların almadığı, kabul etmediği, olmaz böyle bir şey dediği işler bizim dönemimizde ortaya çıkmıştır. Bu başarının iki temel sebebi vardır. Birincisi AK Parti hükümeti cesurdur. Kim suç işlerse, kim yanlış iş yaparsa, kim çıkar amaçlı çete kurar veya ideolojik amaçlı olarak devleti yıkmaya çalışırsa 'bu kişilerin ve olayların sonuna kadar gideceğim faillerin yakalayacağım ve Türkiye'yi bu pisliklerden temizleyeceğim' demiştir. İkincisi ise kahraman güvenlik güçlerimiz, polisiyle, jandarmasıyla suçun üzerine gitmektedir. Arkasında çok güçlü bir hükümet desteğini bulduğu için de hiç kimseden çekinmeden görevini yapmaktadır.''
''(AK Parti) nasıl olmuş da laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmuş. Ben TBMM Başkanıyım, meclis kürsüsünden demişim ki, (Laiklik yeniden yorumlanmalıdır. Türk Milletinin yapısına uygun bir batı tipi laiklik anlayışına ihtiyacımız vardır.) Ben sivil kurumun bir mensubu olarak, askerin önünde bu konuşmayı yapmıyorum. Ne yapıyorum, milletin oylarıyla Parlamentoya girmiş milletvekillerinin önünde diyorum ki, bu ülkede özgürlükler genişlemelidir. Toplumsal barış kurulmalıdır. Ve sivil irade güçlü olmalıdır. Bu benim görevimdir.
Anayasanın 83. maddesine göre, meclis kürsüsünde konuşmamızdan sorumlu olmadığımız yazıyor. Onu da ben yazmadım. 82 Anayasası'na koymuşlar. Bu iddianameye baktıktan sonra Türkiye'ye bakıyoruz. Hayır Türkiye'de böyle bir tehlike yok. Halkın böyle bir derdi yok. İsteyen istediği gibi giyinebilirse, TBMM'de şeri esaslara dayalı bir kanun da çıkmıyorsa, bunu da hiç kimse aklından geçirmiyorsa, laiklik nasıl zedelenebilir? Kendi anlayışlarına göre bizim hareketlerimizi bir tehlike olarak gördüklerini üzülerek müşahede ettik.''
'HUKUK BELLİDİR'
Kendisinin de hukukçu olduğunu kaydeden Bülent Arınç, ''Ceza hukukunu da birazcık bilirim başkaları kadar olmasa bile. Kanadoğlu da bilir ama ben doğrusunu bilirim. Hukuk bellidir. Unsurlar bellidir. Anayasa'da yazılanlar bellidir. Ceza hukuku prensipleri bellidir. Bu prensipler içerisinde bizim eylemlerimizin ne olduğunu bilmemiz lazım. 400'e yakın suçlama var. Neden 400'e yakın suçlama, çünkü Anayasa'da diyor ki 69. maddede, bir siyasi parti diyor, bir iki suç işlemekle kapatılmamalı, çok yoğun biçimde olmalı, odak haline gelmeli. 400'e yakın suçlama var. Biz bunları okuduk ve güldük'' dedi.
Arınç, her beyanında Anayasa Mahkemesinin AKP'yi kapatmayacağını, yargıya güvendiklerini ifade ettiğini belirterek şunları söyledi: ''İzmir'de bir bayan milletvekili, benimle geçmişte arası iyi olmayan biri, geçenlerde beyanat veriyor. Ben bu Anayasa Mahkemesini çok seviyordum ama bu kararından sonra ona ilgi duymuyorum. Anayasa Mahkemesine güvenini kaybetmiş. Bu çağdaş, demokratik ve laik olan bayan milletvekili Anayasa Mahkemesi'ne güvenini kaybettiğini söylüyor AK Parti kapatılmadı diye.''
Dava sürecinde görevlerini yerine getirmeye devam ettiklerini anlatan Arınç, ''Bu ülkenin Başbakanı, birileri gibi deniz kenarında tatil yapmıyor. 2 saatlik uykuyla 22 saat çalışmaktadır. Dış politikalarımıza devam ettik. Şimdi biz bu 4 aylık dava sürecinde Türkiye'nin kaybettiği 25 milyar doları kazanmaya çalışıyoruz'' diye konuştu.
'AK PARTİ HÜKÜMETİ CESURDUR'
Yıllardır siyasetin içinde olduğunu ve geçmişte birçok faili meçhul cinayetin meydana geldiğini anlatan Arınç, şöyle devam etti:
''Göğsünüzü gere gere buna inanın, 6 yıldan bu yana her hadisenin faili bulunmuştur. Bu AK Parti hükümetine nasip olmuştur. En son Ergenekon olayı. Yargı safhasındadır sonucu hep birlikte göreceğiz. Ama düne kadar hiç akılların almadığı, kabul etmediği, olmaz böyle bir şey dediği işler bizim dönemimizde ortaya çıkmıştır. Bu başarının iki temel sebebi vardır. Birincisi AK Parti hükümeti cesurdur. Kim suç işlerse, kim yanlış iş yaparsa, kim çıkar amaçlı çete kurar veya ideolojik amaçlı olarak devleti yıkmaya çalışırsa 'bu kişilerin ve olayların sonuna kadar gideceğim faillerin yakalayacağım ve Türkiye'yi bu pisliklerden temizleyeceğim' demiştir. İkincisi ise kahraman güvenlik güçlerimiz, polisiyle, jandarmasıyla suçun üzerine gitmektedir. Arkasında çok güçlü bir hükümet desteğini bulduğu için de hiç kimseden çekinmeden görevini yapmaktadır.''